“Hayatı ihsan edene ve vesile olan uğruna, o hayatı ifnâ etmemek kâr-ı akıl değildir” beyanı karşısında nasıl bir gayret ve himmetin içerisinde olmalıyız?
Hayatın gayesine uygun ve de örnek hareket etmiş olduğu yakın dostlarının tesbitiyle sabit olan o muazzez Üstad hakkındaki şu gerçek neyi anlatıyor?
Hayatın en önemli gayelerinden olan sevgi ve saygının kullanılma alanında yaşanmış bir örnek:
“Hayatımın her safhasından kıymetli ve o hayatı, pervâne-misâl, bir emrinin infâzına ateşte yakmaya her an hâzır olduğum kıymetli Üstadım! Evet, değil böyle hakikat uğrunda, hattâ bir kıymetli hediyeyi ihsan eden Pâdişâh-ı Zîşân için, o hediyeyi sarf etmekte tereddüt edilmez.”
Hayatı nerede ve nasıl harcamamız lâzım geldiğine misâl:
“Hemen, Rabbim yorgunluğunuza bedel bin ehl-i gazâ sevabı ihsan buyursun.”
Hayatın şeref ve haysiyetle devam etmesine karşı önemli bir düstur:
“Maişet cihetinde kanaat ve iktisat beni ihtiyaçtan kurtarıyor.”
Hayatını dâvâsına adayanlara karşı gösterilecek takdir ve vefa duygusu:
“Sen beni değil, ben seni düşünmeliyim.”
Dostluğun hakkının nasıl verileceğine karşı çok içten ve çok farklı bir örnek tavır:
“Sen benimle ne kadar konuşmayı arzu ediyorsan, belki ondan ziyade ben arzu ediyorum.”
Fedakârlığı kesinlikle karşılıksız bırakmayan bir mert davranış örneği:
“Sen mâdem fedakârsın; ben de o fedakârlığa mukabil, menfaatinizi menfaatime tercih ediyorum, gücenme.”
Hakikati teslim etmeye gösterilen farklı bir saygı, derin bir düşünce ve tefekkür duruşu:
“Seni teşvik için değil, çünkü teşvike muhtaç değilsin. Senin gibi ruhu inkişaf edip kalbi intibaha gelen zatlar okumaktan usanmaz.”
Anlayışlı olmanın farklı ve üstün bir hali:
“Senin gibi zeki ve müdakkik bir zata karşı, fazla izahat fazla oluyor.”
Teşvik etme konusunda örnek bir davranış:
“Senin gibilerin az sa’yi (çalışması) dahi çok hükmündedir.”
Çalışmayı takdir edip öven bir davranış:
“Senin gördüğün vazife-i Kur’âniyenin hepsi mübarektir.”
Yapılan her harekete bir karşılık verme ve ilgi duymanın gerekliliği konusunda bir davranış:
“Senin hararetli mektubunun gösterdiği intibah-ı ruhî şâyân-ı tebriktir.”
Başkasına olan saygı ve muhabbetin sıcak, etkili ve bir o kadar da samîmî ifade şekli:
“Senin menfaatin için, menfaatimi terk ediyorum.”
Dostlara karşı ilgi ve alâkanın bir şahika noktası:
“...mübarek hanenizdeki mâsumlara duâ ediyorum.”
“Senin Risaletü’n-Nur hakkında mektupların, çok talebe yerinde, senin bedeline hizmet-i Nuriyede çalışıyorlar.”
Mütevazılığın ve mesaî arkadaşlarıyla hizmetleri paylaşmanın sorumluluk ve idrak şuuru:
“Senin şu âciz ve fakir ve hiç ender hiç olan kardeşin, bin derece haddimin fevkinde olarak, kendimi o gelecek adam olduğumu iddia edemem, hiçbir cihette liyakatim yoktur.”
Teşvik ve takdirin gerektirdiği ortamda bunun hakkını vermenin sıcak bir örneği:
“Senin şu intibahın senin yarana bir merhem olduğu gibi, seni dahi doktorların marazına bir ilâç yapar.”
İşte motive etme tekniğine bir güzel ve farklı misâl:
“Sizler çokların medar-ı intibahı oldunuz ve hüsn-ü misâl oldunuz. “
“Ve Hâlık-ı Rahîme karşı olan âdâbımıza bile halel gelmeyeceğini okudukça, vazifedeki şevk ve gayretimizi arttırıyor.”
Hayatı verene karşı bu hayatı onun yolunda kullanmak ve daimi ve sürekli şükredenlerden olmak dilek ve temennisiyle.
31.03.2007
E-Posta:
[email protected]
|