Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 16 Kasım 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Mustafa ÖZCAN

Başı açıklar, dinsiz mi?



Cehaleti giderme makamındakiler cehalet yayıyorsa ne yapılmalıdır? Türk basınında bir dindarlık sakarlığı vardır. Bilen de bilmeyen de siyasetten konuştuğu ülkemizde aynı şekilde dinden de konuşuyor. Ne yaparsınız ki ağzı olan konuşuyor. Şarku’l Avsat gazetesinin yayınladığı İngiliz basınının İslâmî konuları ele almasıyla alâkalı bir raporun haberi bu konuda İngiltere’nin de aynı sıkıntıyla karşı karşıya kaldığını ortaya koyuyor. İslâmî konuları ele alırken İngiliz basınının yüzde 90 oranında konulara olumsuz şekilde yaklaştığı ve yansıttığı anlaşılıyor. Bu peşin hükümlü ve yanlı bakış açısının bir ürünü.

Raporu hazırlayanlardan birisi olan Rubin Richardson (14 Kasım 2007) gazetecilerin bu hususlarda eğitimden geçirilmesini ve haberlerin oluşturulması sırasında İslâmî geçmişi olan uzmanlardan destek alınmasını ve yararlanılmasını tavsiye ediyor. Bu uzmanların Müslümanların görüş ve deneyimlerini daha iyi yansıtacakları vurgulanıyor. Bu aslında, İslâmî bir geçmişe sahip olmayan İngiltere açısından bir ayıp değil. Gereğini yaparlarsa kendilerine karşı tutarlı ve centilmenlik yapmış olurlar. Ya bize ne demeli? Bizim bu hususta; onlardan geri kalmakla bir mazeretimiz mi var? Türkiye kültürel açıdan en azından kahiri ekseriyet olarak Müslüman bir geçmişten geliyor. Peki biz de neden İslâmî konuları ele almada İngiltere kadar yanlış yapıyoruz? İşte bunun izahı yok. Bunda basınımızın sefaleti aranmalı. Bu yazdıklarım aslında bir mukaddime kabilinden. Neden böyle bir mukaddime yazma ihtiyacını hissettim. Basit, yine Özdemir İnce ‘Richard Falk’un fitneleri’ başlıklı yazısında sapla samanı birbirine karıştırdığı için. Hakperestlik damarım galip geldi. Dilerseniz meramını ve maksadını anlamak için geniş bir alıntı yapalım ve söyleyeceklerimizi buna binaen söyleyelim. Falk doğru söylediği için onun Yahudi menşeine vurgu yapıyor. Kendi cephesinden konuşsaydı eminim böyle bir ihtiyaç hasıl olmazdı. Sözgelimi, Bernard Lewis ve Bernard Shaw gibi tarihçiler hakkında bu tür değerlendirmeler yaptığına muttali değiliz. Ama Falk ‘dincilere arka çıktı’ diye onun ne Yahudiliğini, ne de kiralık kalemliğini bırakıyor.

Yazısının ilgili bölümü şöyle: “Sabah gazetesinin genç muhabiresi Ceren Akdağ Hanım bu zat-ı muhterem ile ilginç bir söyleşi yapmış. Gazetenin 21 Ekim tarihli nüshasının 24. sayfasında yayınlanan bu kısa söyleşi-haber ben de aralarında olmak üzere gazete yazıcılarının dikkatini çekmedi. Beni bir okurum uyardı. Ceren Akdağ yazıyor:

BAŞI AÇIK DİNSİZ!

“Dinin ritüellerini yerine getirenlerin sadece başı kapalılar olduğunu ileri süren Falk ile görüşme şu şekilde gelişti:

Sabah: Konuşmanızda ‘Başı açık kadınlar türbanlı kadınlara hassasiyet göstermeli’ dediniz. Bunu neye dayandırarak söylediniz?

Falk: Meselâ sizin gibi dinsizlerin (non-religious) bulunduğu ortamda...

Sabah: Benim dinsiz olduğumu nereden biliyorsunuz?

Falk: Başınız açık.

Sabah: Hayır Müslümanım, bunu da ispatlamak zorunda değilim. Bu benim tercihim.

Falk: Peki, lafımı geri alıyorum.”

DERSİNİ VERMİŞ

Ceren Akdağ’a aferin! Richard Falk budalasının dersini iyi vermiş!

Bana İslamcı yazarlar mı yoksa Richard Falk mu, diye sorsalar, İslâmcı yazarları seçerim. Bağnazdırlar ama en azından Richard Falk gibi budala değiller.

Richard Falk’un hesabıyla, başı açık Türk kadınları dinsiz ise, kadınlarımızın kaç milyonu dinsiz acaba?

Richard Falk’un hiyerarşisine göre: Türbanlılar “Birinci Sınıf Müslüman”, başörtülüler “İkinci Sınıf Müslüman”, başı açıklar ise “non-religious” yani dinsiz-imansız (Hürriyet, 13 Kasım 2007).”

***

Aslında Richard Falk, yanlış söylememiş. Burada kullandığı ‘non-religious’ ifadesi dinsizlikten ziyade dini yaşamayan, dine lâkayd anlamına geliyor. Dine lâkaytlık dindarlık ise o başka! Burada Falk dinsizliği kastetmiyor pratik olarak dini yaşamamayı kastediyor ve özel yaşamda başörtüsü takmamak da en azından bunun maddî belirtilerinden birisidir. Birisi dini yaşamıyorsa elbette dinsiz olarak nitelendirilemez. Sözgelimi Falk bayana ‘non-religius’ yerine ‘infidel’ yani dinsiz ve imansız deseydi Özdemir İnce haklı çıkardı ve yorumu maddî bir temele otururdu. Dolayısıyla zorlamış, ama yerine oturtamamış.

İtikadî dinsizlik başkadır, amelî dindar olmamak daha başkadır. Sözgelimi, mürted anlamında İslâmdan çıkanlara şimdi eski Müslüman (ex müslüman) diyorlar. Bu ifade çok açık. Bir de ‘İslâmcı mürted’ anlamında pekala ‘ex İslâmcı’ tabiri kullanılabilir. Ama ex Müslüman ile ex İslâmcı aynı şey değildir. Sözgelimi, Esat Coşan Hoca Erbakan’la ters düştüğü zamanlarda onun için İslam mecmuasının sütunlarından ‘mürid-i mürted’ ifadesini ve ibaresini kullanmıştı. Elbette mürid-i mürtedlik dinden çıkmak değildir. Dinden irtidat etme mânâsında değil belki, ‘tarikat ve itaat halkasından çıktı’ anlamındadır. ‘Ribkatü’l İslâm’ yani İslâm bağını koparmak başka, tarikat bağını koparmak daha başkadır. Bu anlamda başı açıklar her ne kadar İslâm’ın bazı kurallarını ihmal veya ihlal ediyor veya uygulamıyor olsalar da bu onların dinsizlikleri için bir belirti değildir. Ama en azından keyfi ise yeteri kadar dindar olmadıkları için bir belirtidir. Ama İnce gibiler dini kimseye bırakmadıkları ve kendilerini başörtülülerden ve namaz kılanlardan daha dindar ve dini bütün gördükleri için bu tür vasıflar ağırlarına gidiyor. Bundan dolayı hemen cepheden saldırıya geçiyorlar. Madem dindarlar öyleyse denildiği gibi insaf dinin altıncı şartıdır; bari onu yerine getirsinler...

16.11.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (15.11.2007) - Size Alaska verelim

  (14.11.2007) - Çift kanatlı kartal

  (13.11.2007) - Stratejik ortaklık mı?

  (12.11.2007) - Tam 30 yıl sonra

  (11.11.2007) - Mardin modeli; kadrolu eşekler - 2

  (10.11.2007) - Mardin modeli; kadrolu eşekler

  (09.11.2007) - Türk fobisi

  (08.11.2007) - Oval Ofis’te ne oldu?

  (07.11.2007) - Türkiye istediğini aldı mı?

  (06.11.2007) - Kürt devleti

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri