İnsanların ‘gönülleri’ni fethetmeden, ülkelerin işgalinin iyi bir netice vermeyeceği; ABD’nin Irak’ı işgaliyle bir defa daha görüldü. “Dünyanın süper gücü” olmakla övünen ve “uçan kuştan haberdar olan” Amerika, tam anlamıyla Irak bataklığına saplanmış durumda.
İnsanlığın itirazına rağmen Irak’ı işgal eden Amerika’nın ‘iyi niyet’li olmadığı daha ilk günden belliydi. 200 bine yakın askeriyle Irak’ı işgal eden ABD’nin hadiseye ‘maddî menfaat’ penceresinden baktığı hemen anlaşıldı. Güya Irak’ın kalkınması için yapılan ihaleler, ilk fırsatta yine kendi adamlarına verildi. Kayırmalar, usulsüzlük ve yolsuzluk iddiaları ayyuka çıktı ve milyarlarca dolar ‘nakit’ para kayboldu!
Başlangıçta ‘Kral’ George W. Bush’a destek veren Amerika kamuoyu da artık hadisenin içyüzünü anlamış görünüyor. “Bir an önce Irak’tan
çekilelim” diyen Bush muhalifleri, kamuoyunun desteğini ve tabiî ki yapılan seçimleri de kazanıyor.
Irak’ı işgal eden ve batağa saplanan Amerika’n ordusunun içten içe ‘çürüdüğü’yle ilgili haberler de yeni yeni medyaya yansıyor. İşgal kuvveti olarak Irak’ta bulunan askerlerin, bayan ‘mesai arkadaşları’nı dahi taciz etmesi durumun vehametini ortaya koyuyor. Irak’ta görev yaparken ABD’li ‘arkadaşları’nın tecavüzüne uğrayan kadın askerlerden Suzanne Swift “Görevimin ikinci günü üstüm bana tecavüz etti, (...) firar ettim” demiş. (Sabah, 11 Nisan 2007)
“Mesai arkadaşı”na bu çirkin muameleyi reva gören “işgal kuvvetleri” Iraklılara ne yapmaz? Nitekim, Ebu Gureyb Hapishanesinde yaşanan insanlık dışı vahşeti, çirkinlikleri daha önce duymuştuk...
Haksız ve ‘halk’sız olduğu için batağa saplanan Amerika, şimdi çıkış yolu arıyormuş. ABD bunun için de geçmişte pek çok ‘işgalci’ tarafından denenen ‘böl ve yönet’ yöntemine başvuracakmış. Independent gazetesinin tecrübeli Ortadoğu muhabiri Robert Fisk’in iddiasına göre, ABD’nin yeni Bağdat (dolayısı ile Irak) planı, şehri ancak kimlik kartlarıyla girilebilecek onlarca farklı bölgeye ayırmakmış.
Fisk, şöyle yazmış: “George Bush’un takviye asker gönderme kararına rağmen önü alınamayan direnişçi saldırılarını durdurmak için Bağdat’ta geniş kapsamlı bir güvenlik operasyonu yapılacak. Bu çerçevede, kentin 89 idarî biriminden yaklaşık 30’u güvenlik çemberine alınacak. Bu bölgelere sadece yeni çıkarılacak kimlik kartları olanlar girebilecek.” (Star, 12 Nisan 2007)
Fisk’in yazısında, bu sistemin daha önce, Fransa tarafından Cezayir’de, İsrail tarafından işgal ettiği Filistin topraklarında ve yine ABD tarafından Vietnam’da uygulandığı ve hepsinin başarısız olduğu bilgisi de yer alıyormuş.
“Böl ve yönet” yönteminin başarılı olduğu yerler ve zamanlar geçmişte olmuştur, ancak son yıllarda ‘insanlık’ uyanmıştır. Dolayısı ile böyle oyunlara alet olmayacağı söylenebilir. Amerika, bu fitne metoduyla bir süre daha işi götürse bile, nihayetinde mağlup olduğunu kabul edip Irak’tan çekilmek durumunda kalacak.
Çünkü küfür devam etse bile, zulüm devam etmez...
13.04.2007
E-Posta:
[email protected]
|