Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 26 Mart 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Murat ÇETİN

Televizyona bakmak



Bir dramdır akıp gidiyor, yıllardır ekranlarımızda.

Televizyonun renksiz ve tek kanallı olduğu yıllarda da, renkli, üstelik yüksek çözünürlüklü, yüzlerce kanallı olduğu yıllarda da, bir hüzün, bir ağıt, bir mutsuzluk akıp gidiyor.

Birileri sürekli gözyaşı döküyor. Birileri sürekli acı çekiyor. Birileri sürekli yas tutuyor.

Yıllar geçiyor, nesiller nesilleri takip ediyor, yönetim defalarca değişiyor, ama ekranlardaki dram değişmiyor.

Komşuyla akraba gibi olunan yıllarda da, komşunun evi soyulduğunda haberdar olunmayan yıllarda da, hayali kahramanların hayalî acılarını izliyoruz, ağzımız bir karış açık. Yorumlar, tahminler, temenniler dökülüyor dudaklarımızdan. Kızıyor, ümitleniyor, hayal kırıklığına uğruyoruz.

Bizim hayatımıza hiç benzemeyen, bizim gibi konuşmayan, bizim gibi yiyip içmeyen, bizim çektiklerimizi çekmeyen insanların dertleriyle dertleniyoruz.

Belki o dertler bizde yok diye avunuyoruz. Belki o şaşalı hayatlara bakıp imreniyoruz. Belki oyuncunun üstündeki elbisenin, evdeki mobilyaların modelini beğeniyoruz. Ama gözümüzü o dramdan alamıyoruz.

Oyuncular değişiyor, kahramanlar değişiyor, isimler değişiyor; ama hikâyeler üç aşağı beş yukarı aynı kalıyor. Biz aynı dramın farklı sürümlerini seyredip duruyoruz.

Biz seyrettikçe onlar yenilerini çekiyor, onlar çektikçe biz seyrediyoruz, biz seyrettikçe onlar eski senaryoları yeniden yazmaya, eski filmleri yeniden çekmeye devam ediyor.

Belki bu sırada gerçek bir dramı atlıyoruz. Belki elimizi uzatsak kurtarabileceğimiz bir hayatı kaybediyoruz. Belki dua bekleyenleri kaçırıyoruz. Belki gerçek mutsuzlara mutluluk verme şansından kendimizi uzaklaştırıyoruz.

Ve belki gerçek dramları görüp, bir şey yapamamanın vicdan azabından kendimizi kurtarıyoruz. Başkası açken tok yatabilmenin rahatlığını elde ediyoruz. Birileri ağlarken, hiçbir şey olmamış gibi yaşayabilmenin formülünü buluyoruz.

Belki annelerimizin sıkça kullandığı ama bizim düzeltmeye çalıştığımız gibi, sadece “televizyona bakıyoruz.”

26.03.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (23.03.2007) - Bediüzzaman’dan neler öğrendim?

  (20.03.2007) - Biz bu ülkenin nesiyiz?

  (13.03.2007) - Youtube, senin bizden çekeceğin var

  (12.03.2007) - Evsahiplerine misafir kabul/red rehberi

  (08.03.2007) - Lütfen biraz huzursuz olalım

  (06.03.2007) - Parçalı bölgeli havalar

  (05.03.2007) - Aşağıdaki “değil”lerden hangisi sen değilsin?

  (01.03.2007) - Farkında mısınız?

  (27.02.2007) - 5 dakika

  (26.02.2007) - 2017 ve mortgage

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004