Yer: İzmir, Buca…
Münferit bir haber, gazetelere ve televizyon haberlerine şöyle geçti:
“İzmirli inşaat işçisi, kızını boğarak öldürdü.”
Bu kadar… Ya ayrıntılar?
Şeytan ayrıntıda gizlidir derler.
Ayrıntılar korkunç bir gerçeği gün yüzüne çıkardı.
İnşaat işçisi Yusuf Sel geçim sıkıntısı çeken bir baba… 5 yıl önce eşinden boşanmış ve iki kızının velayetini zar-zor üstüne almış…
17 yaşındaki Alev ve 15 yaşındaki Ayşe’ye hem analık hem babalık yapmaya çalışıyor.
Ama sonra?
Evin küçük kızı Ayşe, televizyondan izlediği hayat ile yaşadığı hayatın birbirine zıt olduğunu görüyor. Bu kocaman çelişkiye bir anlam veremiyor. Çünkü ekranda insanlar eğleniyor… Dizi filmlerde pahalı ve şık giyinen aktrisler gözünü kamaştırıyor. Güzellik yarışmalarında elde edilen derecelerle şöhrete adım adım giden yaşıtlarını imrenerek izliyor.
Ekranın öte tarafına geçmek istiyor Ayşe, onlar gibi yaşamak istiyor.
“Benim neyim eksik, onlar gibi giyinmek, güzel yerlerde eğlenmek bizimde hakkımız olmalı…” diyor.
Ablasının aktardığı şu sözler tokat gibi:
“Emellerime ulaşmak için elimden ne gelirse yapacağım.”
Ayşe artık kendini derslere veremiyordu… Kafası karışıktı çünkü… Artık giyime kuşama merak sarmış ve gece gezmeleri sıklaşmıştı. Kafasına estiği gibi evden kaçar olmuştu.
Baba Yusuf durumu geç de olsa fark etmiş... Artık evden kaçan kızını bar ve diskolarda arayıp buluyor ve eve getiriyordu.
Ayşe bir Pazar gecesi yine gezmeye gideceğini söyleyince babasıyla tartıştı. Zaten alkollü olan baba Yusuf, kızıyla kavga edince, içkinin etkisiyle kızına vurmaya ve onu elleriyle boğmaya başladı… Artık geri dönüş yoktu baba için… Kızının ruhu, iki elin arasından uçup gidiyor. Bir güvercin misali…
Gürültüye uyanan abla kardeşinin cesedini görünce ağlama krizi geçiri- yor… Halasına çektiği cep telefonu mesajıyla korkunç olay bu şekilde açığa çıkıyor.
Tutuklanan baba verdiği ifadede şöyle feryat ediyor:
“Ayşe televizyonda gördüğü renkli hayata özendi. Kızımın kötü yola düşmesini engellemek isterken katil oldum. Durumum tüm babalara ders olsun.”
Tüm babalara bu olay ibret olurken, acaba rezil programları ekrana getirenler “ders” alıyor mu?
Acaba yarın, öbür-gün kendi kızları da tıpkı “Ayşe” gibi bar veya diskolarda gezerek şöhrete giden adımları mı atacak. Hem de ne pahasına olursa olsun!
Medyanın sunduğu “lüks hayat” özentisi bir hayatı daha kararttı.
Acaba sırada hangi “Ayşe” var?
27.09.2007
E-Posta:
[email protected]
|