Milwaukee Spanish Journal gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Robert Miranda’nın, Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgede yaşanan sorunla ilgili olarak Bediüzzaman Said Nursî’nin görüşlerini aktarıp, “Said Nursî, sorunun ancak İslâmla çözülebileceğini açıkça ve defalarca dile getirmiştir” diye yazdığını duyurmuştuk.
“Devletin geçmişte bölgede açılan yaraları kapatmak için, Bediüzzaman’ın çözüm önerilerini dikkate alması lâzımdır. Bütün güç odaklarının bilmesi gerekir ki, burada yaşayan halklar Müslümandır. Müslümanları birbirine bağlayan, İslâm bağıdır” şeklindeki ifadelerini de.
Bu sözlerini 26 Ekim’de manşet yapmamızdan sonra Miranda ile irtibat kuran Umut Yavuz, hem kendisini bu yayınımızdan haberdar etti, hem de yeni sorularla bu yorumlarını detaylandırması için bir fırsat daha sunmuş oldu.
Miranda cevabında öncelikle bir Türk gazetesinin kendisiyle ve fikirleriyle ilgilenip irtibata geçmesinden duyduğu memnuniyeti ifade etti.
Ardından, Türk-Kürt sorununa da yol açan ırkçılığın global bir problem olduğunu, tedavisi içinse Bediüzzaman’ın görüşlerine başvurulması gerektiğini ifade eden Miranda, “milliyetçilik bahsi” olarak bildiğimiz 26. Mektub’un 3. Mebhasına atıf yaparak, “Herkes bu kısmı dikkatle okusun” çağrısında bulunuyor.
Ve ilâve ediyor: “İnanıyorum ki, onun sözleri dünyayı çok olumlu bir yönde etkileyecek.”
Aslında Miranda Latin, Hispanik kökenli bir Müslüman ve İslâmî adı Davud Ali Selâm. Kendisini, uzun zamandır haberdar olduğu Risale-i Nur’la tanıştıran kişinin, senelerdir Amerika’da bulunan hocası Dr. Süleyman Kurter olduğunu ifade ediyor.
Kurter, 1970’li yıllardan bu yana ABD’de hizmetlerle iç içe olan son derece değerli bir isim. Nur hizmetinin dış dünyadaki ilk önemli hamlelerinden biri olan ve uzunca bir süre Nur-The Light dergisini yayınlayan California’daki Risale-i Nur Enstitüsünün kuruluşunda Osman Birgeoğlu ile birlikte çok ciddî katkıları olmuş.
Amerika-Kanada Müslüman Cemiyetinin 1977’deki yıllık kongresine sunulan “İslâmın yeniden hayatlanmasında Bediüzzaman modeli” başlıklı çalışma da ikisinin imzasını taşıyor.
(Bediüzzaman’ı ve Risale-i Nur’u akademik disiplinle dış dünyaya taşıma alanında bir ilk olan bu çalışmanın tercümesi, bilâhare Köprü dergisinin Ekim-1977 sayısında yayınlandı.)
İşte, bizim kronik terör ve PKK sorunumuza çözüm adresi olarak ta Amerika’dan Risale-i Nur’u gösteren Robert Miranda ya da Davud Ali Selâm, muhterem Süleyman Kurter’in oralarda yıllardır nur hizmetinin meslek ve meşrep ölçüleri içinde, ihlâs ve istikametle sürdürdüğü hizmetlerin güzel meyvelerinden sadece biri.
Ve aynı zamanda, cennetmekân Üstadın cennetmekân talebe ve kâtiplerinden Şamlı Hafız Tevfik yıllar önce Barla’da ilk risaleleri yazarken, “Üstad bunlara niye bu kadar ehemmiyet veriyor? Bu kuş uçmaz, kervan geçmez yerde yazdıklarımızı kim duyacak, kim bilecek?” diye içinden geçirdiğinde Üstadın, “Bir zaman gelecek, bu risaleler dünyanın her tarafında okunacak” diyerek verdiği müjdeyi tasdik ve teyid eden yeni ve çok ibretli bir örnek.
Herşeye rağmen Allah nurunu tamamlıyor.
04.11.2007
E-Posta:
[email protected]
|