İman kalb toprağında filizlenen, bütün güzelliklerin kaynağı olan tuba ağacının mânevî bir çekirdeğidir.
İmanı kalbine kökleştirmiş, akıl-hayal, el-ayak, göz kulak gibi bütün yetenek, duygu ve organlarına kadar dal-budak sardırmış, nefis nefis çiçekler açtırıp meyveler verdirmiş bir mü’min, tuba ağacının küçük bir nümunesini taşıyor demektir.
Şu halde mü’min denilince güzellikler insanı hatıra gelmeli. Güzellik ve iyilik için yaşayan, onun için çırpınan, misk gibi bulunduğu her yere güzel kokular saçan âdetâ melek gibi bir insan…
İslâmın istediği insan modeli budur. Bütün emir ve yasaklarıyla bunu gerçekleştirmek ister.
Mum da bir ışık kaynağıdır, güneş de. Ama mum ışığı hafif bir rüzgârda hemen sönerken, güneşe en şiddetli kasırgalar bile birşey yapamaz.
Lâ ilâhe illallah diyen mü’minlerin dereceleri de böyledir. Bu kudsî kelimeyi söylemekle İslâm merdiveninin ilk basamağına adımını atan mü’min terakkî merdiveninde sürekli ilerleyecektir. Ama adımlarını belli basamaklardan öte atamamışsa terakkî edemez, mükemmeli yakalayamaz. Eline, “Beşikten mezara kadar ilim” parolası verildiği halde öğrenme aşk ve şevkini yitirmişse belli limitlerde kalır. Dünyada olduğu gibi ahirette de birçok nimetten mahrum kalır.
Onun için ilim öğrenme arzu ve hevesi olmayan insanın dünyada kaybettikleri bir yana ahireti de pişmanlıklarla doludur. Çünkü, Efendimizin (asm) ifadesiyle, “Kıyamet Günü insanlar içerisinde en çok pişman olacaklardan biri dünyada iken ilim öğrenme imkânına sahip olduğu halde öğrenmeyen kimsedir.”1
Bütün kapıları güzelliklere açık olmalı mü’minin. İşte hiç ihmal etmemesi gereken bu güzelliklerden biri: “Mü’min, Cennete kavuşuncaya kadar, kulağına gelen hayırlı söz ve hikmete doymaz.”2
Çünkü Sevgili Peygamberimiz (asm), şu duayı öğretmiştir: “Allah’ım, öğrettiğin ilimden beni faydalandır. Faydalanacağım şeyleri bana öğret. İlmimi arttır.”3
Bu hakikatler çerçevesinde hayatını şekillendirmeye çalışan bir kimseyi düşünün! Gıpta edilecek bir tabloyla karşılaşmaz mısınız? Hep faydalı şeyleri öğrenme ve bunları hayata geçirme gayreti içinde bulunan mü’min etrafında hemen sevgi hâleleri meydana getirir.
Bir de bu niyet ve duygu içerisinde hareket eden mü’minin önüne serilen nimetlere bakın! Nice kapılar açılır onun önüne. Kâinatın Efendisi (asm) buyururlar ki:
“Bir kimse öğrenir ve öğrendikleriyle amel ederse, Allah bilmediklerini de öğretir.”4
Ve hayat emaneti teslim edinceye kadar böylece yüksele yüksele devam edip gider.
Bu terakkî merdiveninde ilerlemeye ne kadar muhtacız.
Dipnotlar:
1. Kenzü’l-Ummal 4:29.
2. Tirmizî, İlim: 19. 3. İbni Mace, Mukaddime: 23. 4. Muhtaru’l-Ehadis: 1:100.
16.11.2007
E-Posta:
[email protected]
|