Efendim bu haftaki yazımızda çarpıcı bir başlıkla karşınıza çıktığımın farkındayım. ‘Nedir ki bu KEYDP ve RNYBOBYY projesi?’ dediğinizi duyar gibiyim. Anlatmaya çalışalım.
KEYDP projesi, Kurtlu Elma Yemeye Dönüş Projesinin kısaltılmış şeklidir. Peki bu ne demek? Kısacası bu, asla dönüş, fıtratla buluşmak demek. Uygulama nerede oldu? Nereden başladı? Her şeyde olduğu gibi bu proje de Batı kaynaklı, hem de Batının süper gücü ABD kaynaklı. İnşaallah, Batıdan ne gelirse gümrüksüz bir şekilde değil de iyi olanları alma hallerimiz çoğalır.
Efendim, birkaç yıl önce, ABD’de uzun yıllar kalan bir dostumdan, sağlığını düşünen ABD’lilerin meyve ve sebze alırken, tabiî gübrelemeyle yetiştirilmiş ürünleri tercih ettiklerini dinlemiştim. Son zamanda gazetelerde okuduğum bir haberde de ABD’de yaşayan ve sağlığını düşünen insanların, sun’î gübre ile beslenmemiş ve hiçbir ilâç kullanılmadan tabiî ortamda yetişen kurtlu elmaları tercih ettiklerini, sebep olarak da elmanın içinde kurt olmasının tabiî ve fıtrî haliyle yetiştiğinin göstergesi olduğunu söylüyordu. Sağlığını, gösterişe feda etmeyen; kabuğu, özüne tercih etmeyen doğru bir yol ve anlayıştır bu.
Bu iki sıhhatli haber, insanın fıtrîliğe karşı duruşu bakımından dikkate değer. Bu noktadan hareketle bizler de RNYBOBYY projesini devreye sokabiliriz. Peki nedir bu RNYBOBYY projesi? O da; “Risâle-i Nurları Yeni Baştan Okuma ve Birebir Yaşama ve Yaşatma” projesinin kısaltılmış şeklidir efendim.
Madem elin oğlu, dünyevî sağlığı için kurtlu elma yemeye dönüyor da, biz neden hem dünyevî, hem uhrevî hayatımızı kurtaracak Risâle-i Nur gibi mu’cizevî Kur’ân tefsiri olan bir külliyatla yeniden buluşmaya arkamızı dönüp soğuk bakalım ki? Çok mu zor? Hayır. Bir yerden başlamak lâzım. O zaman ben acizâne ilk önce nefsimden başlayayım dedim.
Toplumdaki Nur Talebelerinin o geçmiş tarihlerdeki faaliyetleriyle bugünkü durumumuzu gözden geçirdim. Halis ve samîmî değerlerimizle birlikte, cemaat fertleri arasındaki irtibat, tesanüd, kardeşlik, samimiyet, hasbîlik vb. çok üstün değerlerimizi, fert bazından başlayarak, aile ortamında, iş yerlerimizde ve bulunduğumuz her alandaki hizmet ve tebligat alanındaki tatbikatlarımızı kendi dünyamda mukayese etmeye çalıştım.
İmkânların kıtlığındaki cemaat yaşayışının şimdiye göre çok daha samimî, etkili, hasbî, ihlâslı ve gayretli olduğu sonucuna—etraftan aldığım bunca tecrübe ve fikirleri de ekleyerek—vardım. Ümitsizlik kitabımızda olmadığı için bu durum tesbitinden sonra KEYDP projesine karşı, biz de kendi çapımızda RNYBOBYY projesi diye yepyeni bir proje üretebilir miyiz diye düşünmeye başladım. Neden olmasın?
Birkaç yıldır düşündüğüm bu projeyi, elhamdülillah kısmen de olsa kendi iç dünyamda başlattım bile. Çok istifade ediyorum. Risâleleri not tutarak okuyorum. Satır aralarına daha fazla dikkat ediyorum. Yakaladığım dakik ve ince hakikatlerle kendimden geçiyorum. Daha fazla kendi hatalarıma odaklaşma, başkalarıyla uğraşmama gayretindeyim. Bunca yılın kazûrâtı, tiryakiliği, alışkanlığı gibi menhus maniler olsa da, en az iç dünyamda, fikrî derinliğimde, hayal âlemimde böyle bir projem mevcut. Öyle inanıyorum ki her zaman en büyük kuvvet olan duâya çok fazla ihtiyacım var. İhtiyacımız var.
Bizi mânen kurtaracak kuvvetli bir silkinmeye ve çok ciddî bir nefis muhasebesi yapmaya mecbur ve mahkûmuz. Bunun başlangıç noktası da öz nefsimizdir. Sonra aile hayatı, sonra dost ve mahalle hayat zincirleri gelir. Zinciri dağılmış ve çılgına dönmüş içinde bulunduğumuz toplumun, ölçü ve mizanı kaybolmuş İslâm âleminin, aklını, muhakemesini ve dengesini kaybetmiş insanlık âleminin dengesi, rehberi, öncüsü ve sigortası konumunda olan mevcut şahs-ı mânevînin ve onu meydana getiren her ferdin üzerindeki sorumluluk ve vebâli anlaması ve mutlaka ama mutlaka bir şeyler yapması lâzım olan gündür bu gün.
Hele de tahkikî iman dâvâsının hadimleri olduğunu iddia edenler için, elde bu kadar sağlam delil olan Kur’ân’a dayanan bir Külliyat varken ve bu Külliyat’ta yazılan her şeyi en mükemmel olarak tatbikata koyan kahraman, medenî, şefkatli, müdakkik, dirayetli bir önder, rehber, lider varken, gereğini yerine getirmemek bu dâvâya ihanet kadar zarar vermek hükmüne geçmez mi Allah korusun! Kendimize gelmenin ve aslımıza dönmenin zamanıdır.
Yeniden bir manevî seferberliği, ilk önce kendi dünyamızda başlatmak ümit ve temennisiyle...
25.11.2006
E-Posta:
[email protected]
|