İsmail Ağa Camii emekli imamı Bayram Ali Öztürk Hocanın, Pazar sohbetinden sonra camide uğradığı suikast… Başbakan Tayyip Erdoğan’a Söğüt şenliklerinde yapılan saldırılar… Terör örgütünün saldırılarının artması… Cumhurbaşkanının son günlerdeki açıklamaları ve bu açıklamalara bazı çevrelerin desteği…
Malum gazetelerde ihtilali çağrıştıran başlıkların artması… Mahkeme önlerinde yaşanan “ulusalcı” protestolar… Okulların açılması ile birlikte artan şiddet olayları…Bunları arda arda koyduğumuzda “Türkiye’de yine bir şeyler mi tezgâhlanıyor?” sorusu akla geliyor.
Eylül ayı geldiğinde ihtilalci kafalara neler oluyor? Gazetemizin İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın NTV’de katıldığı canlı yayında söylediği, “Kırk yıldır medyanın içindeyim. Biz bu filmi çok gördük. Acaba 28 Şubat gibi yeni bir müdahale zemini mi hazırlanıyor?” diye sormuştu.
Son gülerdeki bu olayları görünce sanatçı İlhan Şeşen’in bir şarkısı aklımıza geldi: “Neler oluyor bize, bize neler oluyor.” Evet gerçekten neler oluyor bize, neler oluyor Türkiye’de?
***
Bu soruların cevapları önümüzdeki günlerde netleşecektir. Bizim burada dikkatini çekmek istediğimiz bir başka konu var. Uluslararası Politik ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin (UPSAM) “Gençler Hayatı Nasıl Algılıyor?” başlıklı anket sonuçları açıklandı.
Lise çağındaki öğrencilere uygulanan anket 17 şehir merkezinde gerçekleştirilmiş. Bin 850 gence 38 soru yöneltilirken çarpıcı sonuçlar ortaya çıkmış. UPSAM yetkilileri anket sonuçlarını değerlendirirken, anketin en önemli sonucunun gençlerden yükselen “çığlık” olduğunu söylüyor ve bu çığlığa kulak verilmesi ve çözüm bulunmasını istiyor.
Anket, okullarda ve sokaktaki şiddetin toplumu tehdit eder boyutlara geldiğini ortaya koyuyor.
“Gençler kimleri örnek oluyor? İnternet ve bilgisayar oyunlarının şiddet üzerindeki etkisi nedir?” sorularına cevap niteliğindeki anket sonuçlarına göre, internet ortamı gençlerin sağlıksız mesajlar aldığı bir ortam.
Gençlerin izledikleri televizyon dizilerine bakıldığında şiddet içeren programlar en başta yer alıyor. Anket çalışmasında “Kendinize yetişkin olarak kimi örnek alıyorsunuz?” sorusuna birinci sırada “Polat Alemdar”ın ifade edilmesi bunu kanıtlıyor.
Okul başarısı, gelecek ve sınav kaygısı öğrencilerin en çok zorlandıkları konuların başında geliyor. Gençlerin yüzde 79’u “sınav kaygısı” yaşadığını ifade ediyor. Gençler “Hayatta en çok korktuğunuz şey” sorusuna ise ilginç cevap vermişler: ÖSS…
Anketin en çarpıcı ve ürkütücü sonuçlarından birisi de “Hiç sigara içtiniz mi?” ve “Hiç alkol kullandınız mı?” sorularına verilen cevaplarda ortaya çıkıyor. Lise çağındaki gençlerin yüzde 72’si sigara içtiğini, yüzde 66’sı da alkol kullandığını söylüyor. Uyuşturucu kullananların oranının da yüzde 26’larda çıkması gençlerin hangi durumla karşı karşıya olduğunu gözler önüne seriyor.
Bütün bunlar anket sonuçlarının iyi tahlil edilmesi ve çözüm yollarının bulunması gerektiğini ortaya koyuyor. Anketin sonunda toplumun neler talep ettikleri sıralanmış. Bunların arasında aile eğitim programlarının başlatılması, eğitim kurumlarında şiddetin uygulanmaması, televizyon programlarının çocukların yararına olacak şekilde izlettirilmesi, internet konusunda aileler ve gençlerin bilinçlendirilmesi…
Bütün bu sonuçlara baktığımızda okullardaki şiddetin en önemli nedenlerinden birisinin din eğitimi ve öğretiminin eksikliği olduğu söylenebilir. Öncelikle din eğitimi ve öğretiminin önündeki kısıtlamaların kaldırılması, yeni yetişen nesillerde millî ve manevî değerlerin köklü biçimde yerleştirilmesi gerekiyor.
Eğitimciler Birliği Sendikası’nın raporunda yer alan şu görüş ile yazımızı noktalayalım: “Sevgi, dostluk, barış gibi toplumu bir arada tutan değerler de temelde yine din ve ahlâk eğitiminden beslenmektedir. Bu sebeple din öğretimi, bu alanda boşluk bırakılmayacak şekilde güçlendirilmelidir…”
Doğru söze nedir?
24.09.2006
E-Posta:
[email protected]
|