Filistin’de yaşananlar duble bir felâketi ortaya koyuyor. Filistinliler İsrail’in kuruluş gününü ‘nakba’ yani felâket olarak anıyorlar. İsrail’in kuruluş günü onlar için felâket. Bu yıl felâket, Filistinlilerin iç çatışmalarıyla birlikte çiftleşmiş oldu. Filistinlilerin ‘kırmızı çizgi’ olarak gördükleri ama sürekli olarak ihlâl ettikleri iç çatışmayla alâkalı olarak basında çıkan haberlere bakmak veya yorumlara göz atmak Filistin’in dostlarını utandıracak ve düşmanlarını da güldürecek nitelikte.
Kur’ân’da ifade edildiği gibi Cenâb-ı Hakk kimseyi düşmanlarının maskarası yapmasın. Filistinliler bu yaptıklarıyla dostlarını utandırıyor ve düşmanlarını sevindiriyorlar. Bu kendilerinin yaptığını düşmanları yapamazdı. Filistin dâvâsına ve imajına büyük bir zarar verdiler. Bu zararın boyutları tasavvur edilemez. İsrail de fırsatı hemen değerlendirdi, kendisi açısından ganimete çevirdi.
Geçmişte Şimon Peres gibi İsrailli liderler ellerini oğuşturarak ‘nasıl olsa Filistinliler bizim yapacağımızı yapıyorlar, ilişmeyelim’ havasındaydılar. Bu defa şirretlikleri arttı. Kendilerine göre aktif tarafsızlık ilkesini benimsemişlerdi. Şimdi ise Filistinlilerin bu hâlinden sonra aktif seyirciliği bırakarak aktif müdahale pozisyonunu benimsediler. Hemen Gazze’deki HAMAS mevzilerine saldırdılar. O yetmiyormuş gibi çapsızlığını iyice ortaya koyarak Filistin halkını ateşe atan Mahmud Abbas sayesinde Gazze’ye Fetihle birlikte müdahale etmeye başladılar.
HAMAS’la mücadele etmek ve savaşmak üzere resmen Fetih askerleri Gazze’ye İsrail’in yardımıyla girmiş bulunuyor (Washington Post, 18 Mayıs 2007). Bu neyi gösterir? Gösterse gösterse Filistinlilerin basiretsizliğini; İsrail’in de uyanıklığını. Ama bu basiretsizliğin affedilebilir yanı yok. Hamakatin suçu uyanıklıktan geri değil. HAMAS’a karşı çeper ve siper olmak için Mısır’da Amerikalıların yardımıyla yetiştirilen yüzlerce Fetih askeri Gazze’ye sevkedilmiş bulunuyor.
***
Burada bir değil birçok suçlu taraf var. Bunlardan birisi Mısır. Mısır İhvan’la mücadelesini artık sınır ötesine yaymış bulunuyor. Müslüman Kardeşlerle temas kurarlar diye Mısır Lideri Mübarek, HAMAS lider kadrosunun Mısır’a geçişlerini yasakladı. Daha önce de Kahire’deki bürolarına baskın düzenletmiş ve içeridekileri yaka paça dışarı attırmıştı. Mübarek, HAMAS’ın elimine edilmesi için İsrail’den daha fazla istekli. Mısır, Fetih, İsrail’in değirmenine su taşıyor. Ve Haaretz gazetesine göre, ‘HAMAS’la yola gidilmez ve HAMAS’ın barış diye bir kaygısı yoktur’ demiş. Sanki İsrail’in var. Tzibi Livni’nin ziyaretinden sonra ne olduysa oldu ve HAMAS’ı bitirmek için Mısır da çok yönlü komplonun içinde yerini aldı. Burada asıl suçlu elbetteki Arafat’ın yerine geçen Mahmud Abbas’dır. Filistin halkına liderlik yapamadığı için onları çatışmaya sürüklemiştir. Deliliniz ne sorusuna verilecek karşılık şudur. HAMAS yanlısı İçişleri Bakanını bypass ederek Filistin güvenlik güçlerini kendisine bağlaması ve bunun ötesinde HAMAS’ın hasmı olan ve Haniye’nin Gazze’ye girişini geçmişte önlemeye kalkışan Muhammed Dahlan’ı da güvenlikten sorumlu danışmanı olarak atamasıdır. Güvenlik güçlerini de fiilen onun yani HAMAS’ın hasmının yönetimine vermiştir. Eski güvenlikçi Cibril Racup bile bunu kıyasıya eleştirmiştir. Dahlan’ı Abbas’a empoze eden de ABD ve İsrail ikilisidir. HAMAS’ı cepheden yıkamayanlar onu şimdi desise ile kalleşlikle ve iç kavga ile yıkmaya kalkışıyorlar. Filistin’in sigortası hükmünde olan Arafat ile Şeyh Ahmed Yasin bu tarz gerginlikleri çatışma noktasına gelmeden engelliyorlardı. Galiba niçin İsrail’in Mahmut Abbas’ı tercih ettiği bugün itibarıyla daha iyi anlaşılmış oluyor.
***
Bununla birlikte elbetteki içte ve dışta böyle bir tablo ile karşılaşacağını bilen HAMAS’ın, seçimlere bu kadar asılması doğru olmamıştır. Bunu bilerek yaptıysa yanlıştır, bilmeyerek yaptıysa da siyasî basiretsizliktir. İsrail bugün Filistin Özerk yönetiminin yıkılmasına ve Mahmud Abbas’ın tahtının sallanmasına izin vermeyeceğiz’ diyor. ‘Nejad, Nasrallah’dan sonra yanıbaşımızda bir de HAMAS sivrilmesin’ havasındalar. Bütün bunların ötesinde Filistinliler ve İslâm âlemi için olan biten Gazze’de duble ‘nakbe’nin yani felâketin yaşanmış olmasıdır. Felâket üzerine felâket.
20.05.2007
E-Posta:
[email protected]
|