Kendilerine, “Benim Hâlâ Umudum Var Platformu” adını vermişler. Platformu Hrant Dink’in öldürülmesinden hemen sonra oluşturmuşlar. “Hepimiz Ermeniyiz” pankartı onlara ait.
Malatya’daki olayın üzerinden henüz birkaç saat geçmişti ki tekrar ortaya çıktılar.
Bu kez, “Hepimiz Hıristiyan’ız” olmuşlardı. Hepimiz adına karar verme yetkileri var ya!
Kılıktan kılığa, dinden dine sokuyorlar bizi. Tek tip pankartlar hazırlamışlar.
Ukrayna’da turuncu devrim sırasında kullanılmış. Köşeli değil, yuvarlak olması özellikle tercih edilmiş. Grubun eşit ve katımcı felsefesini yansıtıyormuş.
Hatırlayın canım, Gürcistan’dan sonra Ukrayna’da Soros destekli darbe yaşandı ya! Hani şu gelenlerin gidenlerden beter yolsuz ve hırsız olduğunun ortaya çıktığı Amerikalı ünlü spekülatör George Soros destekli olanını diyorum.
Bu arkadaşlara fena halde kafam bozulmuş durumda. Çünkü yaptıkları bu tür densiz çıkışlarla terörle mücadele konusunda oluşan toplumsal uzlaşmayı dinamitliyorlar. Türk, Kürt, Ermeni demeden Müslüman, Hıristiyan seçmeden teröre karşı oluşan ve oluşması için çaba sarfedilen millî refleksi zedeliyorlar. Şu bir gerçek ki, toplumsal bir karşı duruş olmadan terörle mücadele etmek kolay değil.
İngiltere İra, İspanya Eta, Almanya Baader-Meinhof çetelerini böyle dize getirdi. Daha kısa bir süre önce Madrid ve Londra’da patlayan bombalara on binler, yüz binler sokaklara dökülerek cevap verdi. Bugün terörle mücadelede en etkili silah ne kurşun ne de istihbarat. Öncelikle ama çok öncelikle milletin teröre karşı yekvücut olması. Burada silâhlı mücadeleyi, istihbarat başta olmak üzere terörü önleyici tedbirleri küçümsüyor değilim. Bakın PKK ile mücadelemizde önümüzdeki en ciddî sorun bu. Etnik kökeni itibariyle terörün bir toplumsal tabanı var.
Yani Diyarbakır’daki, Mardin’deki, Şırnak’taki insanlar dağa çıkmadığı zaman terör diye bir sorun kalmaz. Geç oldu ama Türkiye’de bu konuda bir toplumsal refleks oluşuyor. On binlerce insan Hrant Dink’in cenazesinin arkasından o Ermeni olduğu için yürümedi. İnsanların dinî inançlarından ya da etnik aidiyetlerinden dolayı öldürülmesini kabullenmediği için yürüdü.
Bir takım profesyonel terör yuvalarının ülkenin geleceğini karartmasına izin vermemek için sokaklara döküldü. Ve o anlamlı tepkiler ortaya çıktı. Ancak “Hrant Dink’e sıkılan kurşunlar bizi bölmedi, tam tersine birleştirdi” derken bunlar çıktı ortaya. “Hepimiz Ermeniyiz”
Böylece, Hrant Dink’in vurulması talimatını verenlerin toplumsal bilinç karşısında aldıkları en büyük darbeye hayat öpücüğü ile mukabele ettiler. Sanki, “Aman siz ölmeyin. Varlığımızı sizin varlığınıza borçluyuz” diyerek.
Hadi, böylesine büyük bir birlik ve beraberlik gösterisi karşısında bu tür küçük şeylere takılmayalım dedik. Ama orada kalmadı. Baktık ki Malatya’da iğrenç bir cinayet işlenmiş.
Dindarın türbanına, Kur’ân kursuna giden çocuğun elindeki Elifba’sına karşı olan bir zihniyet var. Bunlar aynen Müslüman’ın dindarından rahatsız olduğu gibi Hıristiyanlık faaliyeti yapana da karşılar. Ama bir Müslüman’ın karşı olması gibi değil. Onlar din namına ne varsa karşılar. Bunu yaparken de dinimiz elden gidiyor havasına bürünüyorlar. Bu tür olaylarda bunların gerçek yüzü ortaya çıkıyor.
Tam da onu kuyruğundan yakalayıp, bu ideolojinin arkasındaki örgütlü yapıya ve silâhlı güce ulaşmak için en büyük fırsat yakalanmış, bu kez yuvarlak pankartını kapan bu şahıslar ortaya dökülmüş. Bu sefer hepsi Hıristiyan olmuş. Be adamlar bırakın toplumsal morali çökertip, faillerin üzerine gidilecek enerjiyi milletin diniyle, kökeniyle dalga geçerek yok etmeyi, bilinçli, aydın bir tavır ortaya koyunda, millet arkanızdan yürüsün. Yani “cinayetlerle bölmek isteyenlere karşı çıkıyorum” derken, asıl bölücülüğü siz yapmayın.
Hem size kim verdi o yetkiyi, kimini Ermeni, kimini Hıristiyan ilân ediyorsunuz. Demokratikleşmemizi Soros efendiye borçlu değiliz. Hatta Soros gölgesi olmasa daha hızlı mesafe alırız. Bu yüzden bu arkadaşlara her cinayetten sonra yuvarlak pankartlarını kapıp ortaya çıkmalarını değil, susmalarını öneriyorum.
Sizin yaptığınız bu densizlikler sayesinde milletin aklı karışıyor, morali bozuluyor ve yeterince kenetlenip teröre karşı yekvücut olamıyor.
23.04.2007
E-Posta:
[email protected]
|