Öğrencilere sorarsınız, “Ne olacaksın?” diye. “Öğretmen olacağım” diyenlere rastlarsınız. Ve öğretmen olur. İlk istediği şey: “Nerde benim sopam” dır.
Çünkü onun dünyasındaki öğretmen imajı budur. Çocuk öyle bir öğretmen görmüş ve onu örnek almıştır.
Ama sevgi dolu bir öğretmeni örnek alan öğrencinin öğretmen olduğunda yaklaşımı da sevgiyle olacaktır.
Okullarda ve gençlerde artan şiddet eğilimi ile okullarda meydana gelen olayların araştırılarak alınması gereken önemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonunun raporunun sunulmasında bir konuşma yapan Prof. Dr. Ferhunde Öktem olumlu ve olumsuz eğitimin etkilerini vurgulamak için bu örneği veriyordu.
Araştırma sonuçları sevgisiz yetişen çocukların topluma problem olduklarını gösteriyor.
25 milyon gence sahip bir ülkeyiz. Komisyon Başkanı milletvekili Halide İncekara’nın ifadesiyle “geleceğimiz değil, günümüz olan gençler,” Prof. Dr. Hilâl Özcebe’nin tesbitiyle adam yerine konulmalarını istiyorlar.
Onları adam yerine koyma sevgiyle yaklaşma, değer verme ve ilgi göstermekle olur. Kendini başıboş, sahipsiz, ilgi ve sevgiden uzak gören genci madde bağımlısı, kötü alışkanlıkların esiri olmaktan nasıl kurtaracağız?
Anket sonuçları gençlerin durumları hakkında çok önemli ip uçları veriyor. Yüzde 92.6 televizyon seyreden gençlerin yüzde 45’i de bizzat medyayı şiddet aracı olarak görüyor.
Lise öğrencilerinin yüzde 65.6’sı halen sigara içiyor. Son bir ayda yüzde 16.5’u, son üç ayda ise yüzde 2.9’u en az bir kere olsun içki kullanmış. Türkiye ortalamasına vurulunca bu rakam (yüzde 2.9) 120 bini buluyor. Öğrencilerin yüzde 22.4’ü şans oyunlarına takılırken, yüzde 6.2’si de kumar oynuyor. İnternet kafelere katılanların oranı yüzde 56.1. Öğrencilerin yüzde 63.3’ü etki altında kaldıklarını söylerken, yüzde 29’u aile büyüklerinin, yüzde 15.9’u arkadaşlarının, yüzde 14.3’ü de öğretmenin etkisi altında kaldıklarını belirtiyor.
Kontrolsüz internet ise başlıbaşına bir problem. Bilgisayarın başına geçip odasına çekilen öğrenciyi kim kontrol edecek?
Komisyon raporunda detaylı sonuçlar da var. Bütün bunlar ne kadar acı bir tabloyla yüzyüze olduğumuzu gösteriyor.
Ümit edelim ki bu tablo teşhiste olduğu gibi tedavide de bizleri gayrete getirsin, bu olumsuz gidişe dur dedirtsin ve iyi nesiller yetiştirme noktasında tedbirler almaya itsin.
Ülke bizim ülkemiz, gençler bizim gençlerimiz. Acıyı da, sevinci de biz tadıyoruz.
02.04.2007
E-Posta:
[email protected]
|