Ağar’ın, büyük ilgi uyandıran çıkışlarına yönelik tepkiler karşısında geri adım atmayıp, tam tersine açılımlarını yeni boyutlar ilâve ederek sürdürmesi takdirle izleniyor.
Bunların yeni örneklerinden en fazla iz bırakıp akılda kalanlarını hatırlatacak olursak:
Siyasette “Türkiye’yi MHP-DTP etnik köken, AKP-CHP laiklik ekseninden çıkaracağız” sözüyle, demokratik siyasetin önünü tıkayan mevcut yapıya meydan okudu DYP lideri.
Sonra, Türkiye’nin terör ve laiklik konularındaki sıkıntıları demokrasi içinde aşacağını ifade ederek çerçeveyi biraz daha genişletti.
“O zat iktidar olsa da konuşurum” diyen Genelkurmay Başkanına “Askerle siyaset yapılmaz, ama bu coğrafyada askersiz de devlet yönetilmez” diyerek gayet usturuplu ve dengeli bir cevap verdi.
“Vatan sağolsun diyemeyen annelerin acısını anlamak lâzım” sözüne yine Büyükanıt’ın yönelttiği “Herhalde Cumartesi annelerini kast ediyor olmalı” eleştirisini de, Komutanın evvelce Başbakana gönderme yaparak söylediği “Şehit annelerinin her sözünün başımızın üstünde yeri var, ellerini öperiz” beyanını çağrıştıran “Acılı anneler arasında ayrım yapılamaz” sözüyle karşıladı.
“PKK’yı siyasallaştırmak isteyen ABD’nin planından rol kapmaya çalışıyor” iddialarını ise, tam tersine, bu çıkışlarıyla ABD-İsrail-Talabani-Barzani-PKK zincirine dayalı bir planı bozduğunu söyleyerek cevaplandırdı.
“Dağda savaş yerine ovada siyaset yapsınlar veya kendi işleriyle uğraşsınlar” sözü için yapılan “Af istiyor” saptırmalarını “Af, toplum isterse olur. Benim söylediğim o değil. Ben öncelikle ovadan dağa terörist devşirilmesinin önünü kesmek istiyorum” diyerek çürüttü.
Komutanların ard arda gelen irtica çıkışlarını “Her dakika bunu gündeme getirirseniz, bu konuyla ilgisi olmayanları da bunun içine sokarsınız. Sırf hükümeti sıkıştırmak için böyle birşey yapılmamalı” diyerek eleştirdi.
Bütün bunlar alt alta konulduğu zaman açıkça görülüyor ki, DYP lideri bu sözleriyle çok iyi düşünülmüş, bütün boyutları ve detaylarıyla enine boyuna hesabı kitabı yapılmış kapsamlı bir projenin ipuçlarını veriyor.
Ve bu açılımlar, daha önce yaptığı “Artık Türkiye iç düşman üreterek yola devam etmemeli. Daha demokrat, daha özgürlükçü, daha sivil bir Türkiye’ye doğru yol almamız gerekiyor” çıkışlarının devamı niteliğinde.
Yakınlardaki bir beyanında “Sistemi, sistemin içinden gelen adam paralayacaktır. Bu benim” diyen Ağar (Bilal Çetin, Vatan, 25. 9.06) son ataklarıyla bunun işaretini veriyor.
Bu işaretlerin orijinalliği ve çarpıcılığıdır ki, yıllardır adeta yok sayılan ve görmezlikten gelinen Ağar’ı bir anda “gündem belirleyen kişi” konumuna taşıdı. Ve tabuları zorlayan kritik çıkışları, beklenmedik bir destek gördü.
Erdoğan’ın 3 Kasım’dan bu yana geçen süreçte siyasî anlamda muhatap sayma tenezzülünde dahi bulunmadığı Ağar’ın çıkışlarına destek vermesi de bunun bir sonucu.
Bütün bu kazanımlar “AKP ile asla koalisyon yapmam, CHP ile bir meselem yok” gibi çelişkili mesajlarla heba edilirse yazık olur...
18.10.2006
E-Posta:
[email protected]
|