İnternetteki şiddet çocukları hasta ediyormuş. Gazetelere geçen habere göre, uzmanlar internette yer alan GTA, MAX Payne, Counter gibi şiddet içeren oyunlarda adam öldürmek, otomobil çalmak, tanker yakmak gibi bazı eylemlerin küçük bedenleri saldırgan, saygısız ve hantal hale getirdiği söyleniyor.
Yrd. Doç. Dr. Cengiz Şahin’in (Ahi Evran Ünv. Öğretim Üyesi) çocuklara internet alışkanlıklarını yasaklamanın çözüm olmadığını ifade ediyor, ebeveynlerin çocukların bilgisayar karşısında geçirdikleri zamanı kontrol etmeleri gerektiğini söylüyor.
Kontrol edemezse?
“İşte bu çok tehlikeli olur” diyor.
Şahin:
“Saldırgan ve şiddet içerikli davranışlar sergileyen kişiler araştırıldığında, çocuklukta yaşadıkları olayların etkisinin yansıması görülüyor. Bilinçaltına yerleşen şiddet zamanla saldırganlığa dönüşüyor. Adam öldürmenin ödül olarak gösterildiği, araç yakmanın puan getirdiği oyunların, çocuklarımıza psikolojik yansımasını toplumumuz artan şiddet olayları bire bir gözlüyoruz” diyor.
Psikolojik yansımanın getirmiş olduğu acı tabloya bakıyoruz:
-İki araç sahibi birbirine yol vermeme yüzünden tartıştı… Konuşma bahanesiyle otomobillerine aldıkları iki genci bıçaklayan saldırganlar, daha sonra gençleri arabadan atıp kayıplara karıştı (Basın).
-Bayrampaşa’daki bir mobilya atölyesinde döşeme ustası olarak çalışan 34 yaşındaki S.C, gece 01.30 sıralarında yürürken kimliği belirsiz 4 kişi tarafından durduruldu. S.C. 4 kişinin bıçak çekip para ve cep telefonunu istemesi üzerine kaçmaya çalıştı. Ancak S.C.’u yakalayan eşkıyalar kalçasından 5 kez bıçakladı. S.C.’un yere yığılması üzerine üzerini arayan 4 kişi, para ve cep telefonunu bulamayınca kaçtı. Kendi imkânlarıyla ayağa kalkan S.C, yaklaşık 1 kilometre yürüyerek G.Osmanpaşa İlçe Emniyet Müdürlüğüne sığındı. (Ana Haber Bültenleri)
-Yer yine İstanbul… Bağcılar.. Hırsızlıktan sabıkalı olduğu iddia edilen 27 yaşındaki Ö.K, önceki gece bir kahvehanede bilardo oynarken bir başkasıyla tartışınca karşılıklı silâhlar çekildi (Basın)
Bunlar gazete sütunlarına ve ekranlara yansıyan şiddet haberleri…
Bir de yansımayan haberler var.
Yer, Bağcılar Yüzyıl.. Oğlum Ömer, bir arkadaşıyla dersaneden dönüyor… Ama o ne? Kendinden yaşça büyük bir grup genç önünü kesiyor.
Caddenin ortasında onlardan para istiyor. Hemen bir dükkâna sığınıyorlar. Bir müddet orada kalıyor… Dükkân çıkışında yine onlar… Para vermeyince, Ömer bir kafa darbesi yiyor. Neyse ki, bir dükkân sahibi müdahele ediyor ve onları kovuyor.
Güpegündüz üstelik cadde ortasında yaşanan bu elim hadise şiddetin kapımızın önüne kadar geldiğini gösteriyor.
Bu elim olayları sadece internetteki şiddet oyunlarına veya “eğitimin yetersizliğine” de bağlayamayız elbette...
Manevî bağların koparılmasıyla birlikte toplumda ne yazık ki, bir takım değerler dejenere ediliyor... Ne saygı kalıyor, ne de sevgi… Hal böyle olunca, gençler gücü yettiğince kendinden zayıfları eziyor… Yaşlı veya çocuklara zulmediyor.
Hapishaneler doluyor. Hastahaneler inliyor. Mezarlar cinayete kurban giden mazlûmlarla doluyor.
Malûm, daha önce sigara, içki ve uyuşturucu gençliği hedef alıyordu. Şimdi ise “çeteleşme” ve “şiddet” olayları tehdit eden en önemli unsur.
Çare?
Toplumda sevgi ve muhabbeti tekrar tesis etmek...
Bunun için devletin yetkili organları, Sivil Toplum Kuruluşlarının faaliyetlerine mümkün olduğu kadar destek vermeli. Hatta, teşvik etmeli. Bizzat ön ayak olmalı.
27.03.2007
E-Posta:
[email protected]
|