Cumhuriyet mitingleri devam ederken, seçim ile birlikte demokrasi mitingleri de çoğalacak.
CHP’nin can simidi ve yedeğinde DSP lastiği ile oya tahvil edilmeye çalışılan mitingler, organize sahiplerinin milletvekilliği adaylığı ile “promosyon” boyutunu tamamlamış oldu.
Halkın ortak değerleri olan bayrak ve cumhuriyet, yıllar yılı insanımızın millî şuurudur. “Bayrak ve ezan” simgeleri vatan parçasının milletimiz nezdindeki tapularıdır.
Eğer cumhuriyet, halk tarifine uygun bir idarî sistem ve milletin egemenliği ile demokrasi olgunluğu ise, bunu mitinglere ya da sınırlı kesimlere mal edip kısıtlayıcı olmak, kutuplaşmaya servis yapmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
“Ben dindar bir cumhuriyetçiyim” diyen Bediüzzaman, birey ve rey gibi iki ana yapıyı barındıran seçim ve iradenin halka emanet edilmesini desteklemiştir.
Benzer şekilde “cumhur-u ulema” kadar “cumhur-u başkan”, “cumhur-u bürokrasi” beraberinde tesis edilirse, cumhuriyet hak ettiği mânâsını bulur.
Yoksa, keyfîliğe, rejim bekçiliğine ve belli dayatmalara cumhuriyet görüntüsü vermekle, cumhur ve cumhuriyet anlamını bulmaz.
Cumhuriyet; tek parti felsefesi değildir. Tek düşünme egemenliği hiç değildir. Darbenin gölgesinde halka onaylatılan askerî bir anayasanın çerçevesini sivilleştirmeden, cumhuriyet kavramı cumhur olma vasfını elde edemez.
Bediüzzaman, Asr-ı Saadeti ve hulefâ-i râşidîni “dindar cumhuriyetin reisleri” olarak tanımlar.
Cumhuriyet, bir sistem ve yönetim şeklidir. Bunun pozitif yorumu, halka güven duyulması ve sistemin inançla uygulanmasıdır. Bu halkın en büyük özlemidir.
Halkın özlem duyduğu ve yıllardır hazmettiği cumhuriyeti, benimsediği demokrasiyi, sol partilerin gösteri alanına çevirmek, olsa olsa cumhuriyetin ruhuna yabanî kesimlerin, bunu öğrenme ve halka yakınlaşma denemeleridir.
Bu halk, cumhuriyetçidir. İmtiyazsız, darbesiz, millî iradeye dayalı bir sistemin adı cumhuriyetse, bunun tersini yapanlar ve yaşatanlar, bu günlerde cumhuriyet mitinglerinin arka plan destekçileri oluyorlarsa, bu olumlu bir gelişmedir.
Yalnız bilinmesi gereken bir nokta gözden kaçırılıyor. Mitinglerden; demokrasi, cumhuriyeti kavrama, halkı anlama çıkar. Tersine, mitingler CHP, DSP, katı laikçilik, darbecilik ve din aleyhtarlığına âlet edilirse, buna sebep olanlar şamarı seçimde yerler.
Türkiye’de meşrû zemin, demokratik süreçlere saygılı olmak ve kuralları çiğnememektir. Belli bir zümrenin tahakküm vasıtaları, AB süreci ile birlikte ellerinden alınınca, çareyi sokağı şenlendirmekte buldular. İsterlerse Allah’ın her günü miting yapılsın. Yeter ki, kendini ifade etme özgürlüğü kullanılırken, tepki hakkı icra edilirken, başkalarını itham ve hakarete varan saygısızlıkta bulunulmasın.
Pozitif siyaset ve politika, kendimizi tanımlama ve anlatma önceliğini vermektedir.
Başkasını kötülemek ve ayrıştırmayı değil.
22.05.2007
E-Posta:
[email protected]
|