Başlıktaki ifade Peygamberimizin bir hadis-i şerifi. Hak ve hukuka çok büyük bir önem veren Resûl-i Ekrem (asm) hak sahibinin hakkını arama hakkı bulunduğunu açıkça ifade ediyor bu hadis-i şeriflerinde.
Burada hak arama kadar söz hürriyetinin önemine de dikkat çekilmektedir. İslâmda düşünce hürriyetinin çok büyük önemi vardır. Uygulamada Hz. Ömer’e (ra) üzerindeki cübbenin hesabını soracak kadar geniş bir düşünce özgürlüğü yaşanmıştır. Biri bunu sorabilmiş, diğeri de o atmosferi sağlamıştır.
İslâmda bir kötülük gördüğünde elle, buna güç yetmediğinde dille düzeltme tavsiye edilir.2 Bu da toplumun geleceğini ilgilendiren yanlışlıklar karşısında sessiz kalınamayacağını göstermektedir. Zalim bir hükümdara karşı hakkı haykırmanın tavsiye edilmesi de3 söz hürriyetinin hangi boyutlara kadar varabileceğini göstermektedir. “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” uyarısı da bu hususta oldukça önemli değil midir?
Evet, toplum gemisini delmeye kalkan kimseye sessiz kalmak geminin su alması ve gemidekilerin topluca batması demektir. Toplum ve milletlerin hayatında yapılan yanlışlıklar sadece yapanları bağlamaz, bütün toplumu ilgilendirir, zararını herkes çeker. Onun için o noktada söz hürriyeti devreye girer, gerekli uyarılar yapılır, böylece tehlike ve zararlardan kurtulunmuş olunur.
Meşveret de bu açıdan önem arz eder. Çünkü bir fikir alış verişi ve danışma anlamına gelen meşveret veya istişare, düşünce özgürlüğünün güzel bir ifadesidir. Kur’ân bu düşünce platformuna dâvet eder mü’minleri. Mü’minlerin en önemli özelliklerinden biridir meşveret. Kur’ân, “İşleri aralarında meşveret iledir”4 buyururken “İş hakkında onlarla meşveret et”5 diye de meşvereti emreder.
Akılların birleşerek hata oranını azaltan, doğru ve isâbetli düşünmeyi arttıran meşveret, “Fikirlerin çarpışmasından hakikat tecellî eder” gerçeğini de hatırlatır.
Vahyin dışındaki meselelerde Resûlullah (asm) kadar meşveret eden kimse yoktu. Meşveretlerde ihtisas sahiplerine önem veren Allah Resûlü (asm) Selman-ı Fârisî’nin Hendek kazılması, Hubab bin Münzir’in Bedir kuyusu civarına yerleşme tekliflerinde olduğu gibi mutlaka faydalı olan fikre uymuştur. Ve ümmetine de meşveretle hareket etme gibi çok güzel bir miras bırakmıştır.
Bütün bunlar düşünce hürriyetinin hayatımızdaki yerini göstermiyor mu?
Dipnotlar:
1- Buhârî, Hibe: 21.
2- Müslim, İman 78; Tirmizî, Fiten: 11.
3- Ebû Davud, Melâhim: 17; Tirmizî, Fiten: 13. 4- Şûra Suresi: 38. 5- Âl-i İmran Suresi: 159.
01.02.2008
E-Posta:
[email protected]
|