Hz. Peygamber (asm) daha gençken toplumun sevgi ve saygısını kazanmış, Muhammedü'l-Emîn lakabıyla anılmaya başlanmıştı. Kureyşliler kimseye güvenemeyip bırakamadıkları kıymetli eşyalarını Efendimize (asm) emanet ederlerdi.
Resûlullahın (asm) herkesin güvendiği bu temiz, örnek hâli peygamberliğine de güçlü bir delil olmuştu.
Her dönemi gibi gençliği de böylesine parlak olan Kâinatın Efendisi (asm) gençlere büyük değer verirdi. Yaşlılar ona karşı çıkarken gençler bütün zerreleriyle sahip çıkmış, bir zırh gibi korumuşlardı.
Resûlullah da (asm) onlara özel ilgi ve sevgi gösterir, bağrına basar, meseleleriyle ilgilenirdi.
Gençliğe önem verilmeliydi. Çünkü gençlik ömrün en önemli ve verimli anlarıdır. O kadar önemlidir ki, Büyük Mahkemede hesabı sorulacak beş şeyden biri de gençliktir: "Gençliğini nerede kullandın?"1
Ömür dakikalarını kıymetine şâyeste şekilde değerlendirmiş, ibadetle ihyâ etmiş gencin hiçbir gölgenin bulunmadığı Arş'ın gölgesinde gölgelendirilişi de2 onun değerini göstermiyor mu?
Resûl-i Ekrem (asm) gençleri sever, üzerlerine titrer, kırılmalarını aslâ istemezdi. Çok sevdiği gençlerden birisi Hz. Ömer'in oğlu Abdullah'tı. Resûlullah (asm) aşkıyla yanıp kavrulan bu genç, onu bir gölge gibi takip ederdi. Allah Resûlü de (asm) ona büyük bir ilgi gösterirdi. Bir yolculuk esnasında birlikteydiler. Babasına ait bir devenin üzerindeydi Hz. Abdullah. Deve genç mi genç, hırçın mı hırçındı. Bir ara hızlandı ve Resûlullah'ın (asm) devesinin önüne geçti. Bunu gören Hz. Ömer hemen oğluna müdahale etti. "Ne yapıyorsun ey Abdullah?" dedi. "Hiç kimse Resûlullahı (asm) geçmez."
Hz. Ömer'in Peygamber sevgi ve saygısı bunu gerektiriyordu. Elbette kimse Hz. Peygamberi (asm) geçemezdi. Hz. Abdullah da bunu istemezdi, ama hırçın devesine söz anlatamamıştı.
Bu durumu gören Resûlullah (asm) Hz. Ömer'e dedi ki: "Bu deveyi bana sat." Hz. Ömer hiç itiraz eder mi? Kabul etti ve sattı. Hz. Peygamber (asm) deveyi Hz. Abdullaha verip "Bu deve senindir ey Abdullah. İstediğin gibi hareket et"3 buyurmuştu.
Bu ilgi ve sevgiyi gören gençlerin ona olan sevgi ve saygıları da bir harikaydı.
Acaba bizler gençlerimizle ne kadar ilgileniyoruz?
Dipnotlar:
1- Keşfü'l-Hafa, 1:166-167.
2- Buharî, Zekât: 16; Müslim, Zekât: 911.
3- Buharî, Hibe: 25.
24.01.2008
E-Posta:
[email protected]
|