Malûmunuz… Sevgili Mehmet Nuri Yardım kardeşimin yönetimindeki “Sanatalemi.net” sitemizin 1. kuruluş yıldönümü kutlaması, siteye katkı veren dostların katılımıyla, geçen Cumartesi gününün sıcaklığını gönüllerden akan sıcaklıklarla katlayarak gerçekleştirildi. Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nin toplam 80 koltukluk salonu, “Sanatalemi.net” yazarları ve perde gerisindeki kahramanları ile okurlarının ilgisi karşısında yetersiz kalmıştı. Site editörlerinden Nermin Özcan kardeşim tarafından hazırlandığını öğrendiğimiz program aksaksız gerçekleşti. Programın başlarında, Nur Hilâl Ünlü kardeşimin, “Sanatalemi.net”in kuruluş amacını, faaliyetlerini, hizmetlerini anlatırken mikrofonun azizliğine uğraması ise günün “nazar boncuğu” idi, o kadar…
Eski İstanbul’u bilenler hatırlayacak ki… Bugün Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nin kullanımında olan tören salonu, yıllar önce Dişçilik Fakültesi’ne aitti… Çocukluk günlerimdeki tutkularımdan biri olan, çatır çatır akide şekeri yemekten çürüyen birkaç dişini o salonda dişçi (!) öğrencilere çektirmiş biri olarak salona doğru yönelmişken, o anılarım da tazelendi ister istemez… Dış kapıda beni bekleyen sevgili kardeşim Yahya Kemal Baş ile birlikte salona girerken, Meryem Aybike Sinan kardeşim ve gelecekte inşallah “Sanatalemi.net”te yazıları yayınlanacak olan sevimli kızı Bengisu, Güzin Osmancık Hanım ve siteye emek veren diğer genç hanım kardeşlerimiz tarafından çikolatalarla karşılandık. Ve tabi Mehmet Nuri Yardım kardeşimizin de bu karşılama grubu içerisinde bütün güler yüzüyle yer aldığını atlamamalıyım…
Salona peş peşe giren kalem erbabı ve okurların önünden çekilebilmek için kısa selâmlaşma ve hatır sormalardan sonra ilk olarak Yahya Kemal Baş kardeşime dişlerimin söküldüğü noktayı gösterdim… Bugün kitap fişlerinin yer aldığı dolaplar vardı o yerde… Ve her bölümün arasında da bir başka sevgili dost… Önce Vahap Akbaş dostumla karşılaşıp kucaklaştık… Derken; çok seyrek görüşebilsek de her zaman gerçek bir “dost” olduğunu bildiğim Mustafa Ruhi Şirin kardeşimle kucaklaştık… Çocuk Vakfı’nın durumunu, Sarmaşık Dergisi’nin akıbetini konuştuk bir süre… Bu arada sevgili Gülcan Tezcan, kapıdaki sıcak karşılamadan sonra yanımıza geldi. Birlikte sürdürdüğümüz bir kitap hazırlığıyla ilgili son durumu gözden geçirme fırsatı bulduk kısa süre içinde… Sonra Ali Hakkoymaz kardeşimle dertleştik… Sonra Ömer Öner Beyle tanıştık. Ayvalık mukîmi olarak, benim de yaz başından beri Ayvalık-Altınova ekseninde olduğumu öğrenince siteden sitemini ileten Ömer Beyle durumlarımızı konuştuk. Ve bu Pazartesiden itibaren döneceğim Ayvalık’da buluşmak, görüşmek, dertleşmek hatta Ayvalık kültürüne katkıda bulunacak kimi adımları görüşmek üzere sözleştik… Bu arada; Gürbüz Azak Usta bir tarafta, sevgili Yavuz Bülent Bakiler Ağabeyim bir tarafta etraflarında oluşmuş genç halka ile sohbetteydi…
“Sanatalemi.net”in ilk günden itibaren basında yer alan, ses getiren özel haberlerinden bazılarının, kimi röportajların ve “Sanatalemi.net” hakkında basında çıkan yazıların içinden yapılmış mini bir sergi de bu arada gezilmeliydi mutlaka… Gezdik de…
Derken M. Nuri Yardım kardeşim bütün dostları salona dâvet etti… Ali Hakkoymaz, Muammer Erkul ve Yahya Kemal Baş kardeşimle birlikte, salonun en sonundaki pencere boşluğunun mermerlerinde ancak yer bulabildik.
Toplam 80 koltuk saydığım salonda ayaktakilerle, ara boşluklara taşınan taburelere oturtulanlarla ve kapı önünden takip etmek zorunda kalan dostlarla 100’ün üzerindeki edebiyat ve gönül dostunun katıldığı ve sevgili Cihat Zafer kardeşimin nüktelerle örülü, zarif sunumuyla süslediği program başladı. Muhterem Hüsrev Hatemi hocamız ve sevgili Olcay Yazıcı, Sadettin Kaplan, Süleyman Doğan gibi dostları ise salonda otururlarken gördüm … Bu arada fark ettim ki; Cemre dergisi günlerinde bizleri yüreklendiren sevgili A. Rahim Balcıoğlu Ağabeyim de salonda oturuyordu… Teşekkür plâketimi aldıktan sonra yerime dönerken yılların acısını çıkarırcasına kucaklaştık…
Önce M. Nuri Yardım kardeşim kısa bir sunum konuşması yaptı. “Ekip çalışması” vurgusunda bulundu. Sanatalemi.net” sitesinin editörleri Nermin Özcan, Nur Hilâl Ünlü, Rümeysa Tanrıseven, Zeynep Ünlü, Çağrı Cebeci’ye, yazarlara, gönüllü destekçilere, günde 6 bin defa siteyi tıklayan okurlara teşekkür etti.
Nur Hilâl Ünlü kardeşimin, “Sanatalemi.net”in kuruluş amacını, faaliyetlerini, hizmetlerini anlatırken verdiği bilgiler, eminim ki benim gibi birçok dostu “daha titizlenmek” noktasında uyarıcı oldu.
Nur Hilal Ünlü kardeşimin konuşmasının ardından, Cihat Zafer kardeşimin “Abdurrahman Şen ve teşekkür plâketini vermek üzere Yahya Kemal Baş, sahneye” demesiyle pencere önünden salonu kat etmeye başladım… Üstelik şaşırtıcı bir heyecanla… İsmimin alfabetik avantajıyla birçok listede –mingayr-i haddin- ilk sırada olmanın verdiği tatlı bir heyecandı bu… Bu arada biz sahneye gelmiştik ki Cihat Zafer kardeşim ilk espriyi patlattı: “Abdurrahman Beyin adının yanında teşekkür plâketini verecek kişi olarak ‘Yahya Kemal’ adını görünce, ‘bu ne torpil yaaa!’ dedim… Sonra baktım ki sonunda ‘Baş’ varmış!”
Evet… Orada hazır bulunanlardan bir çok ağabeyimin veya dostumun bana ödül vermesi özellikle duygulandırırdı beni… Ama o salonda olanlardan Gülcan Tezcan veya Yahya Kemal Baş kardeşlerimin vereceği plâket özellikle sevindirirdi, öyle de oldu. Ben plâketimi Yahya Kemal Baş kardeşimin elinden aldım… BGT Tiyatro Topluluğu çalışmalarından sonra özellikle Sarmaşık’ın doğumundan defnine kadar birlikte ter akıttığımız genç kardeşlerimden Yahya Kemal’in (!) dergi sonrasındaki çalışmalarda da benimle birlikte ter akıtmaya devamından dolayı, bir plâketi alan veren olarak aynı karede olmamız güzeldi, anlamlıydı ve iyi bir seçimdi. Bu arada; Gülcan Tezcan kardeşime de bir plâket verdirilmesini bekledim ama… O kargaşada unutuldu sanırım…
Toplam 42 yazardan programa katılabilmiş olan 25’inin plâketlerini almalarından sonra; “Uluslararası Mevlânâ yılı” dolayısıyla Mert Çelik ve Nesil Yayınları’nın sponsorluğunda düzenlenen “Sevgi, Şefkât, Merhamet” konulu deneme yarışmasında derece alanlara armağanlarının verilmesine geçildi.
Salondaki bu program; ney san’atçısı olma yolcusu Berrin Aslı Yargıcı isimli genç kardeşimizin ney’iyle sunduğu farklı bir repertuarla sona erdi.
Salondan çıktığımızda, sevgili Ümit Sinan Topçuoğlu’nun yardımıyla olduğunu öğrendiğimiz “Güllüoğlu” lezzeti ise bu güzel anma gününün “tatlı” bir “nokta”sı oldu.
Son olarak eklemeliyim ki; A. Rahim Balcıoğlu, Ezel Erverdi, Erdoğan Aslıyüce, Mustafa Ruhi Şirin, Remzi Alioğlu, Kemal Çapraz ve Hüseyin Movit gibi büyüklerimizin ve dostlarımızın bu kutlamaya katılmış olmaları, “kültür adamı” sıfatını hak etmenin kolay olmadığının bir kere daha ispatıydı…
“Sanatalemi.net”in birinci yıldönümü kutlaması gösterdi ki; bu sitede iş var!
Emeği geçen, o güne gelebilen ve gelemeyen bütün dostların işi artık daha zor.
Nice yeni yaşlara “sanatalemi.net”!
19.08.2007
E-Posta:
[email protected]
|