“Evet, Zülfi kardeşimiz, mektubunuzu okuyunca çok hislendik. Bir nev'î gözlerimizle beraber, kalbimiz dahi ağladı. Ve sana mektubunuzun yarısında şunu sorduk: ‘Peki, mübarek bu kadar iltifatla kanaat edindiğin Yeni Asya’da çalışan bu zevatın, pek âşikâr Adalet Partisini mevcut partiler arasında tutmasının bir mânâsı ve hikmeti belki vardır’ diye neden araştırma ve sorma lüzumunu hissetmediniz?”
Bunlar 1970’li yıllara ait, Üstadın talebelerinden Mustafa Sungur Ağabeyin bir Nur talebesine yazdığı mektubunda yer alan bazı ifadeler. Bu soruyu sorduktan sonra Mustafa Sungur Ağabey mektubuna şöyle devam ediyor: “Hakikaten sâfî bir hizmet-i diniyyede bulunan bir cemaatin, siyaset âleminde naşir-i efkârı bulunan bir gazete, bugün ‘Masonları tutuyor’ diye ittiham edilmektedir. Ve bunu bile bile ve ithamı sinelerine çeke çeke ve sizin gibi çok berrak ve âlî ruhlu, İslâmiyet hadimi kardeşlerimizin en ağır ve ezici hücum ve kalbî itiraz ve feveranlarını göze ala ala Adalet Partisini bugünkü ortamda muhafazaya çalışan Yeni Asya, milyonlar ve milyarlar üstünde bir menfaat ve kâr-ı milleti için, vatanı için, İslâmiyet ve Kur’ân’ı için ve mukaddes hizmet-i Kur’âniyesi için bu yolda yürüyor da ondan…” diye devam ediyor mektup.
Gerçekten Üstadın basın dünyasında lisanı olan Yeni Asya, dün onun görüş ve düşünceleri ışığında siyasî tesbitlerde bulunmuştu. Bugün de zikzak çizmeksizin aynı yolda devam ediyor.
Geçen yıllar birçok gerçeği birden ortaya çıkardı. “Zaman en iyi müfessirdir” hakikati gereğince, hayallerle, özellikle din adına siyasete atılmakla İslâma ciddî ve salim bir hizmet yapılamayacağı anlaşıldı. Dinin, umumun malı olduğu, bir partinin tekeline giremeyeceği görüldü. Salim bir hizmetin ancak gerçek bir demokrasiyle, hatta AB’ye girilerek daha hür bir atmosferde yapılabileceği fark edildi.
Yeni Asya da yıllar boyu hep bunu savunmuştu. Üstad, Dört Halifeden dindar bir cumhuriyetçi olarak söz etmiş, demokrasinin meşrûtiyet-i meşrûa dediği ciddî ve şartlarına uygun, sözde değil gerçek, hak ve hürriyetlerin hiçbir kısıtlamaya maruz kalmaksızın ve kuvvetin kanunda olarak uygulanmasıyla mümkün olacağından bahsetmişti. Yeni Asya da 371 gün kapatılma riskini dahi göze olarak bunları söyleyegeldi.
Geçenlerde Nevşehir’de Üstadın talebelerinden Hasar Okur Ağabeyimizi ziyaretimiz esnasında, birgün kendisini Mustafa Sungur Ağabeyin aradığını, Yeni Asya çizgisinin isabetli olduğunu, onda devam etmesini tavsiye ettiğini söylemişti.
Gerçekten Yeni Asya kararlılığıyla tebrike şâyan.
28.03.2007
E-Posta:
[email protected]
|