Yandaki yazıyı gördünüz: Okuma alışkanlığımız yok diyor.
Ne kadar doğru.
Bağcılar Hane Halkı Araştırması (Mart-Temmuz 2006) sonucu üzerine, Bağcılar Belediye Başkanı Feyzullah Kıyıklık yaptığımız özel sohbette şöyle diyordu:
“Bu araştırmadan sonra gördüm ki, bizim en büyük sıkıntımız ne nüfus, ne işsizlik, ne ekonomi... En büyük sıkıntımız cehalet!”
Bir söyleşi için Bağcılar Meydanındayım. Sokaktaki insana mikrofon uzatıyorum ve soruyorum:
- Kutlu Doğum Haftası deyince ne anlıyorsunuz?
30 kişiden 20’si “birşey anlamadığını” söyledi.
- Peygamberimizi ne kadar tanıyorsunuz?
Neredeyse 18 kişi “yeterince tanıyamadığını” söyledi.
- Aklınıza gelen bir hadis-i şerif söyleyebilir misiniz?
Bir hanımefendi ve bir beyefendinin dışında hiçkimsenin aklına “hadis” gelmedi.
-Peygamberimiz şu an hayatta olsa evinize ziyarete gelse ne hissedersiniz?
Elcevap:
Yarısı “Çok seviniriz, ayaklarına kapanırız.”
Diğer yarısı: “Çok utanırız!” diyor.
En acısı iki çocuğun “Peygamberimizin” ismini bile bilemeyişiydi.
Peki yaşlılar?
Mikrofon uzattığımda “yeterince” cevap alamayınca onlar adına utandım.
Bu kadarına pes doğrusu!
Okumayan insan cahil kalır. Cehalet ise toplumları içten içe çürütür.
Hatta denilebilir ki, cehalet, İslâmın en büyük düşmanıdır. Bunun için İslâmiyetten önceki vahşet dönemine “Cahiliyye Dönemi” denmekte, o zamanki âdetlere de “cahiliye âdetleri” denilmektedir. Bu vahşi âdetlerin en belirgin ve en mühim olanlarını Kur’ân-ı Kerim açıkça ifade ederek, bunlardan kaçınmayı emretmiştir. Bunlardan anlaşılmaktadır ki, “cahiliyye” bir dönem olmaktan ziyade bir zihniyettir. Bu zihniyet, her zaman hükmünü icra etmek için fırsat ve zemin bulabilir.
İşte o zaman, bu zaman!
30.03.2007
E-Posta:
[email protected]
|