Bütün dünyayı bir tarafa bırakarak sadece nefsime yöneliyor ve ona sesleniyorum. Bu, kurtuluş imkânlarının oldukça fazla olduğu bereketli ayın feyzinden faydalanmak ve manevî bir ticaret için önemli adımlar atmak için kendi kendime dönüyor ve nefsimi sorguluyorum.
Geride bıraktığım yılların kâr ve zararını karşılaştırmanın ve gelecekteki günlerimi hep kazançlı geçirmenin kararlılığı içine girmek için, tam bir teslimiyet içinde olmam gerekir diye düşünüyorum. Dünyanın çekiciliği beni bırakacak mı bilemiyorum, ama bir şeyler yapmam gerektiğine olan inancımı tam olarak muhafaza ediyorum.
Şeytanların bağlandığı ve Cennet kapılarının ehl-i imana açıldığı bu günlerde imanımın gereği olan adımları atmama engel olacak birçok muzır engelleyicinin önüme çıkacağını da biliyorum. Ama nefsimi olabildiğince susturmalı ve insanlığımı ön plana koyarak, var olan bütün şeytanların ebedî hayatımı mahv etme planlarını akim bırakmalıyım.
Bir ayın bana kazandıracağı güzelliklerden, hayatım boyunca artık ayrılmama kararlığını göstermem gerektiğini artık unutmamalıyım. Artık dünyanın hiçbir çekici faniliğinin beni benden ayırmayacağını sözünü, kendime, en önemlisi de Rabbime vermeliyim.
Acizliği ve fakirliği nihayetsiz bir insan olarak, bu kararlılığı kendi gücümle yürütebilmemin mümkün olmadığını biliyor ve beni bu niyetimde hayra ulaştıracak Hâlık-ı Kerimime her an yalvarma haletinde bulunmam gerektiğini de biliyorum.
Bir sırr-ı ubudiyet olan ve insana “Kudreti nihayetsiz bir Rabb-i Rahimin bütün duâlara cevap verdiği” düşüncesini kazandıran duânın hayatımın ayrılmaz bir parçası haline gelmesi için de Rabbime yalvarmalıyım. Her an duâ eden bir insan olmak için Allah’a duâ etmeliyim.
Unutmamam gerekir ki, Ramazan ayı, dünyaya dalmış, gaflete düşmüş nefsimin kendine gelmesi için çok önemli bir fırsattır. Bu fırsatı değerlendirmeli ve körelmeye yüz tutmuş bütün insanlık duygularımın beni insanca bir hayata kavuşturması için çaba göstermeliyim.
İnkâr edemem ki nefsimin terbiyeye ihtiyacı vardır. Zıvanadan çıkmış nefsimin ebedî hayatımı mahvetmesine izin vermemeliyim. Bu sebeple onu açlıkla ve susuzlukla terbiye etmeye çalışmalı, onun beni fani dünyaya köle etmesine yol açmamalıyım. Nefsimin Cehenneme götürecek bütün yollarının kapatılmasına çalışmalı ve geçmişteki günahlarımın Rabb-i Rahimim tarafından affedilmesi için, ihlâs ve samimiyeti kendime şiar edinmeliyim.
Bayramımın, bu ayın manevî havasından kurtulup, nefsin dünyama hâkim olmaya başladığı bir zaman haline gelmemesi için, onu, insanlığımı nefsin tasallutundan kurtardığımın başlangıcı olarak bilmeliyim.
Öyle bir yol kendime çizmeliyim ki, bütün aylarımda Ramazanı yaşayabilmeliyim. Yolculuğumda nefsimi arkama almalı, aklın ve kalbin aydınlığını kendime rehber edinmeliyim.
Beni bu dünyaya mahlukatın en şereflisi olarak gönderen Rabbimin emirleri dairesinde yoluma devam etmeli, Onun bana bir rehber olarak gösterdiği Hazret-i Muhammed’in (a.s.m) karanlıklardan eser bulunmayan izinden gitmeliyim.
Sahip olmaya çalıştığımız ve nefsimizi susturduğum oranda istifade ettiğimiz aydınlıkları eninde sonunda bütün nefisler görecek, bu dünyada uyananlar kurtulacak, ölümden sonraki âlemde akılları başlarına gelenler ise fırsatı kaçırmış olacaklardır.
Aslında her haliyle faniliğini haykıran bu dünyada ebedî yaşayacakmış gibi hareket edenlerin mutantan yaşayışlarının kofluğu er-geç ortaya çıkacaktır. Bazıları belki geçmişteki yaptıklarından dolayı gözyaşlarını sel gibi akıtıp, Rabb-i Rahime yönelecek ve aflarını talep edeceklerdir.
Rahmeti bol olan Yaratıcı, bazılarını ihlâs ve samimiyetleri nisbetinde günahlardan arındıracak, bazıları nefislerinin tasallutundan kendilerini kurtaramamış bir şekilde gerçekler âleminde yaptıklarının karşılığını vermeye zelil bir şekilde gideceklerdir.
Bol kazançlar elde etmemiz temennisiyle Ramazanınızı tebrik ediyorum…
25.09.2006
E-Posta:
[email protected]
|