Genelkurmay’ın akredite basına da pek iyi not vermeyen andıçıyla ilgili tartışmalar sürerken, 28 Şubat’la birlikte akredite dışı tutulan basın organlarıyla ilgili ayrı bir andıç daha bulunduğu ve bu raporun çok daha sert değerlendirmeler içerdiği yolunda iddialar var.
“İslâmcı” yayın organlarına dair bu raporun, gündemdeki andıçın bir bölümü mü, yoksa müstakil bir çalışma mı olduğu henüz meçhul.
Ama varlığı herhalde kesin gibi. Dolayısıyla, bu belgede yazılanlar da merak konusu oldu.
Bakalım, Nokta dergisinde yayınlanan andıç gibi bu doküman da bir şekilde sızdırılıp kamuoyunun bilgisine sunulacak mı? Nokta’ya yapılan sızdırmanın soruşturulduğu bir ortamda zor görünüyor, ama bakarsınız olur. Burası Türkiye.
Gerçi belge açıklansa da, açıklanmasa da konuyla ilgili olarak kamuoyunda oluşan kanaati çok fazla etkileyip değiştirmesi beklenmemeli.
Çünkü ortaya çıkan tablo meydanda.
Peki, Genelkurmay bu akreditasyon uygulamasını hangi kriterlere dayandırıyor? Bu hususta şimdiye kadar resmî bir açıklama yapılmış değil. Ama üç sene önce, dönemin İkinci Başkanı Org. İlker Başbuğ şunları söylemişti:
“Cumhuriyetin temel nitelikleri ve evrensel değerlerde isteksiz olan ya da duyarlı davranmayan kurumları faaliyetlerimize davet etmiyoruz.” (Akşam, 17.1.04)
Bu sözlerin söylendiği Genelkurmay brifingine, ambargolu gazetelerden Yeni Şafak da çağrılmış ve Genel Sekreter Tümg. Sabri Demirezen bu sürprizin gerekçesini “Yeni Şafak’ı staja aldık, yaklaşımlarını test edeceğiz” sözleriyle açıklamıştı (Hürriyet, 17.1.04).
Ne var ki, bir sonraki brifinge Yeni Şafak yine çağrılmadı ve bu durum diğer gazetelere “Yeni Şafak stajı geçemedi” şeklinde yansıdı (Hürriyet, 28.2.04).
Tabiî, burada akreditasyon kriterleri olarak gösterilen hususların iyice tartışılması gerekiyor.
Evet, Org. Başbuğ’un ifade ettiği “cumhuriyetin temel nitelikleri ve evrensel değerler” neler?
Cumhuriyetin nitelikleri denilince, anayasanın 2. maddesinde sıralanan “demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti” ifadeleri akla geliyor. Evrensel değerler denildiğinde de, AB kriterlerinde ifadesini bulan temel hak ve özgürlükler.
Aslında ambargoya muhatap yayın organlarının, demokrasiyle de, doğru yorumlanması kaydıyla laiklikle de, hukukla da, sosyal devletle de problemleri yok. Aksine bunların uygulamaya tam olarak yansımamasını eleştiriyorlar.
Aynı şekilde, bu niteliklerin gerçek anlamlarını bulup o şekilde uygulanmasını sağlayacak olan AB kriterlerini de ısrarla talep ediyorlar.
En azından Yeni Asya’nın yaklaşımı böyle.
Bu bakımdan, kendimizi Başbuğ’un yönelttiği “isteksizlik ve duyarsızlık” eleştirisinin muhatabı saymıyor ve ambargoya itiraz ediyoruz.
Tam tersine, demokrasinin, hukukun, din karşıtı olmayan laikliğin, cumhuriyetin ve evrensel değerlerin en samimî ve ısrarlı savunucusu ve takipçisi olduğumuzu iddia ediyoruz.
Öte yandan, Genelkurmay’ın kendisini bu konularda bir müfettiş ve merci konumuna yerleştirmesinin yanlış olduğunu düşünüyoruz.
Ve soruyoruz: Hangi hak ve yetkiyle medya organları takip, teftiş ve kategorize edilerek, beğenilmeyenler haksız suçlamalarla dışlanıyor?
14.03.2007
E-Posta:
[email protected]
|