Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 30 Ağustos 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

Kötü alışkanlıklardan kurtulmak



Günahlara dalmış bir dostunuz, arkadaşınız, yakınınız bulunsa ne yaparsınız? Onunla irtibatı kesip hiç konuşmaz mısınız, yoksa ıslahı için gayret mi gösterirsiniz?

Hz. Ömer (ra), günaha dalmış bir tanıdığını öğrendiği zaman ikinci yolu tercih etmişti.

Şam’da geçim sıkıntısı çeken, zaman zaman Hz. Ömer’e (ra) uğrayan bir adam vardı. Bir süre göremeyince, “Falan nerede, hiç gözükmüyor?” diye sordu. Durumunun iyi olmadığını, kendini şaraba verdiğini söylediler. Hz. Ömer (ra) çok üzüldü, kâtibini çağırıp şu mektubu yazdı: “Hattab oğlu Ömer’den filan oğlu filana. Allah’ın selâmı üzerine olsun. Kendinden başka ilah olmayan, günahları affeden, tevbeleri kabul eden, kulunu cezalandıran Allah’a senin için hamd ederim. O sonsuz kudret sahibidir. Ondan başka ilâh yoktur. Dönüş de Onadır.”

Hz. Ömer mektubu gönderirken, arkadaşlarına da, “Kardeşinizin kalben tevbe etmesi, Allah’ın da tevbesini kabul etmesi için duâ ederiz ” demeyi ihmâl etmedi.

Bir halifenin, halktan birisiyle bu kadar ilgilenmesi anlamlıydı. Adam mektubu alınca tekrar tekrar okudu. Kendi kendine “Allah günahları affeder, tevbeleri kabul eder. Günahta ısrar edildiğinde de şiddetle cezalandırır. Ya Halife Hz. Ömer, dönüş yaparsam o da beni affedeceğini belirtiyor. Artık bu mel’unu içemem” deyip içkiyi terk etti.

Hz. Ömer (ra), onun içkiyi bıraktığını öğrenince çok sevindi. Orada bulunanlara, “Siz de bir kardeşinizin kötü bir yola saptığını gördüğünüzde böyle davranın. Durumunu düzeltmeye çalışın. Allah’ın affedeceğini söyleyin. Tevbe etmesi için Allah’a duâ edin. Durumunun daha da kötü olması için şeytana yardımcı olmayın” dedi. (İbni Kesir, 4: 70.)

Kur’ân, mü’minlere iyilikte ve takvada yardımlaşmayı; kötülükte ve düşmanlıkta yardımlaşmamayı emreder. (Âl-i İmran Sûresi: 2)

Mü’minin dünyasının Cennete dönüşmesi ancak kötülüklerden uzak bir dünyanın kurulmasıyla mümkündür. Onun için günah içinde yüzen bir kardeşimizi o durumdan kurtarmak için elimizden gelen her türlü fedakârlığı yapmalıyız; kırmadan, dökmeden, incitmeden, kaş yapayım derken göz çıkarmadan.

30.08.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (29.08.2007) - Ümmetini düşünen peygamber

  (28.08.2007) - İdeale doğru

  (27.08.2007) - Beratın beratı

  (26.08.2007) - İmtihan dünyası!

  (25.08.2007) - Teslimiyet olmayınca

  (24.08.2007) - Kur'ân'a muhatap olmak

  (22.08.2007) - Şükür mü, şikâyet mi?

  (21.08.2007) - Sözlerin en doğrusu

  (20.08.2007) - Yaşanan İslâm

  (19.08.2007) - İlim uğruna

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri