Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 07 Ağustos 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

İlk sorgulama



Birgün Münker ve Nekir isimli iki suâl meleğinden bahsetmişti Peygamberimiz (asm). Gökgürültüsü gibi sesleri; şimşek gibi parlayan göz kamaştırıcı gözleri olan bu melekler “Rabbin kim? Peygamberin kim? Dinin ne?” gibi sorular sorarlar.

Ruhu, kalbi, aklı, fikri, hayatı bu hakikatlerle haşir neşir olan insanlar, bu sorulara cevap vermekte zorlanmaz, şaşırmadan, dilleri sürçmeden kolayca cevap verirler.

Birgün Kâinatın Efendisi (asm), bu meleklerden söz etmişti. Hz. Ömer’e onların özelliklerinden bahsedip, “Onları gördüğün zaman ne yaparsın?” diye sorduğunda, Hz. Ömer (ra), “Ey Allah’ın Resûlü! Ben hâlimle mi olacağım?” diye sorduğunda, “Evet” cevabını almış, Hz. Ömer de, “Öyleyse yâ Resûlallah, kolayca altından kalkabilirim bu soruların” diye cevap vermişti.

Nitekim Hz. Ömer’in (ra), melekler bu soruları sorduğunda, “Siz nereden geliyorsunuz?” diye sorduğunu, onların da “Arş’tan geliyoruz” dediklerini, Hz. Ömer’in de buna karşılık, “Siz tâ Arş’tan gelip Rabbinizi unutmuyorsunuz da, ben şu iki adımlık dünyadan gelirken mi Rabbimi unutayım” dediğini biliyoruz.

Resûl-i Ekrem de (asm) birgün Cebrail’in geldiğini, Hz. Ömer’in meleklerle şu tarz bir konuşması olacağını bildirmişti: “Meleklerin sorularına, ‘Benim Rabbim Allah’tır’ diye cevap veren Hz. Ömer, ‘Ya sizin Rabbiniz kim?’ diye mukabele eder. ‘Peygamberim Hz. Muhammed’dir’ cevabından sonra da, ‘Ya sizin peygamberiniz kim?’ der. ‘Dinim İslâmdır’ dedikten sonra da, ‘Ya sizin dininiz ne?’ diye sorunca, melekler de ‘Hayret! Biz mi seni hesaba çekmek için gönderildik? Yoksa sen mi bizi hesaba çekmek için gönderildin?’ demekten kendilerini alamazlar.”

Kalbi imanla dolu, bütün gayesi Allah ve Resûlü’nün (asm) emirlerine itaat etmek olan Hz. Ömer (ra), bütün güçlük ve felâketlere karşı bu imanıyla karşı koymuştu. “Felâketlere karşı Resûlullah’ın yaptığı gibi ben de Allah’a ve Resûlüne itaatle karşı koyacağım” sözü ona ait.

Böyle bir iman, dünyada zorlukların kolayca üstesinden geldiği gibi kabirde de—görüldüğü gibi—kolayca geliyordu.

Bütün mesele, amelle süslü güçlü bir iman.

07.08.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (06.08.2007) - "Bunlar insan değil, İfrit"

  (05.08.2007) - Zordan korkmamak

  (04.08.2007) - Zordan korkmamak

  (03.08.2007) - Cennetin anahtarı

  (02.08.2007) - Ölüleri duyabilseydik

  (01.08.2007) - Cennetin anahtarı

  (31.07.2007) - Mezarın konuşması

  (30.07.2007) - Azrail'in elçileri

  (29.07.2007) - Dostla buluşurken

  (28.07.2007) - Kaygısızca yaşamak

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri