Süleyman KÖSMENE |
|
Veren el olmanın fazileti - 2 |
Salih Bey: “‘Veren el, alan elden üstündür’ hadisini açıklar mısınız? Veren el neden üstündür? Bu konuda örnekler var mıdır?”
Veren el ile ilgili olarak çok büyük müjdeler vardır. Müjdecilerin başını ise Kur’ân çekiyor. İşte birkaç âyet: l “Kim bir iyilik yaparsa, ona iyiliğinin on katı karşılık vardır. Kim de bir kötülük yaparsa, o da sadece o kötülüğün misliyle cezalandırılır ve onlara zulmedilmez.” 1 l “Kimdir Allah’a güzel bir borç verecek o kimse ki, Allah da o borcu kendisine kat kat ödesin. (Rızkı) Allah daraltır ve genişletir. Ancak O’na döndürüleceksiniz.” 2 l “Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, yedi başak bitiren ve her başakta yüz tane bulunan bir tohum gibidir. Allah, dilediğine kat kat verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.” 3 l “Şüphesiz Allah (hiç kimseye) zerre kadar zulüm etmez. (Yapılan) çok küçük bir iyilik de olsa onun sevabını kat kat arttırır ve kendi katından büyük bir mükâfat verir.” 4 l “İnsanların malları içinde artsın diye faizle her ne verirseniz, Allah katında artmaz. Ama Allah’ın rızasını arayarak her ne zekât verirseniz; işte bunu yapanlar sevaplarını kat kat arttıranlardır.” 5 Dünyanın üç beş günlük yitik cam parçalarına değil, bu yüksek değerli elmas müjdelere talip bahtiyarların yaşadıkları örneklemeler anlatmaya kalkılsa ciltlerle kitaba sığmaz. Bir gün bir adam ihtiyacı için Hazret-i Ali Efendimizin (asm) kapısını çaldı. Hazret-i Ali (ra) güzel oğlu Hasan’a: “Annene git, kendisine verdiğim altı dirhemden birini versin. Getir, şu adama ver.” dedi. Çocuk gider gitmez geri döndü ve dedi ki: “Annem, ‘o altı dirhemi un almak için sakladım’ diyor.” Hazret-i Ali (ra): “Tahkiki iman sahibi kişi elindeki paraya değil, Allah’a güvenir oğlum. Git annene söyle, altı dirhemin tamamını versin.” dedi. Hazret-i Fatıma annemiz (ra) altı dirhemi gönderince de hepsini fakir adama verdi. Hazret-i Ali (ra) henüz içeri girmemişti ki, devesinin yularından tutup yanından geçen bir adamın, “Satıyorum, var mı isteyen!” diye seslendiğini duydu. Hazret-i Ali (ra): “Kaça satıyorsun?” dedi. Adam: “Yüz kırk dirheme” dedi. Hazret-i Ali (ra): “Parasını sonra almak üzere kapıya bağla!” dedi. Adam devesini kapıya bağlayıp gitti. Az sonra bir adam yoldan geçerken deveye talip oldu. “Bu deve kimindir?” diye sordu. Hazret-i Ali (ra): “Benimdir.” dedi. Adam: “Satmıyor musun?” dedi. Hazret-i Ali (ra): “Satıyorum.” dedi. Adam: “Kaça satıyorsun?” dedi. Hazret-i Ali (ra): “İki yüz dirheme.” dedi. Adam “Kabul!” diyerek, iki yüz dirhemi çıkarıp Hazret-i Ali’nin (ra) eline saydı ve deveyi alıp götürdü. Hazret-i Ali (ra) bu paradan alacaklısının yüz kırk dirhemini ödedikten sonra, elinde altmış dirhem kaldı. Altmış dirhemi muhtereme eşi Hazret-i Fatma’ya götürüp takdim etti. Hazret-i Fatma (ra): “Bu nedir?” diye sorunca Hazret-i Ali (ra): “Bu, Cenâb-ı Allah’ın, “Kim bir iyilik yaparsa, ona iyiliğinin on katı karşılık vardır.” (En’am Sûresi: 160) Müjdesinin gerçek olmuş halidir.” dedi.6 Bu günlerde etrafımızda vakıf, külliye, dersane, hizmet merkezi, sosyal tesis… Adına ne dersek diyelim, Medresetü’z-Zehra ismine lâyık mübarek binalar, yapılar, yapılanmalar, plânlar, projeler ve mutlak şekilde hayırlar yağdırmaya namzet iman hizmetleri eksik olmuyor. Elimizdeki, avucumuzdaki metaın bire en az on katı ile arş-ı alâda kayıt altına alınmasını istiyorsak, himmetimizi, gayretimizi, desteğimizi, katkımızı duâmızla birlikte hiçbir şekilde eksik etmeyelim. Allah’ın azı çok saydığını ve bizim bin bir zorluk içinde tasadduk ettiğimiz nice azımıza nice binler bereketler yağdırdığını aklımızdan çıkarmayalım. Böyle kutsî gayretler içinde birbirimize duâ edelim: Allah birinizi binler yapsın! Âmin.
Dipnotlar:
1. En’am Sûresi: 160., 2. Bakara Sûresi: 245., 3. Bakara Sûresi: 261., 4. Nisa Sûresi: 40., 5. Rum Sûresi: 39., 6. El-Kenz, 3/311. 05.09.2009 E-Posta: [email protected] |