Türkiye’yi ‘dışarı’da temsil edenlere her zaman büyük görevler düştüğü malûm. Bürokratlardan işçisine, ilim adamından sanatçısına kadar her sahada hizmet verenlerin Türkiye’nin imajına ‘katkı’ yapması beklenir. Bu cümleden olarak, ‘gurbetçilerimiz’in omuzlarında büyük bir yük olduğunu hatırlayalım.
Ülkemizi en iyi şekilde temsil etmesi beklenen ‘dışişleri bürokratları’nın davranışları, çoğu zaman tartışma konusu olmuştur. Bilhassa yurt dışındaki bürokratlar, bulundukları ülkelerde kendi vatandaşlarına ‘tepeden bakmak’la itham edilmişlerdir. Bu davranışlara bir örmek olması bakımından, bir iki yıl önce Almanya’da yaşanan hadiseyi hatırlayabiliriz. Almanya’daki ‘bürokrat’lar, başörtülü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ‘pasaport’ vermemiş, konu bir toplantı esnasında Başbakan’a ‘şikâyet’ edilmişti. Hadise doğruydu ve tam anlamıyla bir skandaldı. Ama bunun hesabını verenin olduğunu duymadık. Bu arada, hazır söz açılmışken; benzer uygulama Almanya yada başka ülkelerde yaşayan başörtülü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına karşı devam ediyor mu, merak ediyoruz.
Belki de yüzlercesi tekrarlanan garip bürokrat davranışlarına bir örnek de Vatikan’da yaşanmış. İmam hatip lisesi mezunu, başörtülü bir öğrenci Vatikan’da lisansünsü eğitim alırken yaşadığı hadiseyi şöyle anlatıyor: “En çok yabancılık hissettiğim kişiler, oraya gelen ya da orada olan Türk bürokratlarıydı. Örneğin, Ankara’dan bir üniversitenin rektörü Gregoriana’da bir toplantıya davet edilmişti. Adamın benim Türkiye’den gelen bir öğrenci olduğumu öğrendiğinde sorduğu iki veciz soru: ‘Nerelisin?’ ‘Baban ne iş yapıyor?’ Yine bir toplantıda Vatikan Elçilik görevlisi bir Türk beni ve diğer başörtülü iki arkadaşımı görünce ‘Aa, siz Müslüman mısınız, ben sizi kıyafetinizden dolayı Süryani falan sanmıştım’ demişti. Oradaki insanların bizlere alıştığını, bizleri sevdiğini gördük; ama bizimkilerin garipliklerine şahit olduk.” (Yeni Aktüel, 30 Ağustos-5 Eylül 2007)
Evet, maalesef bilhassa yurt dışındaki ‘bizimkiler’ Türkiye ve dünya gerçeklerinden çok uzak. Düşünün, başörtülü bir öğrenci Vatikan’da üniversite eğitimi alıyor. Onunla karşılaşan bir Türkiye Cumhuriyeti dışişleri bürokratı, öğrenci sırf başörtülü olduğu için garip karşılıyor! Asıl garip olan; Vatikanlı bürokratların garip karşılamadığını, ‘Ankara’lı her hangi bir bürokratın garip karşılaması değil mi?
Gariplikler oluyor, ama Vatikan’da eğitim alan öğrencimiz yine de ümitvâr: “Ben ümitvarım. Gelecekte ülkemin daha güzel olacağına inanıyorum. Dışarıda eğim gören, başarılı grafik çizen binlerce Türk genci var. Bunların eğitim aldıktan ve dünyayı tanıdıktan sonra ülkelerine gelmelerini isterim. Çünkü neticede kaybeden Türkiye oluyor.” (agd.)
İnşallah ‘son kaybeden’ yasak savunucuları olsun ve olacak...
30.09.2007
E-Posta:
[email protected]
|