Ali FERŞADOĞLU |
|
Evlenilmesi sakıncalı kişilikler? - 6 |
*Faizci, tefeci ile evlenmeyin: Faiz bir çıkar kirliliğidir. Başkasının sırtından geçinmek ve servet yapmaktır. Faizin temelinde “Sen çalış ben yiyeyim, sen zahmetler içinde çırpın, ben rahat edeyim” anlayışı yatar. Faiz bağımlılığına yakalanan, karşısındakilerin durumunu hesap etmez, edemez. O, sadece kendi çıkarını düşünür. Velev başkalarının hayatı söz konusu olsa bile! Fâiz, hem asalak, hem de tembel üreten bir bataklık olduğu için hem ticarî hayatı, hem de kabiliyetleri öldürür; teşebbüs gücünü kırar; yeni yatırım kapılarını kapatarak hazır ve kolaycılığa alıştırır. Faizci veya tefeci, zor ve darda kalan insanların durumundan istifade ile haksız kazanç elde eder; fakir ve yoksulları sömürür, âdeta köle durumuna düşürür. Başkalarının ezilmesinde kendi mutluluğunu arar. Başkasını mutsuz ve perişan eden, elbette kendisi de mutsuz ve perişan olur. Aile yuvasını da dağıtır. Ülkeleri batıran faiz ve tefecilik; ülkenin küçük bir birimi olan aileyi ihya eder mi, abad eder mi? *Alkolikle evlenmeyin: Tek kelimeyle büyük bir âfettir. Yol açtığı felâketler saymakla bitmez. Dünya Sağlık Teşkilâtının (WHO) ülkemizin de içinde bulunduğu 30 ülkeyi kapsayan araştırma raporunda ortalama vukuat yüzdeleri şöyle veriliyor: Cinayetlerin yüzde 85’i, ırza tecavüzlerin yüzde 50’si, şiddet olaylarının yüzde 50’si, trafik kazalarının yüzde 50 ilâ 60’ı, eşlerini dövenlerin yüzde 70’i, işe gitmeyenlerin yüzde 60’ı, bu suçlarını alkollü iken işlemektedirler. Ayrıca akıl hastanelerine yatanların yüzde 40 ile 50’sinde, genel tutuklamaların yüzde 50’sinde, alkol temel sebebi oluşturmaktadır. İntihar olaylarında da alkolün etkisi, içmeyenlere oranla 58 kat fazladır. Alkol kullanan erkek ve kadınların, doğacak nesillere büyük zararlar verdiğini yine istatistiklerin dilinden dinleyelim: Hamile iken içkiye devam eden annelerin çocuklarında, normalden küçük doğum yüzde 98, psikolojik sorunlar yüzde 89, küçük kafa (küçük beyin demektir) yüzde 84, konuşma bozukluğu yüzde 80, doku bozukluğu yüzde 80, saldırgan tavırlar yüzde 72, hormonal ve cinsel bozukluklar yüzde 46, duyma bozukluğu yüzde 41, deforme göğüs yüzde 30, kalb zâfiyetleri yüzde 29, göz bozukluğu yüzde 25, ortopedik ârıza yüzde 33, sürekli bitkinlik ve sinir zâfiyetleri yüzde 12, böbrek yetmezliği yüzde 10, dudak ve parmaklarda bozukluk yüzde 91, cilt ve tırnak ârızaları yüzde 30 oranlarında görülmektedir. Alkol alan hamile annelerden doğacak 100 çocukta meydana gelebilecek yukarıdaki ârızaların toplamı tam 850’dir. Bu 100 çocukta 850 ârıza, 1 çocukta, 8.5 ârıza demektir. Bu durumda içkiye devam eden hamile annelerin sağlam çocuk doğurma ihtimali “sıfır”dır. Alkol kullanan babaların hesabı ise bu tablonun dışındadır. *Ve kumarbazla evlenmeyin: Kumar, aldatma ve aldanmaya yönelik kötü bir davranış olduğunu herkes takdir eder. Zararı sadece zaman öğüten bir çark, başkasını aldatarak parasını almak veya aldanarak para kaybetmekle sınırlı değil. Bu öylesine bir illet ki, namusları sattırır, ocakları söndürür. Kumar bütün iyi hasletleri mahvettiği gibi, servetleri de tüketir. En tehlikeli tarafı, bağımlılık yapmasıdır. Bu suretle nice servet, mal, mülk, âile şerefi, nâmus elden gitmektedir! Sonuç, cinâyetlere kadar varabiliyor. Kumar insanı tembelliğe iter. İnsanlar arasındaki güven ve dayanışmayı sarsar. Emeğin, hileli veya şans yoluyla el değiştirmesine sebep olur. Bu ve benzeri feci sonuçlar doğurduğundan ondan uzak durulması emredilir: “Ey imân edenler! İçki, kumar, putlar ve kısmet çekilen zarlar hep şeytanın işinden birer pisliktir; ondan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.” 1
Dipnot: 1- Kur’ân, Mâide, 90. 11.06.2009 E-Posta: [email protected] [email protected] |