Ölümden niçin korkar insan?
Ya ölümü tanımadığı için. Ya da günahlarından korktuğu için.
Mülk Sûresi’nin ikinci âyetinde belirtildiği gibi hayatı olduğu gibi ölümü de yaratan Allah’tır. Onun yarattığı hayat, güzel olsun da yine Onun yarattığı ölüm niçin çirkin olsun?
Bütün yanlışlık, Allah’ı tanımamaktan kaynaklanıyor. Allah, insanı yeryüzünün en seçkin, en mükemmel yaratığı olarak yaratsın, herşeyi onun hizmetine versin de sonra onu yokluğa, hiçliğe atsın, hiç akıl kabul eder mi?
Kişinin ölümden korkmasının sebebi ise, suç işleyen kanundan, polisten, mahkemeden korktuğu gibi günahkâr kişi de tevbe etmemiş de günahları işlemeye devam ediyorsa suçluluk psikolojisi içerisinde ölümden korkar.
Ölüm bir yer değiştirmedir, bu dünyadan daha güzel bir âleme geçiştir. Kulluk görevinin bitmesi ve ücret almaya gitmedir. Günahkâr günahlarının, itaatkâr da itaatinin mükâfatını alacaktır.
Ruh bedenden ayrılıp ruhlar âlemine gider. Ancak ruhun yuvası olan bedenle bir süre daha irtibatı devam eder. Beden kabre konulsa da ruh olup bitenlerden haberdardır. Onun içindir ki Sevgili Peygamberimiz (asm), “Ölen kimse kendisini yıkayanı, taşıyanı, kefenleyeni, kabre koyanı tanır. Eğer Cennetle müjdelenmişse, tabutunu taşıyanlara yalvarır: ‘Beni yerime acele götürün’ der. Eğer Cehennemlikse, ‘Ne olur, acele etmeyin’ diye yalvarır.”1
Bir başka hadis-i şerifte ise şöyle buyurulur: “Cenaze hazırlanıp yere bırakıldıktan sonra adamlar omuzları üstünde taşıyınca eğer iyi bir kimse ise: ‘Beni götürün, beni götürün’ der. Eğer iyi değilse, ‘Vah yazık bana, beni nereye götürüyorsunuz?’ der. Öyle bağırır ki onun sesini insan hariç her şey işitir. Eğer insanlar duyabilselerdi korkularından ölürlerdi.”2
Peygamberimizin (asm) belirttiğine göre ölü konuşur ama başka bir boyutta olduğu için dünyadaki insanlar onun konuşmasını duymazlar. Bu konuşma bazen sevinç çığlıkları atarak mekânına hızla gitmek isteme şeklinde kendini gösterir. Bazan gerçeklerle yüzyüze geldiği için çığlık atar, haykırır, ama onu kimse duymaz. Duymak istese de duyamaz. Ancak onun konuşmasını insan dışında bütün varlıklar işitir. Bir hadis-i şerifte buna da dikkat çekilir: “Her ölünün cesedi, tabuta konulup, mezara doğru üç adım yüründüğünde, insanlardan ve cinlerden başka bütün varlıkların işiteceği bir şekilde konuşur, der ki: ‘Ey kardeşlerim! Ey cesedimi taşıyanlar! Dünya beni aldattığı gibi, sizi de aldatmasın! Zaman benimle oynadığı gibi sizinle de oynamasın. Çünkü aile fertleri ve yakınlarımdan hiçbirisi günahımı üstlenmediler. Herşeyim, mirasçılarıma kaldı. Kahhar olan Allah, Kıyamette beni hesaba çekecektir. Siz ise beni kabre götürüyorsunuz. Beni orada bırakıp veda edeceksiniz!”3
Evet, er geç herkes gerçeklerle yüzyüze gelecek.
Dipnotlar:
1- Müsned, 3:3. 2- A. g. e. s. 115. 3- Suyûtî, s. 175.
02.08.2007
E-Posta:
[email protected]
|