Doğru ve güzel öyle sözler vardır ki mest olur insan. Hayran olur, takdir duygularıyla dolar.
Sözlerin en güzeli, en doğrusu şüphesiz başta Allah’ın, sonra da Resûlünün sözleridir. Bunlar birer projektördür, yollarını aydınlatır insanlar. Huzur ve mutluluk dağıtırlar.
Sahabe Allah’tan sonra Resûlullah’a o kadar itibar ederlerdi ki ne söylemişse tereddütsüz kabul eder ve ona dört elle sarılırlardı.
Hz. Ömer bir gün minberde halka hitap ederken, “Bir görüş Resûlullaha (a.s.m.) aitse isabetlidir. Çünkü ona doğruyu Allah gösteriyor” diyerek, kafa fenerine güvenenlerin yanılabileceğine dikkat çekiyordu.
“Benim görüşüm budur, şudur”diyenlerin hatadan kurtulamadıklarını belirten İbni Mesut da, öncekilerin bu tür sözlerinden dolayı helak olduklarını söylüyordu. Sahabenin ortak görüşü, “Ümmeti Muhammed (a.s.m.) içinde kendi görüşüme dayanacak birşey söyleme hususunda Allah’tan hayâ ederim” demekten ibaretti.
Şüphesiz bu hadislerde açıkça belirtilen konular için söz konusuydu. Allah Resûlü (a.s.m.) bir konuda söz söylemişse artık kimseye söz düşmedi. Muaz bin Cebel’i Yemen’e gönderirken bir meseleyle karşılaştığında ne ile hükmedeceğini soran Allah Resûlü (a.s.m.) önce Kur’an, sonra da Resûlullahın sünnetiyle bunlarda bulamadığında da kendi görüşüyle içtihad edeceğini belirttiğinde, Efendimiz (a.s.m.) memnuniyetini “Elçisini, Resulullah’ın razı olacağı şekilde konuşturan Allah’a hamdolsun” diye ifade etmişti.
Sahabenin Allah ve Resulünden aldığı bu nur aşk ve şevkle kısa zamanda dünyaya hükmetmelerindeki sır buydu: Kur’an ve sünnete bağlılık ve bunları yol gösteren, ışık tutan rehber olarak görmek. Bu hakikatlere bağlı kaldıkları ölçülerde hep muvaffak olacaklardır.Arz Allah’ındı ve ona salih kulların varis olacağını da müjdelemişti.. Bu duygu ve inançla dünyaya hükmedeceklerini biliyorladı.
Hz. Ebu Bekir Şam’a ordu gönderirken Hz. Ali’yle istişare etmiş, Hz. Ali galip gelineceğini söyleyince, bunu nereden bildini sorduğunda şunları söylemişti: “Ben Resûlullahın (a.s.m.),“İslam ve Müslümanlar herşeye hakim oluncaya kadar, bu dine karşı çıkanların hepsi dize getirilecektir.” buyurduğunu işittim. “Hz. Ebu Bekir de, “Ne güzel söz bu! Bunu söylemekle beni sevindirdin. Allah’da seni sevindirsin’ diye karşılık vermişti. (Müslümanlık, 2:436.)
Bu ruh, bu inanç canlı tutulduğu sürece Müslümanlar hep zaferden zafere koşmuşlardı.
21.08.2007
E-Posta:
[email protected]
|