Bir umre yolculuğunun içindeyiz şu an.
Geçen haftadan başlayan yolculuğu günlük kabilinden sizinle paylaşmak istiyorum.
Bu mukaddes mekânları, herkesin görmesi duâsıyla, Cenab-ı Hak, Ramazan bereketinin devamını nasip etsin.
***
Havaalanının dış hatlar terminalinden geçip, bütün işlemleri bitirmiş bulunmaktayız.
Saat 15:18. Bizi Medine’ye götürecek Suudi Hava Yolları uçağına binmek üzere bekliyoruz.
Ancak bir bekleme telâşı yok. Gecikme gerginliği de…
İçimizdeki heyecan, kalbimizdeki ürperti ve düşündüren ziyaret mahalleri, masivadan alıp götürüyor.
Sakin ve kendisinde meskûn bir halde. Sırada otururken, sıra beklemekten uzak duygularla…
***
Uçağa biniyoruz. Saat 15:26’yı gösteriyor. Koltuğumuza yerleştik.
Yakın arkadaşımın annesi Nezihe Teyze de bizimle…
Bu üçüncü gidişi. Üç aylık gidişlere abone. Çok büyük bir iştiyak duyuyor.
Böylece, yaşlı ve dindar kadınların, ahir zamanda dini yaşamaya örnek olarak bize tavsiye edilmesinin sırrını da bir kez daha anlıyorum.
Cevşen istiyor. Hemen okumaya başlıyor, yaşlı saliha kadın nümunesi olarak.
Aynı grupta olduğumuz adaşım İsmail Bey, organizasyon firmasının iki gün gecikmeye sebep olan “ekonomik hesabı” üzerine yoruma başlıyor. Daha yeni tanışmış bulunuyoruz. Kendisi İstanbul’da tekstilci. Firma kritiği yapmak istiyor.
Ben çok ilgili değilim. Sükûnetle dinleyip, gayr-i ihtiyarî tebessüm ediyorum.
“İsmail Abi, düşünmenin, üzülmenin ve olup bitenle ilgilenmenin vakti bitti. Bundan sonra gideceğimiz mekâna misafiriz” deyip tebessümüne vesile oluyorum.
Yanında bulunan muhtereme eşi, duâ ile hemhâl. Bizi onaylarcasına mukabele ediyor.
Dünyayı düşünecek an değil gerçekten.
Bilgiye emanet bir güzergâh yok önümüzde.
Beşerî hâllerle konuşulacak bir durum da yok.
Yolcular uçağa yerleşmeye devam ediyor. Uçak henüz hareket etmedi.
Birden Mescid-i Nebevî geldi aklıma. Yutkundum aniden.
Hayâl âleminde daldım o revakların arasına…
O muazzam mescidin mü'minleri kucaklayan ensar ruhunun ve yansımalarının hakim olduğu iklimin bahtiyar mevsimine götüren yolculuğa…
Medine, şehirlerin insanlığı…
Medeniyetin İslâm modeli…
Ruha teslim bir şehrin, Peygamberimizle (asm) şereflenen, kabri ile nurlanan bahar kokulu, huzur şehri…
Varlığımıza manen hükmetti birden…
Yine yutkundum.
(Devamı yarın)
23.09.2007
E-Posta:
[email protected]
|