Risâle-i Nur, fen, sosyal, manevî tüm ilimlerin harmanlanarak sunulduğu muhteşem ve çağdaş bir İslâm kültürü manzumesidir. İsimlerini bile henüz yeni yeni öğrendiğimiz pek çok alt disiplinlerin özünü, esaslarını orada buluruz. Sözgelimi;
* Psikoloji, insan ve hayvan davranışlarını inceleyen bilimdir. Davranış, organizmanın uyaranlara verdiği tepkidir.
* Ekoloji, canlıların birbirleri ve çevreleriyle ilişkilerini inceleyen bilim dalıdır. Ekosistem ise canlı ve cansız çevrenin tamamıdır. Ekosistemi de abiotik faktörler (toprak, su, hava, iklim gibi cansız faktörler) ve biyotik (üreticiler, tüketiciler ve ayrıştırıcılar) faktörler olmak üzere iki faktör oluşturur.
Bu tanımlamadaki organizmalar, diğer bir deyim ile canlılar veya canlı çevre; insan, hayvan ve bitkilere ait bireyleri veya bunlardan oluşmuş toplumları ifade etmektedir. Ekolojinin; botanik, zooloji, mikrobiyoloji, fizyoloji, bitki beslenmesi, anatomi, morfoloji, patoloji, pedeloji, jeoloji, jeomorfoloji, mineraloji, fizik, kimya, meteoroloji ve klimatoloji gibi bilim dalları ile yakın ilgisi vardır.
Ekoloji bütün canlılar için ortak olan ve canlılar üzerinde etki yapabilen temel konularla ilgilenir. Diğer bir ayırıcı özelliği ise ekolojinin bir canlıya ait belirli organları ve bu organlardaki hayat süreçlerini değil, canlıların içinde bulundukları hayat ortamı ile olan karşılıklı ilişkilerini incelemesidir.
* İstatistik, çeşitli olayları, bir neticeye ulaşmak veya hüküm çıkarmak gayesiyle düzenli bir şekilde toplayıp sayılarla gösteren ilim dalıdır.
Bediüzzaman, Risâle-i Nur’da “Ey sersem, ey dünyaperest nefsim!” diye hitap ederek, dünyevî meşgalelerin, temel mesele olan, ibadet ve tefekkürden alıkoymaması gerektiği ikazını yaparken, şöyle bir cümle kullanır: “Bununla beraber, meşâgil-i dünyeviye dediğin, çoğu sana âit olmayan ve fuzûlî bir sûrette karıştığın ve karıştırdığın mâlâyânî meşgalelerdir. En elzemini bırakıp, güyâ binler sene ömrün var gibi en lüzumsuz mâlûmât ile vakit geçiriyorsun. Meselâ, ‘Zühalin etrafındaki halkaların keyfiyeti nasıldır?’ ve ‘Amerika tavukları ne kadardır?’ gibi kıymetsiz şeylerle kıymettar vaktini geçiriyorsun. Güyâ, kozmoğrafya ilminden ve istatistikçi fenninden bir kemâl alıyorsun!”1 (Burada dikkat çekmek istediğimiz önemli bir nokta, İstatistik’in, “Sosyal mi, fen ilmi mi?” tartışmalarının yapıldığı günlerde Bediüzzaman’ın, tercihini “fen”den yana koymasıdır ve bugün de artık istatistik fen ilmi kabul edildiği hususudur.)
“Ekoloji” ise, henüz 25-30 yıllık bir maziye sahip. Temel eserler olarak 1926 yılından itibaren kaleme alınmaya başlanan Risâle-i Nur’un, aynı zamanda ekoloji ve yakın ilgili bilim dallarının metotlarını kullandığına dikkat çekelim. “Psiko-biyo-fizyo-sosyal” dalların ancak bugün netleşmiş prensipleri perspektifinden kaleme aldığı 130 parça eserinde, rûh, duygu, psiko-sosyal, psişik ve ferdî gelişimin bütün inceliklerini, hattâ daha ötesini bulmak mümkün.
“Daha ötesi” tâbirini özellikle ve bilerek kullanıyoruz. Çünkü, duygu, duyu organlarının, hormonların, sinirlerin, beyin yapısının ve işleyişinin davranışlara olan etkisini araştıran psiko-biyo-fizyoloji ilmi, henüz emekleme devresindedir.
Risâle-i Nur’u psikolojinin yeni alt dalları açısından ele alırsak;
Her canlı varlık, bir organizmadır. İnsan, hayvan ve bitkiler canlı varlıklardır. Psikolojinin asıl gayesi; insanın normal, anormal ve hayvan davranışlarını incelemektir. Çünkü aralarında birçok benzerlikler var.2 “Biyolojik, fizyolojik, rûhî/psikolojik ve sosyal” olayları birlikte ele alan “biyo-psiko-fizyo-sosyal bilimin” ise, ilim literatürüne girişi henüz tâzedir. Bediüzzaman ise, insan psikolojisinin gelecekte yöneleceği hedefleri de belirleyerek “hayvan/canlı ve bitkilerin” de psikolojisini ve ortak noktalarını, “insan, hayvan, bitki ve unsurlar” arasındaki psiko-biyo-fizyo-sosyolojik hareket ve münâsebetleri ele alır.
Diğer taraftan; iç ve dıştan, duygu ve düşünce yoluyla gelen strese karşı olan tepki, yani savunma mekanizmalarını analiz ederek, doğru ve isabetli mekanizmalar geliştirmemizi sağlar.
Dipnotlar: 1- Sözler, s. 245.; 2- Psikoloji, Prof. Dr. Özcan Köknel, Prof. Dr. Kurban Özuğurlu, Prof. Dr. Güler (Aytar) Bahadır, Psikoloji, s. 13-14.
25.11.2006
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|