Bir hadis-i şeriften öğrendiğimize göre insan ölünce amel defteri kapanır. Üç kişininki açık kalır ancak. Bunlardan biri sâlih evlât yetiştiren kişidir.
Sâlih evlât, Allah’ını, peygamberini, dinini, imanını, sevgiyi, saygıyı, insanlığı bilen evlât demektir. Böyle evlâtların yaptıklarının bir misli de anne ve babalarının defterine kaydolur.
Sâlih evlât, gerçekten büyük sermayedir bir anne ve baba için. Bir taraftan işledikleri hayırlı amellerle ebeveynlerinin defterlerini kabartırlarken diğer taraftan sürekli irtibat halinde bulunur; onlar adına yaptıkları iyilik, okudukları Kur’ân ve yaptıkları duâlarla onlara olan sevgilerini gösterir, destek vermeye çalışırlar.
Ölmüş gitmiş bir insan adına yapılan iyilik, duâ ve istiğfarlardan da ne çıkar demeyin! İnsanın bazan az bir yardıma dahi ihtiyacı olabilir. Bize göre ufak birşey başkaları için sadra şifa olamaz mı? Azaplarının hafifleyip derecelerinin yükselmesi az şey mi? Peygamberimiz (a.s.m.) kabirdeki ölüyü denize düşüp boğulmaktayken başkaları tarafından imdadına koşulan adama benzetmiyor mu? Onun için ölüye, evlat, kardeş ve dostundan gelebilecek bir duâ, ona dünya ve dünya içindeki her şeyden daha sevimlidir.
Yine Peygamberimiz (a.s.m.) buyururlar ki: “Dirilerin ölülere gönderebilecekleri hediyeleri duâ ve onlar adına istiğfardır.” 2
Ölüler duâlarımızı duyarlar mı? Elbette. “Hiçbir kimse yoktur ki, dünyada iken, tanıştığı bir ölünün yanından geçip selâm versin de o ölü onu tanıyıp selâmını almasın”1 buyuruyarlar Allah Resûlü (asm).
Sâlih bir evlâdın anne, baba, yakınları ve dostlarının kabirlerini ziyaret edip ruhlarına Yasinler, Fâtihalar bağışladığını bir düşünün. Ölüler için bir bayramdır bu. Manevî hediyeler halinde takdim edilir onlara. Peygamberimiz (a.s.m.) “Kim Âyete’l-Kürsî’yi okuyup sevabını kabir ehline bağışlarsa, Allah doğudan batıya kadar her (Müslüman) mezara kırk nur yerleştirir ve onların yerlerini genişletir”3 buyurmuşlardır.
Sonra ziyaretçilerinin kıbleye yönelip yaptığı şu duâ da ne kadar anlamlıdır: “Ey Sana iman etmiş olarak dünyadan ayrılan bu çürümüş cesetlerin ve ufalmış kemiklerin Rabbi olan Allah’ım! Bunların üzerine katından bir rahmet, tarafından ise bir selâm indir. Ya Rabbi, bizi bunların ecrinden mahrum etme, onlardan sonra bizi fitneye maruz bırakma, bizi ve onları mağfiret eyle.”
Sevgiyi, şefkati kabre kadar götüren İslâm ne kadar güzel ve büyük bir nimet!
Dipnotlar:
1.Terğib Terhip, 5: 340.
2. A.g.e., 5: 350.
3. A.g.e.
27.06.2007
E-Posta:
[email protected]
|