Fransa’nın eski cumhurbaşkanı François Mitterrand’ın özel danışmanı, ekonomist ve düşünür Prof. Jacques Attali, “Geleceğin Kısa Tarihi” adlı bir eser kaleme almış. Geleceğin dünyası ile ilgili tahminlerini sıralayan Attali, Türkiye ile ilgili yorumlar da yapmış.
Ordunun bile ilerleyen yıllarda özelleştirileceği tahmininde bulunan Attali’nin ‘öngörüleri’nin bir kısmını şöyle sıralamak mümkün:
* Teknoloji sayesinde bugün düşünülemeyen silâhlarla; devletler, şirketlerle; şirketler şirketlerle çatışacak ve tabiî başka gruplar da bu çatışmaya dâhil olacak. Bu çatışmanın sonucunda yeni bir düzen kurulacak ve hiperdemokrasi olarak adlandırdığım bu dönemde ‘altruizm’in (fedakârlık) hâkim değer olarak dünya çapında yaygınlaşması için mekanizmalar oluşturulacak.
* (Batı dünyasındaki İslâm aleyhtarlığının geleceğiyle ilgili olarak) Bu büyük oranda Müslüman ülkelerin Türkiye’nin yolundan gitmesi, yani dini (İslâmı) özel yaşam alanında tutmasına bağlı. Buna karşın, teokratik bir yönetim, dini (İslâmı) laik devletin üzerinde tutarsa, dünyanın geri kalanında İslâmın özgürlükler ve gelişme karşısında bir ‘düşman’ olarak görülme riski var. Ben bu konuda kendimi ‘iyimser’ olarak tanımlıyorum. Avrupa’daki ve Türkiye’deki İslâm, olumlu yönde ilerleme konusunda güçlü bir eğilime sahip.
* (‘Medeniyetler çatışması’ hakkında) İnanmıyorum. Çünkü bu Batıyı ve İslâmı bir blok olarak görmek anlamına geliyor. Oysa durum çok daha komplike, düzensiz ve kaotik.
* “Avrupa bir Hıristiyan birliğidir” görüşünün her zaman karşısında durdum. Çünkü İslâm, Avrupa’nın kurucu unsurlarından biri. Yunan kültürürün önemli bir bölümü İstanbul’dan geldi. İspanya’da da Müslümanlık uzun süre var oldu.
* Türkiye büyük güç olacak. Avrupa içinde, Avrupa ile özellikle Müslüman dünya arasında köprü olan bir güç. Geleceğin önemli aktörlerinden biri dikkate değer gücüyle Türkiye olacak.
* (Türkiye’nin demokrasi geleceği konusunda) Türkiye’deki demokrasinin geleceği konusunda iyimserim. (Yeni Aktüel dergisi, 18-24 Ocak 2007)
Avrupa ve Afrika’nın geleceğiyle ilgili değerlendirmeler de yapan Cezayir doğumlu Prof. Attali, (gelecekte) “Afrika Avrupa’ya değil; Avrupa, Afrika’ya benzeyecek” demek sûretiyle de korkutuyor.
Hiperdemokrasi olarak tarif ettiği ‘yönetim dönemi’nde insanların sürekli ‘Başkaları için ne yapabilirim?’ sorusunu soracağı ‘müjdesi’ni de veren Attali, 2025-2030’larda Amerika’nın yorgun düşeceğini ve 2035’e doğru dünyayı yönetmekten vazgeçeceğini öngörmüş.
Gelecekle ilgili tahminlerde bulunan Prof. Attali’nin önümüzdeki yıllarda ‘fedakârlığın’ hâkim değer olacağını beyan etmesi her halde dikkat çekicidir. Attali’nin aynı zamanda, ‘medeniyetler çatışması’nın olmayacağı ve İslâmın hem Türkiye, hem de Avrupa’da ‘iyi yönde ilerlediğini’ beyan etmesi de önemli. Türkiye’nin, ‘geleceğin önemli aktörlerinden olacağı’ şeklindeki tahmin de; ümitvâr olanlara ‘destek’ sayılabilir.
Netice olarak, akıl için yol birdir: Doğru İslâmı ve İslâmiyete lâyık doğruluğu iyi bir şekilde ortaya koyabilirsek; ümitsizlik dalgaları ‘gemi’lerimizi batıramaz...
20.05.2007
E-Posta:
[email protected]
|