Ali FERŞADOĞLU |
|
Meleklerin yaratılma sebepleri |
Allah’a isyan etmeyip devamlı ibadet/itaat/zikir ederler, Peygamber’e salâvat getirirler, mü’minlere duâ ederler. Bunların yanında başka temel görevleri vardır: • Seyirci, • Mütâlaacı, • Dellâl • Hamelelik, yani icraatta vasıtalık. • Vahiy, haber ileticiliği… Bunu açarsak, melekler akıllı/şuurlu varlıklar olduklarından şu nihayetsiz kâinat fuar ve sergisinde tecellî eden Esmâ-i Hüsnâ’yı seyreder, mütaalâ ve müzâkere ederler. Ki, bir âyette buna şöyle temas edilir: “..başında ise Allah’ın emrine karşı gelmeyen ve verilen emri yerine getiren haşin ve şiddetli melekler vardır.”1 Keza şu uçsuz bucaksız kâinatın Sahib ve Mabud’una karşı nihayetsiz ibadet ancak meleklerin varlığıyla mümkün. Sayısız meleklerin bir kısmı kıyamda, bir kısmı rükûda, bir kısmı secdede, bir kısmı tahiyyatta, bir kısmı duâ/zikir/tesbihatta. Bir ağaç binlerce yaprak, çiçek, dal, budak, çekirdek ve meyveleri ile zikir ve tesbih ettikleri ve Allah’ı tanıttırdıkları gibi, melekler de binlerce dil ve baş ile zikreder, tesbih ederler. Diğer meleklerin ibadetleri ise, tabiat işlerinde aldıkları vazifeleri sûretinde tecellî etmektedir. İsrafil (as) ve grubu gibi… Melekler yaptıkları işe göre sınıflara ayrılmıştır. Kur’ân’a göre dört grupta incelenir: 1- İlliyûn, mukarrebûn adlarıyla anılan melekler: Bunlar daima Allah’ı tenzih, takdis etmekle, O’nun yüceliğini anarak ve bilerek ibadet etmekle meşgul olurlar. 2- Müdebbirât melekleri: Bunlar tabiatın, yani maddî âlemin nizam ve düzeninde, İlâhî kudret ve iradenin tasarrufunda istihdam olunan meleklerdir. Bir mânâda tabiat kanunlarını, kâinattaki cârî olan kanunları uygularlar. Veya onların şahıslarında bu kanunlar, geçerliliğini sürdürür. Bunlar, aralarında kısımlara ayrılırlar. Yer, gök melekleri ve sâir işleri gören ayrı ayrı melekler... “(...)İşleri taksim eden meleklere...”2, “Ve bulutları yeryüzüne dağıtanlara ve hak ile batılı ayıranlara ve tövbe edenler için bir özür, inkâr edenler için bir tehdit olmak üzere peygamberlere vahiy getirenlere...”3 Hadis-i şeriflerde de bildirilmiş ki, yağmur damlalarından tutunuz, kar tanelerini yeryüzüne indirene kadar her şeyde birer vazifeli melek vardır… Yağmur damlaları ve kar tanelerinin nizam intizamı ve hikmetle yeryüzüne inişi, bize bunu hatırlatmaktadır. İlmen sabittir ki, eğer üç yağmur damlası birleşse, aradaki açıları kapatacak, yere inene kadar koskocaman bir su kütlesi hâlinde düşecekti... Kar taneleri de öyle... Şiddetli rüzgâr estiği, fırtına olduğu hâlde, milyonlarca seneden beri yağmur damlaları ve kar taneleri birleşmiyor. Öyle ise, onları idare eden, düzenlerini sağlayan, yönlendiren ruhları vardır. Onlar da meleklerdir. Sanki o yağmur ve kar taneleri, meleklerin cesetleridir. Melekler de onların ruhudur. Onlar, onlara binerler ve yeryüzüne inerler. Cenâb-ı Hakk’ın sonsuz ilmi, kudreti ve hikmeti, hallakıyeti bunu gerektirmez mi? Bildiğiniz gibi, İsrafil (as) kâinattaki hâdiseleri idareyle vazifelendirmiştir. O, tabiat hâdiselerinin başında bulunan bir melektir. Emrinde trilyonlarca melâike vardır ve bu olayları, izn-i İlâhî ile, bir karışıklığa meydan vermeden idare ve sevk eder. Evet, melekler Allah’ın askerleridir. Arzın müekkelleri, yani Allah tarafından tayin edilen vekilleridirler. Melekler birer memurdur. En önemli vazifelerinden birisi, kâinatın seyircileri ve mütalaacıları olmalarıdır. Gezegenler ve yıldızlar, meleklerin binekleridir. Onlara binerler ve kâinatı temâşâ ederler.
Dipnotlar:
1- Kur’an, Tahrim, 6.; 2- age., Zâriyât, 4.; 3- age., Mürselât, 3-6. 23.06.2009 E-Posta: [email protected] [email protected] |