Türkiye ve dünya gerçeklerinden habersiz olanları yaptıkları tek şey, hayalî ‘korku’lar üretmek. En tabii şeyleri biraz çarpıtarak, biraz da cilalayarak ‘korku’ sebebi haline getiriyorlar. Neymiş, bir okulda başörtülü öğrenci varmış, neymiş başka bir okulun kapısında başörtülü öğrenci görülmüş, neymiş otobüs yolcuları ‘namaz molası’ talebinde bulunuyormuş!
İnsanlığın geldiği noktada gayet tabiî kabul edilmesi gereken hal ve hareketler, ‘suç unsuru’ olarak sunulmak isteniyor. Aynı çevreler, okullar tatil olmasıyla birlikte düzenlenen ‘yaz Kur’ân kursları’na çocukların gitmesini de içlerine sindiremiyorlar. Gereksiz bir hazımsızlığın örneklerini çoğaltmak mümkün. Ama bu örneklere tepki göstermenin, doğru olmadığını söylemek durumundayız.
Bir noktaya daha dikkat çekmek gerekecek: Yapılan doğru işler, yapanlar tarafından da mutlaka cesaretle savunulmalıdır. Bu yapılamadığı sürece, doğru işleri yanlış gibi sunanlar çıkar. Mesela, eğer bir okulda, bir alış veriş merkezinde ya da başka bir yerde ‘mescid’ açıldıysa bu davranış mutlaka savunulmalıdır. Gelen muhtemel tepkiler üzerine geri adım atmak, sanki yapılan iş ‘suç’muşcasına davranmak, bahane üretmek; sadece insafsız olanlara cesaret verir. İşin özü; sözlerin ve fiilerin ardında durmak, onlara sahip çıkmaktadır.
Bakınız, bir işyerinin giriş kapısı üzerine asılan ve Kur’ân harfleriyle yazılı “Bismillahirrahmanirrahim” levhasına bir gazete nasıl ‘tepki’ göstermiş: “Çetinkaya’da Arapça tabela/ ‘İslamcı’ kimliğiyle tanınan Çetinkaya mağazaları bu kez Arapça tabela asarak dikkat çekti. Arapça tabelanın 22 Temmuz genel seçimlerinden hemen sonra asılması anlamlı bulundu. Magaza yetkililerinin Arapça yazının sadece ‘Bismillahirrahmanirrahim’ anlamına geldiğini söylemesine karşın bazı kişiler tabelanın hat sanatının inceliklerine özen gesterilerek yazıldığına dikkat çekerek yazının bu biçimiyle batıni/içrek anlamları olabileceğini, dolayısıyla anlayanlara mesaj niteliğine bürünerek bir tür slogan işlevi görebileceğini belirttiler... Mağazanın hemen girişine asılı Arapça yazıyı görenlerden kimi, olayı (...) ‘Dua da olsa bir yazının Arapça mağazanın girişine asılması kamusal alana tecavüzdür, bu bir propagandadır’ diyerek tepki gösterdi.” (Cumhuriyet, 27 Eylül 2007)
İsterseniz bu ‘haber’i bir daha okuyun. Bir hadise, bir ‘levha,’ bir gerçek ancak bu kadar çarpıtılabilir ve hiç yoktan ‘korku’ ancak böyle üretilebilir! Bu kadar açık bir hadise, nasıl olur da bu kadar rahatlıkla, insafsızca çarpıtılabilir? Gazete, haberini fotoğrafla da süslemiş. Orada da görüleceği üzere iş yerinin giriş kapısı üzerinde ‘Bismillahirrahmanirrahim’ levhası asılıyor. Mağaza yetkililerinin “Bu bildininiz ‘besmele’ levhasıdır” demelerine rağmen, ‘gizli’ anlamları olabileceğini iddia etmenin bir ismi olmalı, ama biz ifade etmeyelim!
Hele hele, ‘besmele levhası’ olsa bile, bunun ‘kamusal alana tecavüz anlamına geldiğini’ söylemenin nasıl yorumlanması gerektiğini kamuoyunun ‘bilgi’sine bırakalım...
Allah’ın bizi ‘insafsız’ların iftiralarından muhafaza eyle. Amin.
01.10.2007
E-Posta:
[email protected]
|