Gözümüzle gördüğümüz insanların, gürültü kirliliği oluşturup kulaklarımızın zarına zarar veren seslerinden kurtulmak için ve bin bir hikmetle dolması gereken beynimizin kıvrımlarındaki pasları temizlemek için isterseniz geliniz birlikte kendimize başka bir âlem arayalım.
Çünkü sayısız âlemlerin yaratıldığı bir dünyada yaşamaktayız. İnsan olmamızın üstünlüğüyle istifade edebileceğimiz çok âlemlerin var olduğunu biliyoruz. O zaman hayatımızı niye her yönüyle muzır olan âlemlerin karanlıklarına terk edelim?..
Bizler, adları insan olduğu halde, insanlık değerlerinin baş düşmanı olan mahlukların âlemlerine kendimizi mahkûm etmek istemeyiz her halde. İnsan olmamızın misilsiz ayrıcalığıyla kendi insanlığımıza uygun âlemleri kendimize bulabiliriz.
Sinnen, cismen ve rütbeten büyük olan, ancak insan olmanın üstün ayrıcalığının farkına varamayanların dünyalarında gezinmek zorunda olmadığımızı artık kendimize kabul ettirmemiz gerekir. Onların dünyaları başlarını yesin.
Onlar varsınlar, hiç ölmeyecekmiş gibi dünyada yaşamaya devam etsinler. İsterlerse pamuk ipliğine bağlı olan hayatlarının her an kopmaya mahkûm olduğunu hiç düşünmesinler. Ve isterlerse at gözlükleriyle olaylara ve dünyaya bakmaya devam etsinler.
İsterlerse yaşlarının ilerlediğinden, cisimlerinin çürümeye doğru gittiğinden ders almasınlar ve hatta rütbelerinin ve tomar tomar paralarının kendilerini her yerde kurtaracağını da düşünsünler. Onlar farkında olmazlarsa dahi, dünya dönüyor ve insanlar dünyanın hiçbir gücünün onları kurtaramayacağı bir sona doğru gidiyorlar.
Onlar da gidiyorlar. Bu gidişin önünün kesilmeyeceğini de biliyorlar. Ama kartondan kuleler yapmaya da devam ediyorlar. Dünyaları çürük da olsa gafletin kalın perdesiyle kurtulacaklarını sanıyorlar. Aslında dışları bazı zahirperest insanları yakarken, içlerindeki cehennem ateşi dünyalarını kasıp kavuruyor.
Onlar farkında olmazlarsa dahi, farkında olan veya olanlar vardır. Onlar çevresindekileri aldattıklarını sanırken, aslında hiç aldanmayanlar vardır. Onların gülmelerinin içten olduğunu düşünenler olsa bile, içlerinin kan ağladığı çok gözlerden kaçmamaktadır. Fırtınalar, kasırgalar hayatları alt üst ediyor bunların karanlık âlemlerinde…
Geliniz hep birlikte gerçeklerin izlerinin bulunduğu hayaller âlemine dalalım. Zahirperestlerin zahiri dünyaları bizi kendine çekmesin. Onların yalancı cennet şeklindeki cehennemî dünyalarından yüz çevirelim. Onların karın sancılarına sebep olan meyveleriyle tatlı ve değerli zamanlarımızı geçirmeyelim. Onların zehirli ballarıyla hayatımızı sancı verici karanlıklara terk etmeyelim…
Hayalistan ülkesi bile, sergerdan olan hemcinslerimizin dünyalarından daha çok güzellikleri bünyesinde taşımaktadır. Hayal deyip geçmeyelim isterseniz. Görünen, duyulan ve el ile tutulan dünyaların günah çirkefine battığı bir âlemde, bizleri tezkiye edecek, bizleri temize çıkaracak çok hayaller yok mudur dersiniz?
Akılları kendine çekecek, kalbleri inanç nurlarıyla parlatacak sayısız san'at harikalarına rağmen, inançsızlık ve kirlilik içinde kıvrananların âlemimizi aslî hüviyetinden uzaklaştırıp fesada vermeye çalışmaları, aklı sönmemiş kalbi bozulmamış insanların kurtuluşu hayalistan ülkelerinde aramasına sebep olmaktadır sanki…
Gerçek dünyada ruhumuzun daraldığı anlarda, Yaratıcımız bizlere hayal etme nimetini vererek bize ferahlık vermektedir gibime geliyor. Böyle zamanlarda gerçekler âlemlerine kanat açarız. Karanlıklardan iz bulunmayan yükseklere ulaşmak için hayal tayyaresine biner gideriz.
Bilmem sizler ne dersiniz, benim bu hayallerin de zaman zaman çıkış yolu olabileceği şeklindeki düşüncelerime?.. Lütfen tahammülünden aciz olduğumuz vak'aların sarstığı dünyamızdan kaçma girişimlerimi mazur görün. Hayalen de olsa…
17.10.2006
E-Posta:
[email protected]
|