Şanlıurfa’dan okuyucumuz:
*“Tilâvet secdesi nasıl yapılır? Kur’ân okurken secde âyeti geldiğinde hemen mi yapılmalı? Okumayı bitirene kadar beklesek olur mu? Bu şekilde bırakıp unuttuğumuz takdirde, sonradan hatırlandığında tekrar yapılır mı?”
Kur’ân’daki secde âyetlerinden birini okuyan veya işiten kimsenin secde yapması vâciptir. Peygamber Efendimiz (asm) secde âyetleri okunduğunda tilâvet secdesi yapmıştır.
İbn-i Ömer (ra) anlatır: “Allah Resûlü (asm), içinde secde âyeti bulunan bir sûreyi okuduğunda secde eder ve biz de kendisiyle birlikte secde ederdik. Öyle ki, bazen alnımızı koyacak yer bulamazdık.”
Resûlullah (asm) şöyle buyurdu: “İnsanoğlu secde âyetini okuduğunda secde ederse, şeytan oradan ayrılır ve ağlayarak der ki: ‘Eyvah! Âdem oğlu secdeyle emr olundu; secde etti. Onun için Cennet vardır! Ben de secdeyle emr olundum; fakat isyan ettim! Benim için Cehennem vardır!’”1
Tilâvet secdesi, iki tekbir arasında yapılan bir secdedir. Bu secdenin tek rüknü alnı yere koymaktır. Secdeye giderken tekbir almak ve secdeden sonra yine tekbir almak sünnettir. Secdeden sonra teşehhüt ve selâm yoktur.
Secde âyeti okunduğunda imkânı varken secdeyi geciktirmek tenzîhen mekruhtur. İmkân bulunamaz ise, secde ilk fırsata kadar geciktirilebilir. Unutulursa, hatırlandığında tilâvet secdesi yapılmalıdır.
Namaz kılan kimsenin tilâvet secdesini rükûya vararak veya bizzat secde yaparak ifâ etmesi mümkün olduğu gibi; hastanın da bu secdeyi îma ile yapması mümkündür.
Namazda iken secde âyeti okunduğunda, üç âyet okuma süresinden fazla secdeyi geciktirmemelidir. En faziletli olanı secdeyi hemen yapmaktır. Eğer secde âyeti, sûrenin sonunda okunmuşsa veya en fazla üç âyet daha okunarak rükûya varılacaksa, rükû esnasında tilâvet secdesine de niyet edildiği takdirde, yapılan rüku ile tilâvet secdesi îfa edilmiş olur. Rükû ile berâber tilâvet secdesine niyet edilmediğinde, namaz secdesi ile bu secde de yapılmış sayılır.
Namazda eğer secde âyetinden sonra üç âyetten fazla âyet okunacak ise, tilâvet secdesi geciktirilmez, hemen yapılır (bu durumda hemen yapmak vâcip olur); secdeden sonra kıraate kalındığı yerden devam edilir.
Secde âyetini işitenin, dinleme kastı ve niyeti olmasa bile tilâvet secdesi yapması gerekir.
***
Kıbrıs’tan okuyucumuz: “Şâfiî mezhebine göre namazda sûrelerin okunma tertibi var mıdır?”
Namazda Fâtiha’dan sonra zamm-ı sûre okumak Hanefî mezhebine göre vâcip; diğer üç mezhebe göre sünnettir. Şâfiîler ve Mâlikîlere göre, Fâtiha’dan sonra kısa bir sûre veya bir âyet ya da bir âyetin bir kısmının okunması yeterlidir. Hanefîlere göre, Fâtiha’dan sonra kısa bir sûre, uzun bir âyet veya üç kısa âyet okumakla vâcip yerine getirilmiş olur. Hanbelîlere göre ise, Fâtiha’dan sonra zamm-ı sûre için en az bir kısa sûre okunmalıdır. Eğer âyet okunacaksa, okunan âyetin müstakil bir mânâsı olmalıdır. Bir önceki veya bir sonraki âyetle bağlantılı âyetler kesilmeden okunmalıdır.
Namazda zamm-ı sûreyi birinci rek’atte, ikinci rek’atte okunandan daha uzun tutmak dört mezhebe göre sünnettir. İki rek’atte de eşit okuyan kimse, bu sünnete riâyet etmemiş olur. İkinci rek’atte daha uzun okumak ise mekruhtur.
Kalabalık cemaatler halinde kılınan Cuma veya Bayram namazlarında ise, imama yetişemeyenlerin ikinci rek’ate de yetişememelerinden endişe edilirse, Hanefîlere ve Şâfiîlere göre ikinci rek’atte zamm-ı sûreyi uzun tutmak sünnettir.
İkinci rek’atte okunan sûrenin, birinci rek’atte okunandan Kur’ân’ın tertibine göre daha üst tarafta olması dört mezhebe göre mekruhtur. Diğer bir ifâdeyle, ikinci rek’atte okunan zamm-ı sûre, birinci rek’atte okunandan daha aşağıda olmalıdır. Meselâ; birinci rek’atte Fîl Sûresi okunmuşsa, ikinci rek’atte bundan yukarıdan okunmamalı; daha aşağıdan, kendisinden daha kısa bir sûre okunmalıdır. Bu konuda dört mezhep ittifak halindedir.
Mâlikîler ve Şâfiîlere göre, ezberinde başka sûre veya âyet bulunanlar için, iki rek’atte de aynı sûreyi veya âyeti okumak mekruhtur. Hanefîlere göre bu kerâhet yalnızca farz namazlar için söz konusudur. Nafile namazlarda mekruh değildir. Hanbelîlere göre ise böyle okuyuş mekruh değildir. Mekruh olan, aynı rek’atte Fâtihayı tekrar etmek veya farz namazda Kur’ân-ı Kerîm’in tümünü hatmetmektir.
Dipnotlar:
1- Müslim, Îman, 133
12.04.2007
E-Posta:
[email protected]
|