Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 20 Mayıs 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

İsmail BERK

Dün gençlik bayramıydı



Her 19 Mayıs, Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanıyor. Hipodromlarda, büyük stadlarda görkemli törenler, folklorik, renkli görüntüler, resmî zevatın klasik demeçleri ve ezberlenmiş rutin konuşmalar… Hepsi gençlik için.

“Ey Türk Gençliği” deyip görev vermek yetiyor mu? Gençlerle övünmek yanlışlarına dövünmek kâfi mi?

“Aslanlarım” deyip, sözde motive edip, arkasını getirememek “size güveniyoruz” sözünü etkisiz kılmaz mı?

Gençlik gerçekten ne yaşıyor, ne istiyor, en çok neyi merak ediyor, irdeliyor, sorguluyor? İçindeki hüzünlü rüzgâr, coşkulu heyecan ve buruk denemeler neyi hatırlatıyor?

Sahi, gençliğin önemi sadece bayram günüyle mi anlaşılır?

Şüphesiz delikanlılıklarını, enerjilerini ve risk alma cesaretlerini anlamak gerek. Bayram tadında kucaklamak gerek. Ama bunlar kâfi mi? Elbette değil.

Genç, bazen abidir küçüğü için. Bazen de kardeştir. Sözünü dinlediği kişi için.

Genç evlâttır. Anne babanın donuk düşüncelerinin umut ve endişe kaynağıdır.

Genç, arkadaştır. Yaşıtı için, anlayanı, dinleyeni ve seveni için.

Duygusaldır. Duygusunun merkezinden akla ve tepkiye hükmeder. Sonuçları peşinen katlanır. Cesaretin kırılmaz bileği olur. Zaman zaman işsizdir, bunalımlarını yaşar, ikilemlerin cenderesindedir. Cebinde harçlığı yoktur. Ailesinden bile para istemeyecek kadar, minnetsiz olmak ister.

Kendini rahat hissetmediğinde, yüreğine dokunan beklenmedik gelişmeler karşısında sarsılır, irkilir.

Eğitimini tamamlayamamak, ayrı bir sıkıntı verir ideallerine, kariyer planlarına ve inşa etmeyi düşündüğü geleceğine….

Milyonlarca gencin üniversite kapısında yığıldığı ve içeri giremediği bir trajedinin yaşandığı ülkenin genciyseniz, sonuçlar daha vahimdir, inciticidir, hırs ve tahrik sebebidir.

Başarısızlığın tekrarlandığı zamanlarda/dönemlerde ise, kendini uçurumun kenarında hisseden bir iç yalnızlıktadır.

Genç, sevgiyi yudum yudum öğrenir ailelerinden. Kontrolü zorlayan heyecanlar kendini fark etme ile beraber sevgi kaynakları yönetmekte zorlanır. Çelişkiler, tutkular, geçici yaz yağmurları, sonbahar dökülmeleri, kışın kar beyazlığı, yazın ferah ve taşkınlık hali hep onun beş mevsimidir adeta.

En çok anlaşılmayı bekler. Şefkat ve ilgi ister. “Seni anlıyorum” diyen yumuşatıcı bir giriş ifadesine tutunmak ister.

Aykırılık, “hayır” demek, direnç göstermek, alınganlık ve yaşayarak öğrenme süreçleri hep onun yol güzergâhında pusulu anlardır.

Takdir ister, övgü bekler ve şanlı bir beyan tatmak arzusundadır.

Tinerciler, bilim olimpiyatına katılanlar, travma geçirenler, dengeli yürüyenler, kendini aşamayanlar, yol bulamayanlar, kendini günah denizinde akıntıya bırakanlar ve iman tazeliğini kalbinden aklına aktaranlar… Hepsi bizim gençliğimiz.

Sivil toplum kuruluşları, kamu, aileler, kurumlar, gençlik merkezleri, gelişim uzmanları, din adamları ve şefkatini akıtacak alan arayanlar…

Ne olur, biraz daha gençlerimize itina ve özel ilgi gösterelim.

İstatistikler, genç nüfusa sahip ülkemizde çok sempatik göstergeler vermiyor.

Yeni yüzyılın, iletişim yoğunluğunda, elektronik hakimiyet alanlarında dijital yönetimlere emanet gençliğimiz oldukça yalnız ve arayışlı.

Evet, her gün gençliğin olmalı.

Maddî ve manevî donanımları ikmal edilmeli.

Ölçülü riske alıştırılmalı ve güvenle desteklenmeli.

Gençleri anlama sorumluluğumuz, aynı zamanda geleceğimizi idrak zorunluluğumuzdur.

Dünkü gençlik bayramını, bir de bu yaklaşımla yorumlayalım.

Eminim, vicdanına akıl duygusu ve duygularını makul teşvik yapılmış bir gençlik, geleceğini daha pozitif hisseder.

Daha huzurlu yoluna devam eder.

20.05.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (17.05.2007) - Darbe yerine miting yapmak

  (16.05.2007) - Karadeniz Ereğli

  (15.05.2007) - 57 yıl öncesinden

  (14.05.2007) - Şefkatin anası- 2

  (13.05.2007) - Şefkatin anası-1

  (10.05.2007) - Avrupa günü vesilesiyle

  (09.05.2007) - Demokrasi maratonu

  (08.05.2007) - Köklü demokrasi, köklü tabanla olur

  (07.05.2007) - Yeni dönem: Demokrat Parti

  (06.05.2007) - Ankara’da kutlu gün

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004