“Bana bir harf öğretinin kırk yıl kölesi olurum” anlayışı tarihte mi kaldı ne? “Alimlerin atlarının ayaklarından sıçrayan çamur bizim için bir şereftir. Ölünce bu çamurlu kaftanımı tabutumun üzerine koyun” düşüncesini de hep kitaplardan okur olduk. İstanbul Fatih’inin sevincini görenler, onun yanındaki Akşemseddin’i göstererek, “Benim asıl sevincim, İstanbul’un fethi için değildir. Akşemseddin gibi bir âlimin zamanımda yaşadığım içindir” inancını da cımbızla arar hâle geldik.
Peki, böyle bir şanlı tarihin çocukları okullarda öğretmenlerini dövecek, envâ-i çeşit saygısızlıklar sergileyecek noktaya niçin ve nasıl geldiler?
Demek kaybettiğimiz ve çocuklarımıza veremediğimiz bir kısım değerlerimiz var. Sevgiyi, saygıyı, temizliği, dürüstlüğü, çalışkanlığı Osmanlıyla birlikte tarihe mi gömdük?
Bu tür şikâyetlerin sona ermesi için bizi biz yapan değerlerimizi yeniden kazanmak, böylece eski görkemli günlerimizi yeniden yakalamak zorundayız.
Fransızlar Almanya’yı istilâ edince ünlü şâir Goethe’ye sormuşlar: “Ne yapalım efendim?” “Okul açın” demiş. “İyi de meyvelerini seneler sonra ancak alırız” demişler. “Başka ne yapabiliriz ki? Bu nesli kaybetsek de gelecek nesilleri kurtarmış oluruz.”
Demek kurtuluşun, kalkınmanın temeli eğitim. İnsanı insan yapan değerlere ancak aileden başlayıp okulda devam eden eğitimle ulaşabiliriz.
Eğitim, yeryüzünün en gözde varlığı insana hizmet etme sanatıdır. İnsanı yücelten değerler onunla kazanılır.
Ateşe körükle gidilmediği gibi şiddeti de kaba kuvvetle önlemek mümkün değildir. Ateşe suyla gidilir. Şiddetin önü de eğitimle alınır.
Eğitimin önemi, değeri ve gücü bilinirse onsuz bir yere varamayacağımızı anlarız.
Şüphesiz öğretim önemli. Eğitim ise ondan daha önemli. Eğitim bilgiyi iyiye kullmanma sanatıdır. Eğitimle gençleri iyiye, güzele, faydalıya yönlendiririz; çalışkan, dürüst, iyiliksever, sevgi ve saygı dolu insanlar olarak yetiştiririz.
Maksat bu ise gençleri başka nasıl geleceğe hazırlayabiliriz ki?
O halde yapılacak iş mutlaka eğitimle insanî değerleri kazandırmak olmalıdır. Çıkarı birinci plana değil, insanlara hizmeti ön plana alan nesiller yetiştirmenin yolu eğitimdir.
İnsanlara iyiyi-kötüyü, helâli-haramı öğreten, bütün güzelliklerin kaynağı olan inanç unsuru ise hiç ihmal edilmemeli. Kanunun, polisin görmediği yerde Allah inancının kalplerde hükmetmesi sayesindedir ki insanlar yapılması gerekenleri zevkle, şevkle yapar, yapılmaması gerekenlerden de titizlikle kaçarlar.
Demek bütün mesele, temelinde inanç bulunan eğitim.
31.03.2007
E-Posta:
[email protected]
|