2007 gelmeden kötü şöhreti geldi. Abdullah-Zeyno kehanetlerine bakacak olursanız 2007 falında veya totosunda bölgeyi bir darbe ile üç savaş bekliyor. Neden fal veya neden toto? Zira 2007 yılında Türkiye’nin bir darbeye gebe olduğunu söyleyen Zeyno Baran, 28 Şubat sürecinde ‘darbe totocusu’ olarak anılan Zafer Mutlu’nun üvey kızı. Kehanet, 2007’de mi tutar, 2008’e mi sarkar veya sonrasına mı onu Allah bilir. Ama ‘fifty fifty’ olan bu iddiayı yabana atmamak lâzım. Zira üvey babasının kehaneti hiç ıskalamadı. Tuttu, hatta içindeymişcesine bildi. Bu isabete şapka çıkarılır. Mahir ve hünerli insanlar.
2007 falında bölgeyi üç savaşın beklediğini söyleyen Ürdün Kralı Abdullah II’nin de Zafer Mutlu gibi kötü bir şöhreti var. Attığını tutturuyor. Gelecek okumaları bağlamında, birçok kavramın da mucidi. 2003 Irak işgali öncesinde unutulmaz bir lâf etmiş veya kavram üretmişti: İşgalle birlikte Pandora’nın kutusu açılır ve bir daha kapatılamaz. Dediği gibi çıktı. Ve daha sonraki sözleri veya uydurduğu kavramlar da bu sürecin tabiî bir sonu. İlerlemesinden ibaret.
Savaştan sonra Washington Post gazetesine yaptığı değerlendirmede ise bir Şiî üçgenden bahsetti. Bu kavram da çok tuttu ve hâlâ da yansımaları devam ediyor. Bu defa da bir sonraki dönemin veya 2007’nin falına baktı ve burada üç savaş göründüğünü söyledi.
Bunlar, Nostradamus’un kehaneti değil, sürecin içinde yaşayan ve geleceği öngörebilen bir arif kişinin gelecek okumaları veya kehanetleri. Ürdün Başbakanı eski bir istihbaratçı. Yani Abdullah’ın çevresi istikbal analizi yapabilenlerle çevrili ve kaynıyor ve bu zeminden konuşuyor. Uluslararası toplum tedbir almazsa Filistin, Lübnan ve Irak’ta iç savaşın kaçınılmaz olduğunu öngörüyor. Bu sözler, bütün dünya basın bültenlerinin (27/11/2006) flash haberleri arasındaydı. Sanki Filistin’de ateşkes ve Fetih-HAMAS arasında millî mutabakat hükümetinin teşekkülüyle birlikte bu badire şimdilik atlatılmış görünse de, ya sonrası? Halit Meşal’e göre İsrail sözlerinde durmazsa üçüncü intifada yolda. Ancak İsrail’le bozuşma içte laik ve anti laik sürtüşmesini de körüklüyor.
***
Lübnan’da da durum böyle. Lübnan daha karmaşık. Hükümetteki Sünnî eksene mukabil muhalefetteki Şiî-Hizbullah eksenine paralel olarak Aun ile Cemayel’ler ve diğerleri arasında Hıristiyan cephe de boydan boya yarılmış durumda. ABD ile karşıtları arasındaki bölgeyi kontrol mücadelesi kamplaşma ve onun ötesinde iç savaş ihtimalini derinleştiriyor. Ürdün Kralı Abdullah, Nejad’ın gerçekleşmeyen üçlü zirvesine (Talabani, Esat ve Nejad) mukabil topraklarında Maliki ile Bush’u buluşturmaya çalışıyor. Bush-Maliki anlaşsa da, anlaşamasa da yani her iki halde de bunun çapraz yansımaları olacaktır. Maliki tam bir açmazdadır. Anlaşmazsa ABD, anlaşırsa da hükümetini Mukteda Sadr yıkacak. Maliki kırk katır mı kırk satır mı berzahında yani bıçak sırtında yürüyor. Bir de Sünnileri kızdırması cabası. Velhasıl çoktandır Irak iç savaşın kıyılarında dolaşıyor.
ABC Kanalına vermiş olduğu beyanatta Abdullah II. Filistin meselesini cevhere Irak’ı da onunla bağlantılı bir meseleye benzetmiş. Lübnan’ın da diğer ikisiyle bağlantılı olduğunu ifade ediyor. Bundan dolayı yangın yerine dönen bölge meselelerinin çözümünü bütün tarafların katıldığı bir masada görüyor. Lübnan meselesi de ABD ile karşıt kutup arasında bir halat çekme mücadelesi. Hizbullah bu halata çok asılır ve tırmandırırsa kendi ayağına vurmuş ve kutuplaştırma siyasetinden medet umanların da ekmeğine yağ sürmüş olacaktır. Çare teslim olması değil elbette. İtidal göstermesindedir. Bu itibarla, Tayyip Erdoğan Hizbullah’ın hükümetten çekilmesini ve süreci tırmandırmasını doğru bulmadığını söylemiştir. Zira, bunun ötesi Robert Fısk veya Abdullah II’nin dediği gibi çıkmaz sokağa yani iç savaşa çıkar. Maliki de bu çelişkiler veya çelişkili ilişkiler içinde ve bıçak sırtında dengeyi yakalayabilmelidir. Yoksa alevler yaş veya kuru; önüne çıkan herşeyi yakacak.
***
Zeyno Baran, Newsweek dergisinde yayımlanan makalesinde askerlerin 10 yıl önce Necmettin Erbakan’ı iktidardan uzaklaştırdıklarını hatırlattı. Bugün de 28 Şubat sürecini tetikleyen şartların yeniden ortaya çıktığını savunan Baran ‘Bir kez daha iktidarda bir İslâmcı var. Bir kez daha generaller hükümetin laik devleti nasıl zedelediğini öfke ile fısıldıyorlar. Bana göre, Türkiye’de 2007’de askerî darbe olması ihtimali 50-50’ diye yazdı.
Zeyno Baran kimdi? Neocon düşünce kuruluşu Hudson Institute uzmanı. Nixon Center’dan transfer oldu. Güvenlik, enerji, Avrasya ve Türkiye uzmanı. Gazeteci Ahmet Uran Baran’ın kızı. Annesi ise gazeteci Füsun Mutlu. Gazeteci Zafer Mutlu’nun da üvey kızı. Kemal Derviş’in Dünya Bankasındaki ekibi arasında yer aldı. 1996’dan beri Washington’da çeşitli kuruluşlarda görev aldı. 2003’te Nixon Center’da çalışmaya başladı. Bu yılın Nisan ayından beri de Hudson Institute’da görevli.
2007’nin alevlerini şimdiden hissetmeye başladık bile. Kehanetler yumağında 2007’nin yalazları şimdiden üzerimizde hissediliyor.
28.11.2006
E-Posta:
[email protected]
|