Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 13 Nisan 2007
Mehmet Fırıncı ve Mehmet Kutlular ; Mehmet Emin Birinci'yi anlattı...indirmek ve dinlemek için tıklayınız

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Serdar MURAT

Sıcak günden önemli mesajlar



Birbiri ardına önemli açılmaların yapıldığı, sıcak gelişmelerin yaşandığı bir gündü.

Önce Meclis Başkanı Bülent Arınç geçti kameraların karşısına.

Ancak herkesin aklı Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın yapacağı açıklamadaydı.

Bu yüzden Arınç’ın basın toplantısına parlamento muhabirleri dışında yönetici kademesinden Yeni Asya’nın Ankara Temsilcisi Mehmet Kara ile Posta Gazetesi’nin Ankara Temsilcisi Hakan Çelik katılmıştı.

Akredite basının Ankara Temsilcileri Genelkurmay’ı tercih etmişlerdi. Büyükanıt’ı takip etmek üzere İstanbul’dan gelen yönetici ve yazarlar da vardı. Ancak 28 Şubat sürecindeki ünlü basın brifingindekine benzer üst düzey katılım yoktu. Gazete ve televizyonların sahipleri ile genel yayın yönetmenleri uçaklarla Ankara’ya taşınmıştı o zaman.

O günle bugünün kıyas kabul eder tarafı yoktu.

Şimdi hükümete bilgi verilerek yapılan bir basın toplantısı, o zaman hükümete karşı verilen bir basın brifingi vardı.

Aşırı iyimser tablolar çizmenin de meslekî bir handikap olduğunun farkındayım. Büyükanıt’ın basın toplantısı yapacağı bilgisi iktidar kanadında elbette ki bir merakla karışık heyecana yol açtı.

Ancak konjonktürün farklı olduğunu akıldan uzak tutmamak gerek.

Akıldan uzak tutulmaması gereken bir diğer nokta da Büyükanıt’ın basın toplantısı ile içeriye yönelik, biriken tepkileri emir komuta zincirinde ve kontrollü olarak boşaltma çabası olduğudur.

Meclis Başkanı Arınç, “367 sadece anayasaya aykırı değil, anayasaya karşı bir işkence” dedi.

Cumhurbaşkanlığı süreciyle ilgili duyarlı kesimlerden bir telkin ya da tavsiye olmadığını, olmasının kabul edilemeyeceğini ifade etti.

14 Nisan’da yapılacak olan eyleme katılanlara ise, Eruygur’la birlikte görünmeyi düşünüp düşünmemelerini hesap etmelerini istedi.

Darbeden dolayı yargılanması gereken şahsın peşinden gitmeyin ikazıydı bu.

Arınç’ı dinlerken dahi bir çoğumuzun kafasında Büyükanıt’ın ne söyleyeceği sorusu vardı.

Kısa bir süre sonra Büyükanıt da konuştu meraklar izale oldu.

Ancak ondan kısa bir süre önce Dışişleri Bakanı Gül’ün, Büyükanıt’ın basın toplantısı düzenlemeden önce hükümete bilgi verdiğini söylemesi Başkent’de tansiyonu dengelemişti.

Büyükanıt Paşa’nın Kuzey Irak’a sınır ötesi operasyonunun gerekli olduğunu söyleyip, siyasî karar istemesi dahi “darbe günlükleri” ve “andıç” konusundaki sözleri üzerindeki merakı gidermedi.

TSK’ya yönelik saldırılar olarak tanımladı Büyükanıt, tüm bu olayları. Genelkurmay karargâhının olaya bakışı bu.

Hatta Genelkurmay Başkanı bunu Şemdinli olayları, şahsına yönelik haberler, Atabey operasyonunun sarı zarfı, darbe günlükleri ve Andıç’ı TSK’yı yıpratmaya yönelik operasyon zincirinin bir halkası olarak gördüğünü ifade etti.

Basın toplantısının bam teli Cumhurbaşkanlığı seçimiydi.

“Cumhurbaşkanlığını Genelkurmay Başkanlığından sonraki bir üst makam olarak görmüş, Genelkurmay Başkanlarını Çankaya’ya taşımayı bir görev addetmiş, Çankaya uğruna ihtilallere maruz kalmış bir gelenekten geldiğimiz için şu aşamada Recep Tayyip Erdoğan’ın önünün kesilmesi için askerin yumruğunu masaya vurmasını, seçimlere müdahale etmesi”ni isteyenler çok. Hatta bu suçu işlemedikleri için TSK’nın komuta kademesini pasiflikle suçlayanlar da var.

Büyükanıt, laikliğe sözde değil özde bağlı olan birisinin çıkacağını umut ettiğini söyledi.

Bu tarif elbette ki Erdoğan’a uymuyordu. Ama Büyükanıt niyet belirtmekten öte yapabilecekleri bir şey olmadığını söylemiş oldu.

Emin Çölaşan’ın “Belli bir adayın ismi” diyerek Erdoğan’ı ima eden sorusuna, “Ben kişiler bazında konuşmam” karşılığını verdi. Bu cevabın köşesinde askeri iki de bir göreve çağıran Çölaşan’ı tatmin ettiğini zannetmiyorum.

Cumhurbaşkanlığı konusu başta olmak üzere Büyükanıt’dan daha sert açıklamalar yapmasını bekleyenler vardı.

Paşa bu konuda yetkinin Meclis’te olduğunun altını çizdi, hukuken daha fazla yapabileceği bir şey olmadığını ifade etti. “Başkomutanın eşinin başının kapalı olması” gibi kışkırtıcı sorular karşısında dahi kendini frenlemeyi bildi.

Büyükanıt hem içeriye yönelik mesajlarını verdi, hem TSK’nın tepkisini ortaya koydu. Hem Özkök’ten farklı olduğunu gösterdi, ama fren mesafesini de iyi ayarladı.

13.04.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (12.04.2007) - Çankaya'ya değil seçime bakın

  (11.04.2007) - Çankaya fısıltıları

  (20.02.2007) - Büyükanıt’dan farklı roller bekleyenler

  (19.02.2007) - Hangi büyük oyun

  (16.02.2007) - Olmert'in temasları

  (15.02.2007) - Kadir şehit oldu duyan var mı?

  (14.02.2007) - Baykal'ın barış adımı

  (12.02.2007) - İttihatçıdan ihtilâlciye aynı zihniyet

  (09.02.2007) - Tayyip'in el kitabı

  (08.02.2007) - Masal değil, gerçek

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004