Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 12 Nisan 2007
Mehmet Fırıncı ve Mehmet Kutlular ; Mehmet Emin Birinci'yi anlattı...indirmek ve dinlemek için tıklayınız

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

M. Latif SALİHOĞLU

Darbe mantığı



Dünkü "tarih köşesi" yazımızda, 27 Mayıs darbecilerinin o kanlı günü nasıl "resmî bayram" olarak ilân ettiklerini anlatmıştık.

Aşağıda gördüğünüz bugünkü tarih köşesi yazısında ise, aynı ihtilâlcilerin Üstad Bediüzzaman'ın temeline harç koyduğu Isparta Tugay Camiine nasıl darbe vurduklarının hikâyesi anlatılıyor.

Darbecilerin marifetlerini gün gün yazmak mümkün. İlla ki, yıkmak, tahrip etmek babında birşeyler yaparlar. Asarlar, keserler, yakarlar, yıkarlar. Hiçbir şey bulamazlarsa, mezarında yatana dahi müdahale ederler. Nitekim etmişler: Meselâ, Tugay Camiinin temeline ilk harcı koyan Üstad Bediüzzaman'ın naaşını, medfun bulunduğu Urfa'dan alıp bir meçhûle götürmüşler.

Esasen, böylesi şeyler, darbe ve darbeci mantığının bir mahsûlüdür.

Darbeciler, sürekli şekilde neyi nasıl yıkacaklarını düşünür.

Bunun için günlük tutarlar, çetele tutarlar. Tıpkı, geçen haftalarda ifşâ edildiği gibi... Bunlar, önce not tutarlar, bir bahanesini bulup darbe yaptıklarında ise, tuttukları o günlükleri tatbik sahasına koymaya başlarlar.

Darbecilik oyunu böyledir. Başarılı olurlarsa kahraman, başarıya ulaşamadıklarında ise—ispat edilmesi halinde—"hain" muamelesi görür, idam edilirler. Talat Aydemir ve Fethi Gürcan misalinde olduğu gibi.

Her türlü fenalığa kaynaklık eden darbelerin bir daha yaşanmadığı ve darbe yapma ümidinin tamamiyle yok olduğu bir Türkiye'de yaşamak dileğiyle.

GÜNÜN TARİHİ 12 Nisan 1957

Bir darbe de Tugay Camii'ne...

Isparta'daki Er Eğitim Tugayı Camiinin temel atma merasimine iştirak eden Bediüzzaman Said Nursî, Besmele ve duâlarla temele ilk harcı koydu.

Ardından, inşaat çalışmalarına başlandı. Mabedin temeli yükselip tam şekillenmeye başlamıştı ki, 27 Mayıs Darbesi yapıldı.

Demokrat iktidarı deviren askerî ihtilâl, herşeye aynı darbe mantığıyla yaklaştı. Böylelikle, Isparta Tugay Camii'ne de bir darbe vurdu ve inşaatı durdurdu.

Cami için ayrılan yer, halen boş duruyor. Ümit ve temenni ederiz ki, bu caminin inşasına günün birinde yeniden başlanır.

Temel atma merasimi

Üstad Bediüzzaman'ın talebelerinden Kore gazisi Bayram Yüksel, o temel atma hadisesinin canlı şahitlerinden biridir. Merhum Yüksel, hatıralarında o günleri şöyle anlatır:

"Bir gün, Üstadımızla Barla'ya gidecektik. Zübeyir Ağabey de vardı. Şoför de Mahmut Çalışkan'dı.

"Isparta İmam-Hatip Okulu'nda Kur'ân Hocası ve Kesikbaş Camiinde imamlık yapan Hafız Feyzi Efendi Üstadımıza geldi. Tugay Camii temelinin atılacağını, Üstadımızın da gelmesini rica etti. Barla'ya hareket etmek üzereyken, Üstadımız Hafız Feyzi'yi kıramadı. 'Peki gideceğiz' dedi.

"Isparta'nın ileri gelenleri hep oradaydı. Üstadımız da kalabalığın içine girdi. Tugayın subayları Üstada bakıyorlardı. Çünkü hiç böyle bir zat görmemişlerdi. Kılık-kıyafeti şeair-i İslâmiyeyi gösteriyordu. Elinde şemsiyesi, gözünde güneş gözlüğü vardı. Biz de Zübeyir Ağabey ve Mahmut Çalışkan ile Üstadımızın arkasındaydık.

"Bütün nazarlar Üstadımızın üzerindeydi. Herkes birbirine 'Bu zat kim?' diye soruyordu. Bir yüzbaşı koşarak bir sandalye getirdi ve 'Buyurun efendim, oturunuz' dedi. Üstad da kendisine teşekkür ederek oturdu.

"Tugay komutanı çok güzel bir konuşma yaptı. Üstadımız da dinledi. Konuşması bittikten sonra Tugay Komutanı Üstadımızı işaret ederek, 'Hoca Efendi camiye harcı koysun' dedi. Üstadımıza Zübeyir Ağabey malayı doldurdu, verdi. Üstad 'Bismillah' dedi ve harcı attı. Bizler de Üstadımızın arkasındaydık.

"Tugay Komutanı Feyzi Fırat Bey, Üstadımıza ve Isparta halkına teşekkür etti. Ondan sonra birçok subay Üstada karşı hürmetle alâkadar oldu.

"Biz Isparta ve Barla'ya giderken, Üstadımız subaylara ve erlere daima eliyle selâm verirdi.

"Hattâ, Isparta'nın içinde orduevi vardı, oradan geçerken Üstadımız subayları gördüğünde daima onları selâmlardı. Onlar da Üstadın selâmını ayağa kalkarak alırlardı.

"Üstadımız askerleri çok sever, fazla alâkadar olurdu. Tugay Camiinin yapılmasını çok arzu ediyordu ve çok memnun olmuştu. Cami temeli kalkmaya başladı. Maalesef 27 Mayıs ihtilâli oldu ve cami kaldı. Yeri hâlâ boş duruyor." (Son Şahitler–III, s. 91)

12.04.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (11.04.2007) - İtici mi itici bir meydan mitingi

  (20.02.2007) - Nur ve ateş arasında yüz yıl (2)

  (19.02.2007) - Nur ve ateş arasında yüz yıl (1)

  (17.02.2007) - Mecelle yerine Avrupaî kanunlar

  (16.02.2007) - İnsan yetiştirme projesi

  (15.02.2007) - Yanılan kim? (2)

  (14.02.2007) - Yanılan kim, kandırılan kimler? (1)

  (13.02.2007) - Etrafı dağlık, ortası Düzce

  (12.02.2007) - İki tercih var: Nur ve ateş

  (09.02.2007) - Bir hak ve adâlet timsâli: Ömer-i Sâni

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004