İnsan bir şeyi severse ve bu sevgisinde ciddî ve samimî ise Ferhat misâli yapamayacağı fedakârlık yoktur.
Allah Resûlünü seven insanların da görülmedik derecede ona bağlılıklarını anlamak zor değildir. Bu sevgi onun için sadece mallarını değil canlarını dahi feda edecek dereceye gelir. Ona ait her şeye canla başla sahip çıkar, onu elde edebilmek için emsalsiz fedakârlıklar gösterirler.
İşte onlardan biri Ebu Eyyübi’l Ensari Ukbe bin Amir’in (r.a.), Müslümanları kusurlarını örtmekle ilgili bir hadisini bizzat Resûlullahtan (a.s.m.) duyduğunu öğrenmişti: Ancak o yıllar bu muhterem Sahabi Mısır’da idi. Ebu Eyyüb bunu mutlaka ilk kaynağından öğrenmeliydi. Devesine bindi, aylar süren yolculuktan sonra nihayet Mısır’a varıp Ukbe bin Amir’i buldu, bu hadisi kendisinden öğrenmek istedi. O da, “Ben Resûlullahın (a.s.m.), ‘Kim dünyada bir mü’minin ayıbını örterse, Allah da Kıyamet gününde onun ayıplarını örter buyurduğunu işittim’ dedi. (Camiu Beyani’l-ilm, 1: 93) sonra da Ebu Eyyubi’l-Ensari (r.a.) tekrar devesine binip Medine’ye döndü ve hadisi çevresindekilere anlattı.
Bu hadisin Mesleme bin Muhalled’de gelen rivayeti ise şu mealde: “Kim bir mü’minin ayıbını örterse toprağa diri diri gömülen kız çocuğunu hayata kavuşturmuş olur.”
Abdullah İbni Mesud’un, “Eğer bir yerde, Resûlullah’a (a.s.m.) ait bir hadisi benden daha iyi bildiğini bir bilsem, ilmime yeni bir ilim katmak için deveyle de olsa mutlaka oraya giderim” (Kenzü’l-Ummal, 7: 95) dediğini biliyoruz. Sahabeden Cabir bin Abdullah da Mahşer gününde kul haklarının alınmasıyla ilgili bir hadisi öğrenebilmek için Medine’den kalkıp, Şam’a gittiğini; hadisi bilen Abdullah bin Uneys’in de öğrencisi de ilim yolculuklarıyla ilgili meşhur bir hadisedir.
Bütün bu örnekler Sahabedeki ilim aşkı kadar Resûl-i Ekreme (a.s.m) ait her şeye canla başla sarıldıklarının bir delilidir.
Resûl-i Ekrem (a.s.m.) ne yapıyordu? Onları dünya ve ahirette ihya edecek nurlandıracak hakikatlere dâvet ediyordu. Allah rızasını gösteriyordu. Huzurlu ve mutlu olmasının yollarını öğretiyordu. Hem Resûlun rızası da Allah’ın rızası demekti.
19.08.2007
E-Posta:
[email protected]
|