Faruk ÇAKIR |
|
Dün müteahhit, bugün kerpiç mi? |
Elliden fazla kişinin ölümüne sebep olan yeni bir depremle daha sarsıldık. Pazartesi günü sabah saatlerinde meydana gelen depremden Elazığ’ın 6 köyü etkilendi. Deprem sonrası yapılan açıklamalarda suçlu olarak ‘kerpiç evler’ gösterildi. Bu vesile ile depremde vefat edenlere Allah’tan rahmet dilerken, yakınlarına da başsağlığı temennilerimizi sunuyoruz. Türkiye ne yazık ki deprem konusunda iyi imtihan veremiyor. Geçmiş yıllarda meydana gelen depremlerden sonra da çok söz işittik, ama bu sözlerin dertlere çare olmadığı görüldü. Bilhassa 1999’daki Marmara Depremi sonrasında ilk ve tek suçlu olarak müteahhitler gösterildi. Suçluyu ilân etmekle meselelerin çözüleceği düşünülüyor, ama gelişen hadiseler bunu doğrulamıyor. Gerçekten de depremin simgesi hâline gelen bir müteahhit tutuklandı, hapse mahkûm edildi. Peki, deprem sebebiyle meydana gelen ölümler sona erdi mi? Tabiî ki hayır. Çünkü temelde yatan problem çözülmedikten sonra bir iki kişiyi mahkûm etmekle mesele hallolmaz. Elbette müteahhitlerin kabahati vardır, ama o müteahhitler o ‘çürük’ binaları nasıl yapabildiler? Kim onların bu hatasına göz yumdu? Göz yumanlar da en az müteahhitler kadar sorumlu olmaz mı? Bugüne gelirsek, Elazığ depremi sonrası bütün medya işbirliği yapmışcasına suçlu olarak ‘kerpiç’i gösteriyor. Bu teşhiste Başbakanın açıklaması da her halde etkili olmuştur. Kerpiçin de suçu olabilir, ama acaba başka suçlular da yok mu? Kerpiç evler bile kurallarına uygun olarak yapılmış olsaydı belki de bu kadar ölümlere sebep olmazdı. Demek ki, her konuda olduğu gibi ‘kerpiç ev’ yapma konusunda da kural ve kaidelere uyulmuyor. Bu ve benzeri hadiselerde asıl sorumlunun ‘sistem’ olduğunu görmeliyiz. Diyelim ki ‘kerpiç ev’ günümüz şartlarına uygun değil. O halde ‘sistem’ bu yanlışı düzeltmek için niçin elini taşın altına koymaz? Niçin köyde yaşayanlara bu konu anlatılmaz ve daha sağlam evler yapmaları istenmez? Geçmiş depremleri ve zayiatları bir yana bıraksak bile, bundan sonra meydana gelecek muhtemel depremler için tedbirleri bugünden almak gerekmez mi? Dün müteahhitleri, bugün kerpiçi suçlu gösterdik; yarın kimi suçlu göstereceğiz? Konuyu değerlendiren uzmanlar başta İstanbul olmak üzere diğer büyük şehirlerin de depreme dayanıklılık bakımından iyi noktalarda olmadığını ifade ediyorlar. Hatta İstanbul’un yarısının yıkılıp yeniden yapılmasını teklif edenler var. Aynı şekilde başka şehirler de dikkate alınırsa, deprem konusunda binalarımızın ‘sağlam’ olmadığı ortada. O halde depreme karşı tedbir arayışı gündemin ön sıralarında olması gerekmez mi? Türkiye’yi idare edenlerin yapması gereken ilk iş, Türkiye’nin sahip olduğu bütün yapı stoğunu depreme dayanıklılık noktasından elden geçirmek olmalı. Sonra da bunların mümkün ise sağlamlaştırılması, değilse yıkılıp yerlerine yenilerinin yapılması gerekir. Keşke bunu vatandaş yapabilse. Ama fukaralığa sürüklenmiş, evine ekmek götürmenin derdinde olan köylünün bunu yapmasını beklemek gerçeklerle örtüşmez. Müteahhitler ve kerpiçlerden önce suçun ‘sistem’de olduğunu görelim...
10.03.2010 E-Posta: [email protected] |