Deşifre ekibi, genç kızlara tuzak kuran sahte bir yapımcının pisliğini ortaya çıkardı (Star TV).
“Şöhret” tuzağı ile kandırıp, para söğüşleyen bu tipler, sonunda yakayı ele verdi.
Verdi de ne oldu?
Sahte olduğu için deşifre olanlar bir yana bir de sahte olmayan yapımcılar var ki, onlar da sahtekârlara rahmet okutturacak cinsten.
Dolandırmadığı şarkıcı, sanatçı kalmıyor. Bir de utanmadan rating uğruna sansasyon yapıyor... Sonra hiçbir şey olmamış gibi piyasada “itibar” görüyor.
Deşifre’nin yapımcısı M. Ali Önel yaptığı programlardan sonra sistemin kokuşmuşluğuna vurgu yaparken, hâlâ yapılan müptezelliğe “pes” diyor.
“Alsınlar kokuşmuş sistemlerini mutlu mesut yaşasınlar. Senin neyine arı kovanına çomak sokmak… İşte böyle alırsın boyunun ölçüsünü. Buradan bu ülkeyi soyup soğana çevirenlere, işkencecilere, dayakçılara, hırsızlara, arsızlara, namussuzlara sesleniyorum. Ha gayret. Biraz daha çalışın. Pes etmemize az kaldı.”
“Önce duyarlı bir izleyicimizin ihbarıyla 2005 yılının son aylarında Malatya Çocuk yuvasına girdik. Girmez olaydık. Elde ettiğimiz görüntüler bizi insanlığımızdan utandırdı, yüreğimizi yaraladı. Ama aradan geçen aylar içerisinde yine hep beraber her şeyi unuttuk. Sanki hiç yaşanmamış, onlarca bebe o vahşete hiç uğramamış gibi.”
“Aradan daha iki sene bile geçmeden yine Deşifre ekibi aylar süren bir çalışma ile ülkenin en büyük cerahatlarından birini daha patlattı... Hep söylenen ama bir türlü kanıtlanamayan akıl hastalarına işkence meselesi insanın canını acıtacak kadar ağır görüntülerle kanıtlanmıştı. Herkes haberi kendi babasının malı gibi yedi bitirdi. Ama olsun. Biz artık buna alıştık. Varsın bizim emeğimizi hiçe saysınlar ama kanayan bir yarayı toplum olarak sarmamıza katkıda bulunsunlar. Medya bu kez işin peşini daha çabuk bıraktı.”(İnternetten)
Önel, “şöhret” tuzağına düşen genç kızların başına neler geldiğini görüntülerle tesbit ediyor.
Peki ne değişecek?
ÖDÜL PROVOKASYONU
Peygamberimizi “terörist”(!) olarak gösteren Jyllands-Posten gazetesinin kültür sayfası sorumlusuna ‘’azim ve cesaretinden’’ dolayı ödül verilmiş.
Duyun da inanmayın.
Ödülü veren de:
Flemming Rose... “Hür Basın Derneği”nce ödüle değer bulunmuş iyi mi?
Dernek, ilk kez verdiği “Safo” ödülünü, bundan böyle her yıl basın özgürlüğü alanında çaba gösteren birine verecek...miş.
Yani “hakaretin önünü açıyor”lar.
“Safo”lara bakın.
Birileri “kaşımaya” devam ediyor. Bu en az ikiz kulelere yapılan “provokasyon”un bir benzeri kadar tehlikeli.
ŞÖHRET VE CEZA
Dünyaca ünlü bir mankene verilen ceza ilginç... Manken, yardımcısının başına telefon fırlatması sebebiyle “temizlik” cezasına çarptırılmış.
Nasıl oluyor da oluyor?
Şöyle… Mahkeme, beş gün boyunca New York Belediyesine bağlı bir sağlık merkezinde yerleri paspaslama cezası çekecek Naomi Campbell...
Bizde böyle bir hukuk var mı bilemem. Ama olması halinde çok ilginç olurdu diye düşünüyorum.
Düşünebiliyor musunuz; şöhretli isimler, bir belediyenin sözleşmeli personeli gibi olurdu. Çünkü ekranlarda öylesine çok hakaret var ki...
21.03.2007
E-Posta:
[email protected]
|