Osman ZENGİN |
|
‘Katı sayı’ yumuşadı mı? |
28 Şubat hareket-i hainanesi, içimizdeki ‘balta sapı’ misali bazı muvazenesizlerin de dengesizliğiyle, 70 küsur senelik kazanımlarımızı bir anda silip götürmüştür. Haince, dessasça, sinsice yapılan bu hareketle en çok sıkıntıyı çeken ve bu mevzuda en çok konuşma hakkı olanlardan biri de biziz. Çünkü, biz o dönemdeki sıkıntıları yaşayarak gördük. O zaman, iki kızım da Bursa Anadolu İmam Hatip Lisesinde okuyordu. Ve okul Bursa’nın bütün liseler arası bilgi yarışmasında 1. gelen bir okuldu. Çocuklar da o derece çalışkandı. İşte o hain dönemde pilot bölge olarak Bursa, okul olarak da Bursa İHL ve ilk hareketin başlatıldığı sınıf da büyük kızımın okuduğu sınıfıydı. Çocuklar, başörtülerini çıkarmamak için çok mücadele ettiler. Uzun uğraşmadan sonra kızım okulu bitirdi ve o sene başörtüsü ile üniversite imtihanına girebildiler. Neticede; yaklaşık 1,5 milyonun içerisinde yüzde 10’un içine girebilmişti. Normalde her okula girecek puanı vardı. Ama dessasların zalimane planları neticesi ortaya atılan “katsayı” duvarına çarptı çocuklar. Ve yıllarca o kat sayı önlerinde adeta bir “katı sayı” gibi durdu. Bazen eş-dost soruyor: ”Sizin Mısır’da ne işiniz var?” diye. Ben de onlara diyorum ki, “Evet, benim kızımın Mısır’da ne işi var? Hain zalimler kendi öz vatanında garip bırakmasalardı, kızım orada olmazdı?” diyordum. Evet, o gurbet ellerde çektiğimiz sıkıntıları bir biz biliriz, bir de Allah. Hele kızımın çektiği sıkıntı anlatılır gibi değil. Orada “Sen memleketindeki başörtüsü zulmünden dolayı mı buraya geldin?” sorularına muhatap olmuştur. İşte, geçenlerde YÖK’ün aldığı bir kararla, bu kangrenin çözümü sağlanmıştır. Ama daha neticeye bakacağız, durum ne olacak? Millet adına karar verdiğini söyleyip çok şeyde de milletin aleyhine davranan kurumlardan çıkacak netice ne olacak bakalım? CHP bir harekete geçsin, sonrasını göreceğiz. Ama, şunu da ifade edeyim ki, ne olursa olsun bu haksızlık ilel ebed devam edemez. Tabiî bu arada, bunları düşünür ve yazarken aklımıza bir şey daha geldi. O da, bu meselelerin esas kaynağını teşkil eden başörtüsü yasağı zulmüydü. ‘Katsayı’ meselesinde olduğu gibi, YÖK’ün bir tamim, yazı ve uygulaması ile belki o yasak da sona erebilirdi. Ama ‘işten anlamak’ başka şey galiba... 30.07.2009 E-Posta: [email protected] |