Demokrasi, beraberinde uzlaşma kültürünü getirir. “Ya ben, ya o” mantığı değildir. Sosyal dalgalar, siyasî krizler ve ülke yönetiminde karşılaşılan kaos halleri ya da beklenmedik riskler karşısında, ortaklık esaslı çözümlere yönelmek, demokrasinin olgunluk göstergesidir.
Siyasî tarihimiz bu olgunluk düzeyinde bir hayli mesafe alsa da, karnemizde bizi sınıfta bıraktıracak şiddette kırık notların bazen fazla zühur ettiği de bir vakıa.
Bu durumlarda, yine “ben ve o” mantığı ile suçlu aramak, negatif telkinleri seçmek veya ortamı gererek kriz avcılığı yapmak yerine, bundan sonrası için çözüm odaklı yakınlaşma ve toparlanmalara girmek gerekiyor.
Burada devlet tanımının, halkın egemenliği ile çerçevelenmesi gerekirken, belirleyici başka aktör ve kuruluşların olması, devlet-millet dengesini bozmaktadır. Çatışma alanları, siyasetin istismar ve gerilim hattını sivil siyasetin dışına itmektedir.
Sonuçta, hukukun siyasî alana müdahalesi, ya da hukukun siyasallaşması gibi demokratik teamülleri zorlayan bir yapı ortaya çıkmaktadır.
Devletin sistemi, demokrasi platformunda halkın beklentilerini ortak paydada ortak amacın etrafında birleştirmeli. İdeolojik kalıplarını dayatmamalı.
Bu çerçevenin devlet aygıtı ile organizasyona dönüşmesinde, bütün tarafların ortak amaç belirlemesine öncelik vermesi öngörülmelidir. Bir ülkenin düşünce kaynaklarını, farklılıklarını ve uzlaşmaz gibi görünen çatışma alanlarını dikkate alarak, ekseriyetin sosyal uyumu için asgarî şartlarda ortak amaç tanımını yapması gerekir.
Bir milletin ortak amaç nitelemesi ve açık tarif anlaşması sağlayabilmesi için demokrasinin köklerinde mevcut insanın taleplerini, düşünce yapısını ve örgütlenmiş karakterlerinin çoğulcu sistemin içinde birbirine enerji intikali yapacak bir seriler bütünlüğü oluşturmasını gerektirir.
“Bireysel self determinasyon,” hür iradenin birey merkezli cüzî irade beyanıdır. Kendini ifade ve icra hakkının, diğerleriyle çatışma oluşturmadan zorunlu ortaklıkları dikkate alan toplum dinamiğine enerji havuzu oluşturmasıdır.
Ülkenin sahiplendiği ortak zemin, bireylerin kültürel hakları kadar siyasî haklarının da şümulüne olan ortak talepleri, en temel kabullere göre yapılandırıp, sosyal mukaveleye, siyasal ortaklığa, beşerî beraberliğe vatan ve ülke kavramlarıyla devlet statüsüne taşınması, demokrasi ile sağlanabilir.
Ortak amaç, ülkenin birliği, meşrû siyasî tercihleri kabul ve demokratik sistemin cârî kuralları kapsamında az ve öz olmalı. Irkî, dinî ve ideolojik tabana dayanmış bir sistem ve devlet yapısı, bunun içinde yer alamayan her vatandaşı, dışlanmışlığın ve ayrışmanın içine iter. Duygu ve düşünce boyutunda yaşanan tahrip, üretimi ve ortak değerler enerjisini de baltalar. Bu durum, birliğin dinamiklerini oluşturan maddî ve manevî unsurları zayıf bıraktırır. Demokrasinin teorik tartışmasına fazla girmeden, günümüzde cereyan eden olaylara baktığımızda, yukarıdaki kabullerin pek gerçekleşmediğini görmekteyiz.
Mahkemelik bir cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında, Meclisin devre dışı kalması, Genelkurmayın bildirisi, acil seçim kararı ile birlikte siyasetin yerinden oynayan taşları, seçim barajının yüksek olmasından dolayı Mecliste temsil hakkını kullanamayan partilerin arayışları ve bütün bunlar olurken, herkesin kafa kurcalayan vehimlere açık soruları artıyor.
Herkesin sandık terazisinde kendisini tartmaya girdiği bu dönemde, siyasî bölünmüşlük, gerilim, kutuplaşma ve baskın seçim havası, her yönüyle siyaseti yeniden yapılandıracaktır.
Bu seçim, bir sonraki seçimin ayak sesleri olacağı gibi, demokratik süreci de besleyecektir. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi başarılırsa,—ki bu konuda da yumurta kapıya dayanınca harekete geçildi—halkın kendini hakim güce yansıtma biçimi daha güçlü olacaktır. Gelinen noktada, demokratik rekabet ve adil bir seçim sürecinde yarışarak halkın desteğini alacak bir zemin var. Bunların korunmasıyla sükûnet ve sağduyu ile sonuçlanacak seçimlerin, masa başı hesaplardan farklı olacağı muhakkak.
Tek mercii ve çözüm halk. Çünkü doğrudan temsilin kendisidir.
Demokrasi maratonunun seçimler kulvarı herkese hayırlı olsun.
09.05.2007
E-Posta:
[email protected]
|