H. İbrahim CAN |
|
Üçlü zirve ve Mahmur kampı |
Ankara’da yapılan PKK terör örgütüne ilişkin ABD-Türkiye-Irak işbirliği toplantısına, büyük ölçüde Mahmur kampının boşaltılması damgasını vurdu. Yeni kurulan bu mekanizmanın ilk toplantısında Irak topraklarındaki Türkiye’ye yönelik terörist faaliyetlerin tamamı ele alındı. Operasyonel ve istihbarat işbirliğine ilişkin tedbirlerin değerlendirildiği toplantıda Mahmur Kampı da ele alındı. Mahmur Kampı neydi? 1994 yılında Doğu ve Güneydoğu’daki şiddet olayları ve sınır köylerinin boşaltılması bahane edilerek, PKK’nın baskısı ve tahrikiyle Hakkâri ve diğer sınır illerinden yaklaşık 20 bin Kürt kökenli vatandaşımız kaçak yollarla Kuzey Irak’a göç ettirildi. Bu gidenler önce “Atruş” adı verilen bir kampa yerleştirildi ve BM’den destek sağlandı. 1998 yılına kadar yaklaşık üç bin kişi Türkiye’ye döndü. Dönmek istemeyenler için de Birleşmiş Milletler bugünki Mahmur Kampı’nı kurdu. 11 yıl sonra kampın bugünki nüfusu 12.000. Burası zaman zaman terör örgütünün mühimmat deposu gibi işlev gördü. PKK’nın niyeti Kuzey Irak’ta kuracağı kendi özerk bölgesinin bir şehri yapmaktı bu kampı. Kamptaki çocukların tamamı burada doğdu; çocuk ve gençlerin tamamına yakını Türkçe bilmiyor. 300 genç Kuzey Irak’taki üniversitelerden mezun oldu, 350’si ise halen üniversitede okuyor. Türkiye sık sık BM’den bu kampın terör örgütüne lojistik destek sağladığı gerekçesiyle kapatılmasını istedi. Talepler hep reddedildi. Aslında bu yerleşim yerinden Kuzey Irak yönetimi de çok memnun değildi. PKK’nın baskısı ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin ABD ile birlikte himayesi yüzünden dönmek isteyenlere izin verilmedi. Şimdi bir kısmının, demografik yapının değiştirilmesi istenilen Kerkük’e yerleştirilmek istendiği biliniyor. PKK’nın tasfiyesi planı çerçevesinde bu kampın kapatılması gündemde. İçişleri Bakanı Mahmur Kampı’yla ilgili daha fazla analiz ve bilgiye ihtiyacımız var dedi toplantı sonrasında. Yıllardır; ‘kapatın’, ‘vatandaşlarımız Türkiye’ye dönsün’ dediğimiz bir kampa ilişkin olarak devletimiz şimdiye kadar yeterince bilgi toplayıp analiz yapmadı mı? Bakanlık böyle derken, basında yedi vilayette kurulacak geçici yerleşim yerlerine yerleştirilecekleri sonra da kalıcı konutların yapılacağı yazılıp çiziliyor. Hatta PKK’nın tasfiyesi esnasında dağdaki militanların önce bu kampa yerleştirilmesi sonra da durumları açıklığa kavuştukça Türkiye’ye getirilmesi de öneriler arasında. Peki kamp sakinleri Türkiye’ye dönmek istiyor mu? Bu konuda elimizde bir bilgi yok. Ancak 11 yıldır orada yaşayan ve yerleşen insanların barınma, geçim kaynağı ve eğitim imkânları garanti edilmeden Türkiye’ye dönmek isteyeceklerini, hele bunu PKK’ya rağmen yapacaklarını düşünmek hayalcilik olur. Türkiye’nin Kuzey Irak Yönetiminin bu işe bulaşmak istememesi sebebiyle, Irak merkezî yönetiminden bu konuda destek almak istediği yorumları yapılıyor. Görünen o ki Mahmur Kampının boşaltılması ve sakinlerinin Türkiye’ye getirilmesinde bile bu kadar zorlanılıyor. Kürt açılımı çerçevesinde af, silâhlı militanların dağdan indirilmesi ve bu kimselerin Türkiye’ye adaptasyonu gibi çok daha güç adımların atılması ise daha da zor olacak. Bu gelişmelerin yalnızca ABD baskısıyla sağlanamayacağı, bulunacak ‘muhatap’ ile bir tür uzlaşmayla gerçekleştirilebileceği unutulmamalıdır. 30.07.2009 E-Posta: [email protected] |