Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 20 Mart 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Eğitim

Satılmışlar ve uyanmışlar

Fevkalâde cehalet içinde ve derin uykularda olduğumuzdan olacak, “Millî Uyanış ve Güçbirliği” isimli bir platform gaflet içindeki milleti uyandırmaya çalışıyor. Mailimi nereden bulmuşlarsa sık sık beni de uyaran ve de uyandıran mesajlar alıyorum bu gruptan. Geçenlerde bu grubun toplantısında konuşan bir mütekait paşa da aydınları “satılmış” olarak niteledi. Bu tür söylemlere yıllardır aşinayız zaten. Meselâ, bazılarına göre, bu ülkenin bir sahipleri vardır; bir de misafirleri. Misafirler edebiyle oturmuyor ve oturdukları evde ev sahiplerini takmıyorlarsa, bunlar muhtemelen satılmış uşaklardır. Evi içeriden ele geçirme çabası içindedirler. Hatta bunlar misafirliğin ötesinde, misafir görüntüsündeki hainlerdir. Üstelik evimizin dört tarafı denizlerle, pardon, düşmanlarla çevrilidir. Hem dahilî ve hem de harici bozguncular evimizi yıkmaya, parçalamaya ve evin tek çatı altında olmasını, yani üniter yapısını bozmaya çalışıyorlar. Kapımıza gelip dayanan AB gibi komşular ise, birlik ve bütünlüğümüzü bozacak oluşumlardır; derhal uzak durulmalıdır. Bütün bunları bir de aydın denilen “zavallılar” yapıyorsa onlara acınmaz; bu topraklardan sürülmesi gerekir.

Bu ifadelere ve bu söylemlere hiç de yabancı değiliz, değil mi? Bu tür söylemler demokratikleştikçe artar. Üstelik cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler öncesi gibi kritik eşiklerde CHP’ nin ve ondan türemiş MHP gibi partilerin iktidara gelmesini sağlamak için ortada boy gösterirler.

Bütün bunları espri olsun diye yazmadım aslında; 27 Şubat tarihli bu köşemizde yazdıklarımızın boşa gitmiş olmasından dolayı üzülüyorum. Bu söylem prototipinden çok çekti bu millet. Ötekileri zenci gören bir CHP zihniyetidir bu zihniyet. 25 yıllık tek parti ve tek şef dönemlerini ne de çabuk unuttuk! 60, 70, 80 ihtilâli ve 28 Şubat darbeleriyle kendi çıkarlarına el koyanların bu millet üzerinde oynadıkları talihsiz bir oyunun yeniden tezgâhlandığının bir göstergesidir bu tür talihsiz konuşmalar.

O yazı, aydınların özgür olmalarını ve farklı düşünceler geliştirebileceklerini, onların bu farklı bakış açılarından dolayı yadırganmamasını ve yargılanmaması gerektiği üzerinde durmuştu. Esas konu ise tu kaka yapılan Atilla Yayla idi. Tekrarlıyorum; aydın özgürdür. Farklı fikirler söyleyebilir. Senin gibi düşünmeyebilir. Hatta düşünmemelidir de. Onu aydın yapan, bizden farklı kılan da zaten farklı düşünmesidir. Esas olan bu milletin değerlerine ters düşmemesi gerekir aydının. Bu yeterlidir.

Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde bırakın emeklisini, normalde askerî ya da sivil bürokrat da böyle bir açıklamada bulunmaz. “Millî uyanış” diye bir kavram da yoktur zaten. Aydınlarını “satılmış” diye yuhalayan çıkmaz. Cumhurbaşkanlığı ya da başkanlık seçimi öncesinde sokaklara dökülüp “vatan elden gidiyor” diye bağırılıp çağırılmaz. Çünkü demokrasi olması için sistemin işlemesi lâzım. Sistemin oturması için de demokratik kültür gerekiyor. Zor dostum zor!

B. Sait ÇİFTÇİ

20.03.2007


Eğitimde ‘beklentiler’ öğrenci gelişiminde etkili oluyor!

Öğretmenin öğrencilerden beklentileri olduğu gibi, öğrencilerin de öğretmenden beklentileri vardır. Eğitimci sınıfa girer girmez hemen bütün gözler ona çevrilir. İyi, kötü bütün davranışları, övgüye değer ya da yanlış yönleri sürekli izlenir.

Öğretmen, öğrencilerin birer fert olduğunu unutmamalıdır. Onlar da karşısındaki insanlardan ilgi, sevgi ve saygı beklerler. Eğitimci, sınıf içerisinde onların yanında olduğunu hissettirmelidir. Konuşan bir öğrenciyi ‘arkadaşınız doğru söylüyor, Mehmet’e katılıyorum…’ diyerek desteklemek, grup faaliyetlerde yardımcı olmak çok önemlidir. Öğrencilere isimleriyle hitap etmek, onlarla olan iletişimi kolaylaştırır. Konuşurken ses tonunun çok yüksek ve korku verici olmaması gerekir. Karşısındakini azarlar gibi konuşan bir insanla hiç kimse bir şeyler paylaşmak istemez ve iletişim kopukluğu olur.

Çocuklar, öğretmenin sorunlara akılcı çözümler üretmesini beklerler. Öğretmen, yaşanan bir sorunu bütün yönleriyle ele almalı ve elinden geldiğince tarafsız olmaya çalışmalıdır. En iyi çözümü bulmak için öğrencilerin de düşüncesini öğrenmeye çalışmak, öğretmene olan güven ve saygıyı artıracaktır. Sıkıntı yaşayan, problem yaşayan çocuklar sınıftan soyutlanmamalı ve onlar da diğer öğrenciler gibi dinlenmelidir.

Öğretmenlerin amacı çocuklara kendilerini sevdirmek değil, eğitimi sevdirmektir. Çocuklar okumayı, yazmayı, öğrenmeyi sevmelidir. Kalem tutmak, oyun oynamak, resim yapmak en büyük tutkuları olmalıdır. Öğretmenler değişebilir, başka okullara gidebilirler. Ama öğrencilerin içindeki okuma bilinci sağlam temellerle şekillenmelidir. Öğretmenler, onları bu yolda aydınlatan birer deniz feneri, örnek alınacak fedakâr insanlardır. Hayatta başarılı olmuş ve eğitimle bağını hiç koparmamış insanlar, muhakkak öğretmenlerinden izler taşırlar.

Çocukları kişilikleriyle değerlendirmek, herkesin içinde azarlamak, öğretmene kızgınlık duyulmasıyla kalmaz, kişilik bozukluklarına da sebep olabilir. Bütün öğrenciler başarılı olmak isterler. Ancak motivasyonları onları çalışmaya teşvik etmek için yeterli olamayabilir. Çocuklar böyle durumlara motive edici davranışların öğretmen tarafından gerçekleştirmesini beklerler. Kişi, yaptığı yanlış davranışların kendi kişiliğine ve değerine zarar vereceğini bilirse, davranışlarına çeki düzen verir. Eğitimci, empatiyi çocuklara sık sık anlatmalı, alıştırma ve öykülerle onları bilgilendirmelidir.

[email protected]

Mustafa OĞUZ

20.03.2007


Öğrenciler, öğretmenin her söylediğini not almalı mı?

Eğitim birbirine bağlı pek çok süreci kapsamaktadır. Öğretmen, bilgileri öğrencilere farklı örneklerle, yorumlarla ve püf noktalarıyla anlatır. Öğrenciler, öğretmenin söylediği ve önemli gördükleri yerleri not alırlar. Ancak çocuklar not tutmaya çalışırken dersten kopmamalıdır.

Eğitimci, ders aralarında öğrencilere hangi noktaları not almaları gerektiğini açıklamalıdır. Matematik dersi yoğun işlem ve anlatım gerektiren bir derstir. Öğrenciler, yapılan bütün alıştırmaları defterlerine geçirirler ya da kitap üzerinde işaretlerler. Dikkat edilmesi gereken başka özellikler varsa, bunlar çocuklara iletilmeli ve not almaları sağlanmalıdır. Çünkü bazen öğrenciler anlatılan konu içerisinde nelerin daha öncelikli olduğunu anlayamayabilirler. Tarih derslerinde öğrenciler önceden konunun özetini çıkarmış olarak gelirler. Öğretmenin söylediklerinin bir bölümünü de yazarak eksiklerini tamamlarlar. Öğretmenlerin not tutmak için çok farklı yöntemleri vardır. Bazı eğitimciler, önemli noktaların tamamını öğrencilere yazdırırlar, bazıları öğrencilerin kendi isteklerine göre not almalarını isterler. Öğretmen ve öğrenci arasında bir uzlaşma sağlamak çok önemlidir. Dersin nasıl işleneceği önceden çocuklara anlatılırsa, çocukların derse hazırlanmaları kolaylaşır.

Öğrenciler, öğretmenin söylediklerini kendileri not alıyorsa, yani öğretmen sadece konuyu anlatıp geçiyorsa, çocukların sürekli uyanık olmaları gerekir. Çünkü eğitimci her an önemli bilgiler verebilir. Böyle bir yaklaşımda, öğrenci gerekli bilgileri hızlı ve okunaklı şekilde yazmalıdır. Daha sonra evde tekrar yaparken yazdıklarını temize çekebilir. Not almak; dikkati canlı tutmak, hatırlamayı kolaylaştırmak ve tekrar yapmak açısından avantaj sağlar.

20.03.2007


En iyi öğüdü, ancak kendine verebilirsin

O işin başarılmasının imkânsız olduğunu bilmedikleri için başardılar (Mark Twain). Akıl hazır değilse, göz göremez (Emilie Serge). Hayatımda edindiğim en büyük bilgi şudur; Kendi kendine yardım etmeyi bilmeyene, hiç kimse yardım etmez (Pestalozzi). Düşünce, düşüneni değiştirir (F. David Peat). Ne kötü ot vardır, ne de kötü adam, yalnız kötü çiftçi vardır (Victor Hugo). Başarının % 5’i yapmayı bilmekten, % 95’i yapabilmekten oluşur (Fransız Sözü). Gerçekler öğrenilince, zannetmeler biter (Huzeyl). Hayatta bir gayesi olmayan insanlar, bir nehir üzerinde akıp giden saman çöplerine benzerler; onlar gitmezler, ancak suyun akışına kapılırlar (Seneca). Bir tecrübe dikeni, bir yığın ikazdan daha değerlidir (J. R. Lowell). İnsan kesesini kafasının içine boşalttığı takdirde onu ondan kimse çalamaz (Benjamin Franklin).

20.03.2007


Eğitim dünyasından haftaya bakış

*Eğitim-Sen, “OECD 2006 Yılı Eğitim Göstergelerinde Türkiye’de Eğitimin Durumu-2” adlı raporunu açıkladı. Raporu değerlendiren Eğitim Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, “Türkiye, eğitimde cinsiyetler arası fırsat eşitliğinin sağlanması bakımından en geri OECD ülkesidir” dedi. Rapora göre, Türkiye’de 15-19 yaş arası gençlerin yüzde 43.5’i eğitime devam ederken, bu oran AB ortalamasında yüzde 86.4’e, OECD ortalamasında ise yüzde 82.8’e çıkıyor. Raporda; PISA testinin matematik dersi açısından sonuçlarında, en başarısız öğrenci yüzdesi Çek Cumhuriyeti’nde yüzde 5, Macaristan’da yüzde 7.8 iken, Türkiye’de ise bu oranın yüzde 27.7 olduğu tesbit edildi. 1995 yılında Türkiye’de 15-19 yaş arasındaki gençlerden çalışanların oranı yüzde 34.2 iken, bu oran 2004 yılında yüzde 21.2’ye geriledi. 20-24 yaş arası gençlerde işsizlik oranı 2004’te yüzde 47.8’e yükselirken, bu oran 25-29 yaş arası gençlerde ise yüzde 42.8’e çıktı.

*ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan, Millî Eğitim Bakanlığı’nca liselere giriş sisteminde test usulü Seviye Belirleme Sınavları’nın getirilmesini eleştirdi. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, 6-7 ve 8’inci sınıflarda test usulü Seviye Belirleme Sınavları’nın yapılacak olmasına tepki göstererek, “Bugüne kadar çoktan seçmeli test usûlü tek bir sınav yapılıyordu. Şimdi bu sınav sayısı 3 oldu. O zaman OKS kalkmadı” dedi. Yarımağan, yeni sistemin öğrencileri eskiden daha fazla dershanelere yönelteceği ve ilköğretim başarı puanı hesaplanmasında suiistimal uyarısında bulundu.

*Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu, Millî Eğitim Bakanlığının Yurt Dışına Lisansüstü Öğrenim İçin Gönderilecek Adayları Seçme ve Yerleştirme Kılavuzu ile bu kılavuza dayalı öğrenci gönderilmesi işleminin yürütmesini durdurdu. Danıştay 8. Dairesi, Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK), Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) Yükseköğretim Genel Müdürlüğü tarafından çıkarılan söz konusu kılavuz ve buna dayalı olarak yurt dışına lisansüstü öğrenim görmek üzere öğrenci gönderilmesi işlemiyle ilgili açılan dâvâda, kılavuzun bazı maddelerinin yürütmesini durdurmuş, bazı maddelerin yürütmesinin durdurulması istemini ise reddetmişti. Karara, dâvâcı YÖK ile dâvâlı Millî Eğitim Bakanlığı karşılıklı olarak itiraz etti. İtirazı görüşen Danıştay İdarî Dâvâ Daireleri Genel Kurulu, Danıştay 8. Dairesi’nin kararını kaldırarak, kılavuz ile bu kılavuza dayalı yurt dışına öğrenci gönderilmesi işleminin yürütmesini durdurdu.

*Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nce (ÖSYM) hazırlanan “Yükseköğretim Programlarına Göre 2006 KPSS/1 Sonuçları Kitabı”nda KPSS’ye başvuran aday sayılarına, yükseköğretim programlarının başarı sıralamasına yer verildi. KPSS’de “Genel Yetenek, Genel Kültür, Yabancı Dil, Eğitim Bilimleri, Hukuk, İşletme, İktisat, Maliye, Muhasebe, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri, Ekonometri, İstatistik, Kamu Yönetimi ve Uluslararası İlişkiler” olmak üzere 14 test uygulanıyor. KPSS’ye giren her aday ise sadece “Genel Yetenek” ve “Genel Kültür” ile ilgili olan testi cevaplamakla zorunlu bulunuyor.Buna göre, 2006 KPSS’ye başvurarak herkesin cevaplamakla zorunlu olduğu ”Genel Yetenek” testinde 291 yükseköğretim programı arasından “mühendislik” branşı başarı sıralamasında ilk sıralarda yer alıyor.

Bu testte en başarılı olan yükseköğretim programı ise Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği.“Genel Kültür” testinde ise yükseköğretim programları içinde ”öğretmenlik” branşı sıralamada en başarılı branşlar içinde yer alıyor. Bu testte, başarı sıralamasında birinci olan yükseköğretim programı ise Selçuk Üniversitesi Tarih Öğretmenliği oldu.

Millî Eğitim Bakanlığı, fen, sosyal bilimler, spor liseleri ile her türdeki Anadolu liselerine seçme sınavı ile öğretmen alacak. Sınav, 5 Mayıs Cumartesi günü 81 il merkezinde yapılacak. Sınava başvuracak adaylar, 20 YTL sınav ücretini, 30 Mart Cuma gününe kadar bankaya yatırabilecekler. Merkezi sistemle yapılan sınav sonuçları, 15 Mayıs’tan itibaren bakanlığın internet adresinde ilân edilecek. Mülakat ve uygulama sınavına girecek olan adayların listesi ise MEB Personel Genel Müdürlüğü tarafından 25 Mayıs’ta yayımlanacak.

20.03.2007


İşin nasıl yapılacağına karar vermek

Bir gün fareler bir araya gelirler ve başlarına musallat olan bir kediden kurtulma planları yaparlar. Pek çok fikir öne sürülür. En sonunda genç bir fare kedinin boynuna bir çan asmayı önerir. Böylece kedi kendilerine yaklaşırken farkına varacak ve kaçabileceklerdir. Bu teklifi fareler tarafından alkışlarla onaylanır. Bu arada bir köşede sessizce onları dinlemekte olan yaşlı bir fare ayağa kalkar ve bu teklifin çok zekice olduğunu ve işe yarayacağını belirtir: ‘Fakat kafamı bir soru kurcalıyor’ der. ‘Çanı kedinin boynuna aramızdan kim asacak?’

20.03.2007


7 çok geç! eğitim için hemen harekete geç

Bir adam, insanları eğitmeyi meslek edinmiş bilge bir eğitimciye sormuş: ‘Çocuğumu eğitmeye kaç yaşında başlamalıyım?’ Eğitimci soruya soruyla karşılık vermiş: ‘Çocuğunuz kaç yaşında?’ Genç adam: ‘Henüz bir yaşında’ demiş. Bilge eğitimci, aldığı cevaptan memnun olmadığını gösteren bir yüz ifadesiyle: ‘Maalesef beyefendi’ demiş; ‘Çocuğunuzu eğitmeye başlamak için tam bir yıl geç kalmışsınız!...’

Okul öncesi eğitim, çocukların gelecekteki başarılarını etkilemektedir. Erken çocukluk eğitimi konusunda ebeveynlerin bilgilenmesi için pek çok farklı çalışma mevcuttur. Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) 0–6 yaş dönemi eğitimin önemi konusunda kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla ‘7 Çok Geç’ projesi çalışmalarını sürdürüyor. Ebeveynler www.7cokgec.org sitesini ziyaret ederek hamilelik sürecinden başlayarak çocuklarının ilk 6 yaş gelişimini desteklemek için farklı konularda bilgi, teklifi alabiliyor, sorularına cevap bulabiliyorlar.

20.03.2007


Taksimetre

Yokuşta frenleri patlayan taksi, müthiş bir hızla aşağı inmektedir. Cimri biri olan müşterisi bağırır: ‘Durdur şu arabayı.’ Şoför panik içinde haykırır: ‘Durduramıyorum!’ Cimri adam heyecanla: ‘O zaman taksimetreyi durdur bari’ der.

20.03.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004