Filistin’de Gazze ile Ramallah arasında restleşme sürüyor. Bunun sonucunda kendisinden istendiği gibi Mahmut Abbas olağanüstü hükümeti atadı. Bunun sonucunda Gazze ve Batı Şeria’da ayrı ayrı iki hükümet teşekkül etmiş oldu. İpler tamamen koptu ve köprüler atıldı. Halit Meşal’in görüşme isteği ‘Katillerle görüşmeyiz’ denilerek Fetih tarafından reddedildi. HAMAS’a misilleme olarak Batı Şeria’daki varlığı tasfiye edildi. Yandaşları tutuklandı ve tutuklanıyor.
Abbas’ın attığı bu adımdan sonra ilginç gelişmeler yaşanmaya başlandı. Arafat döneminin güçlü maliye bakanı olarak bilinen Selam Feyyaz teknokratlardan oluşan olağanüstü hükümetin başına getirildi. Feyyaz ilginç bir kişilik. Kestirmeden söylemek gerekirse Filistin’in Kemal Derviş’i. Uluslar arsı mahfillerin mutemet adamı. Abbas’ın bu Filistin’i ikiye bölme kararından sonra hemen destek yağmaya başladı. Elbette ilk önce İsrail hükümeti ve Olmert bunu tarihî bir fırsat olarak nitelendirdi. Ve bunun kutlamasını yapmak ve müdavele-i efkârda bulunmak üzere Olmert, Bush’un yanına gitti. Bu gezi önceden planlıydı, ama son gelişmelerle birlikte ehemmiyet kazandı. Ve Abbas’a destek mahiyetinde Batı Şeria’ya olan ambargo kalkarken Gazze’ye devam kararı alınmış ve bu bağlamda, İsrail ilk önce de Gazze Şeridi’ne yakıt sevkiyatını durdurmuştur.
Aslında Alvero Deseto ve ardından İngiliz yardım kuruluşu The Christian Aid Charity’nin suçlamasında olduğu gibi bu süreci sözümona uluslararası camia veya Ortadoğu Dörtlüsü denilen grup tetiklemiştir. Bunun sonucunda tek başına hükümet olan HAMAS’a yönelik katı bir ambargo uygulanmıştır. Ardından Fetih’le birlikte kurulan millî birlik hükümetinde de HAMAS kanadına yönelik bu ambargo devam etmiştir. HAMAS kuşatma altında hükümet etmeye çalışmıştır. Ve olağanüstü hükümet kurulması kararından hemen sonra İsrail tarafı kabinede HAMAS’lı bakanlara yer verilmemesi halinde sözkonusu hükümeti tanıyacaklarını duyurmuştur. Sebebi ve sonucu onlar tayin etmiş ve Fetih ile HAMAS’a ise gereğini icra etmek düşmüştür.
***
Ve Selam Feyyaz hükümetine yönelik İsrail ve ABD’nin tavrı dikkat çekici niteliktedir. Sanki bu gelişmeyi bekler gibiydiler. Tutumları, devlet darbesine yönelik bir ikramiye veya rüşvettir. Nitekim Hürriyet gazetesi konuyla ilgili haberinde şu başlığı kullanmıştır: “Hükümeti kur, yardımı kap (al).”
HAMAS’la boşanma Fetih için malî kapıları açmıştır. Ama bu Fetih’e destek aslında Filistin halkının aleyhinedir. Bu adımla birlikte Filistin devleti hayal olmaya veya hayalet bir varlık olmaya daha fazla yaklaşmıştır. Elbette bu adımın ödüllendirilmesi lâzım. Ve gerçekten de olağanüstü hükümet kurulmasıyla birlikte ABD kesenin ağzını açacağını ilân etti. Niye açmasın? ABD bu tür darbeleri hep ödüllendirmiştir. Arafat’a yaptıramadıklarını Mahmut Abbas’a yaptırdılar. Arafat’ı taşeron olarak nitelendirmişlerdi, ama Arafat istedikleri kıvama gelmedi ve onu gözden çıkardılar ve zehirlediler. Şimdi HAMAS ile ve daha ötesi Gazze’den boşanma karşılığında Abbas’ı ödüllendiriyorlar. Bu hem HAMAS, hem de Fetih için bir Pirus zaferi bile değildir. Olmert de ABD’nin ardından Fetih için kesenin ağzını açacaklarının sinyalini vermiştir. Olmert HAMAS’ın seçim zaferinden sonra dondurdukları 100 milyon dolarlık kesinti fonunu Abbas yönetimine aktarmaya hazırlanıyor.
***
Bu devlet darbesiyle ilgili ödüllendirmeyi okurken Sabah gazetesinin bu yönde bizim tarihimizden bir benzeri kesiti okudum. 27 Mayıs 1960 darbesinden hemen sonra ABD Büyükelçisi Fletcher Warren darbe başı Cemal Gürsel ile görüşüyor. Darbecilerin ABD’ye eli mahkûm. ABD darbeyi finanse etmeyi reddetse darbe başlamadan bitecek ve kadro çökecek. Bu görüşmede Cemal Gürsel’in: “1 Haziran’da maaşları ödemek için para lâzım’ dediği tarihî zabıtlara geçiyor. Dönemin tanıklarından emekli Amerikalı general Fred Hayes de Alparslan Türkeş’in darbe sabahı tanklarla elçiliğin kapısına dayandığını ve acil koduyla 50 milyon dolar istediğini ifade etmişti. Demek ki darbeciler arkalarını ABD’ye dayamışlar. Darbecilere para lâzımdır. Bundan dolayı Selam Feyyaz’ın başbakanlığa getirilmesi ve ABD ve İsrail’in kesenin ağzını açması tesadüf olamaz. Tarihî kayıtlar darbelerle akçeli ilişkilerin geçit resmi gibidir.
18.06.2007
E-Posta:
[email protected]
|